ABD'nin Yemen'deki İHA saldırıları El Kaide'den başka kimseyi korumuyor
Yemenliler 5 Aralık’ta kalktıklarında yakın bir tarihteki en korkunç katliamlardan birine şahit oldular. Askeri üniformalar içindeki militanlar, başkent Sanaa’da savunma bakanlığı tesisleri içindeki bir hastaneye saldırdılar, 50’den fazla kişiyi öldürüp 150’den fazla kişiyi de yaraladılar.
Kurbanlar arasında erkekler, kadınlar, çocuklar; hastalar, doktorlar, hemşireler; yerliler ve yabancılar vardı. Güvenlik kameralarından alınan görüntüler, silahlı bir adamın acil serviste bir hastayı ameliyat eden cerraha saldırdığını, bir diğer saldırganın yerde yatan kalabalık insan grubunun üzerine rastgele el bombası attığını gösteriyordu.
Arap Yarımadası’ndaki El Kaide’ye (AQAP) karşı eş zamanlı olarak gösterilen halk tepkisi, onlarca senedir görülenden çok daha yoğundu. Uzun süredir yabancı saldırılarına karşı sıradan Yemenliler adına savaş verdiği imajı oluşturmak için çalışan AQAP, televizyonlarda, gazetelerde, radyolarda ve sosyal medyada şiddetle eleştirildi. Hatta tüm bunlar, grubun saldırının sorumluluğunu üstlenmesinden önce gerçekleşti.
Ama sonra, hükümetin videoları yayımlamaya başladığı gecenin akabinde ve AQAP’a karşı öfke hararetli bir noktaya geldiğinde, Sanaa’nın 150 kilometre kadar güneydoğusundaki Radaa eyaleti üzerinde uçan insansız bir Amerikan askeri hava aracı Yemen’e bir füze attı. Füze, düğün konvoyundaki bir araca isabet etti, 12 kişi öldü, onlarca kişi de yaralandı. Halkın söylemi hemen hemen anında değişti, öfke yön değiştirdi. El Kaide neredeyse kendisini yok etmişti ama Amerika gelerek onu kurtardı.
Hemen hemen 10 senedir ABD insansız hava aracı saldırılarından çekmiş ve bunların yüzlerce masum can almasını izlemiş bir ülkede, Radaa’da “resmi” hedefin, düğüne gidenlerin arasındaki birkaç militan olmasının pek bir önemi yoktu. Daha ziyade, bu insansız hava aracı saldırısı, Yemenlilere bir kez daha, üzerlerinde sürekli belirenin Amerikan terörü olduğunu hatırlattı. Bir Yemenli eylemcinin ifade ettiği gibi: “AQAP’tan kaçarsanız ABD insansız hava araçlarına yakalanırsınız.”
AQAP fırsatı kaçırmadı. Grubun askeri lideri Kasım El Rimi, 22 Aralık’ta görüntülü bir açıklamayla hastane saldırısından dolayı özür diledi ve saldırıdan kurtulanlarla kurbanların aileleri için tazminat ödeyecekleri vaadinde bulundu. O, yanlış binaya saldırılarak hata yapıldığını, asıl hedeflerinin savunma bakanlığı tesislerinin içinde ABD ve Yemen askeri personeli tarafından ortaklaşa idare edilen insansız hava araçları kontrol merkezi olduğunu iddia etti. Bu, inanılması güç bir açıklama olsa da özür ve tazminat ödeme vaadi, Amerika’nın öldürdüğü siviller konusundaki soğuk sessizliğiyle büyük bir tezat teşkil ediyor.
Amerikan müdahaleleri yıllardır AQAP adına halkla ilişkilere değer çalışmalar yaptı. Bu en son ve kesinlikle en bariz örnek olsa da ABD’nin doğrudan El Kaide halkla ilişkiler makinesi ve onun insan kaynakları departmanına doğrudan yardım ettiğinin tek örneği olmaktan çok uzaktır. Geçenlerde bölgeyi ziyaret eden bir araştırmacının yerli bir AQAP liderinin yeni örgüte alınanların düzenli olarak ibadet yapmadıklarından şikayet ettiğini gördüğü yer gerçekte Radaa’ydı. Bunlar El Kaide’ye ideolojik gerekçelerle katılmamışlardı, bunlar El Kaide’yi, ABD insansız hava araçları saldırılarında öldürülen akrabalarının intikamını alma vasıtası olarak görüyorlardı. Bunların ideolojiyle hiç alakası olmayan başka gerekçeleri vardı.
Yemen’in çoğu kısmında AQAP’tan değil Amerika’dan korkuluyor. Yakın bir zamanda, Sanaa’ya 30 dakika mesafede, ABD füze saldırısının yolcularla dolu bir aracı vurup mahalli bir öğretmen de dahil araç içindeki herkesi öldürdüğü Havlan bölgesini ziyaret ettim. O, normal ücretli yolculuk için diğer insanları toplayan şoför kuzeni ile birlikteydi. Kuzenler, bu insanların ABD ölüm listesinde olduklarını nasıl bileceklerdi? Öğretmenleri Ali’nin öldüğü haberi gelinceye kadar ertesi sabah öğrenciler iki saat sınıfta öğretmenlerini beklediler. Şimdi ne zaman öğretmenler sınıfa geç gelseler okuldaki öğrenciler ABD’nin onları öldürmüş olabileceğinden korkuyorlar.
ABD insansız hava araçları Amerika’nın Yemen’deki güvenilir müttefiki Abdu Rabu Mansur Hadi’nin meşruiyetini de baltalıyor. Hadi, ağustos ayında ABD’yi ziyaret etti. O, CIA yöneticisi John Brennan ile görüşürken memleketi Abyan’a insansız hava aracından füze atıldı. Devlet başkanının Yemen’e dönüşünü, ülke çapında yoğun insansız hava aracı saldırıları takip etti. Hadi daha sonra insansız hava aracı saldırılarını açık bir şekilde savundu. Tüm bunlar da onun halkın adamı olmaktan daha çok bir Amerikan yardakçısı olarak görünmesine yol açtı. Halbuki Hadi, bölgedeki ve Batı’daki güçler eski Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’in yerine geçmek üzere kendisini sandıktaki tek isim olarak seçtiklerinden dolayı zaten kendisini Yemenlilere ispatlamak için çetin bir mücadele içindeydi.
İnsansız hava aracı saldırılarının ekonomik sonuçları da var. Örneğin, Hadi’nin ABD’de olduğu ay Yemen hükümeti, çoğunluğu ülkenin petrol rezervlerinin yüzde 85’ten fazlasının bulunduğu Hadramut ve Mareb eyaletleri olmak üzere 18 uluslararası petrol şirketine karadaki 20 araştırma bölgesi için teklif verme izni verdiğini duyurdu.
Hadramut ve Mareb, ABD’nin düzenli bir şekilde, sadece şüpheli Müslüman militanları değil El Kaide ve çoğu sivile karşı vaazlarda bulunan önemli bir din adamı da dahil güçlü yerel liderleri de hedef alan saldırılarına maruz kalan yerlerdir. Buralarda, ABD’nin insansız hava aracı saldırıları ve merkezi hükümetin suç ortaklığına karşı giderek artan sayıda protestocu var. Bu, çoğu Yemenlinin uzun süredir Sanaa’dan özerklik elde etmek için çalıştığı Hadramut’ta daha önceki gerginliği de tırmandırıyor.
Petrol şirketlerinin böyle bir ortamda, bir diğer insansız hava aracı saldırısı sonrasında personel ve operasyonlarının öfkeli yerliler tarafından rehin alınması riskini nasıl azaltabilecekleri belli değil.
ABD Yemen’e en büyük insani yardımı yapan ülke olmasına rağmen Washington, El Kaide’ye örgütün hayal bile edemeyeceği yardımları yaparken kendisinin Yemen halkının düşmanı olarak algılanmasını sağlayarak mükemmel bir iş çıkardı.
Kaynak: The National
Dünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu