Sudan halkının yalnızlığı ve Beşir
ABD ve Avrupa da dahil olmak üzere tüm dış aktörler Sudan'da statükonun devamından yana Ömer el-Beşir yanlısı tavır aldı

İsmail Yaşa
Sudan’da Ömer El-Beşir’in görevini bırakması talebiyle gerçekleştirilen protesto gösterileri, Arap Baharı devrimlerini andırıyor.
Darbeyle koltuğa oturan ve yaklaşık 30 yıldır Sudan’ın başında olan El-Beşir’in de zaten diğer Arap diktatörlerden pek bir farkı yok.
Nitekim o da diğerleri gibi gösterileri bastırmak ve koltuğunu korumak için her şeyi yapabileceğini gösterdi.
Ömer El-Beşir’e göre de aslında Sudan halkı yönetimden gayet memnun ve gösterilerin ardında “dış güçler” var.
Ülke dışında görevli diplomatların maaşlarının yedi aydır ödenememesi, yolsuzlukların yaygınlığı ve halkın ekonomik yönden oldukça zor durumda bulunması vesaire Sudan Cumhurbaşkanı’na göre son derece önemsiz ayrıntılar.
Perşembe günü başkent Hartum’un doğusundaki protesto gösterilerine katılan üniversite öğrencisi Ömer En-Numeyr, göstericilerin üzerine açılan ateş sonucu başından yaralanmıştı.
En-Numeyr’in önceki gün hayatını kaybettiği açıklandı.
Şu ana kadar göstericilerden resmi verilere göre 26 kişi ve insan hakları örgütlerinin açıklamalarına göre 40 kişi öldü.
Yaralı sayısı ise çok daha fazla.
El-Beşir’e göre göstericileri öldürenler provokatörler.
Muhalefet ve insan hakları örgütleri ise göstericilere ateş açanların güvenlik güçleri olduğunu söylüyor.
Barışçıl gösteriler ve rejimin tavrı diğer Arap Baharı ülkelerindeki örneklere benzese de Ömer El-Beşir diğer diktatörlere göre biraz daha şanslı.
Sudan halkı ise mücadelesinde maalesef yalnız.
Bunun birkaç sebebi var.
Öncelikle Arap Baharı’nın oldukça kanlı bir şekilde bastırılması Arap halklarını yordu.
Özgürlük ve güvenlik arasında tercih yapmaya zorlanan sıradan insanların birçoğu güvenli bir esareti tercih eder hale geldi.
İkincisi, Sudan’daki protesto gösterilerinin yeni bir devrim dalgasını tetiklemesinden korkan Arap Baharı karşıtı rejimler, sevmeseler bile Ömer El-Beşir’in yardımına koşuyor.
Söz konusu rejimlerin başında Mısır cuntasının geldiğini söylemeye gerek yok.
Sudan’da El-Beşir’in halk hareketiyle görevini bırakmaya zorlanması, devrim kıvılcımının yeniden Mısır’a sıçramasından korkan Abdülfettah Es-Sisi’nin en son isteyeceği şeydir.
Demokrasi ve insan hakları edebiyatı yaparken mangalda kül bırakmayan Batı ülkelerinin ise coğrafyamızdaki özgürlük mücadelelerine nasıl duyarsız olduğu Suriye’de çok acı bir şekilde tecrübe edildi.
El-Beşir’in hem Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerle hem de Türkiye ve Katar gibi Arap Bahası’na destek veren ülkelerle arası gayet iyi.
Sudan askerleri Riyad’ın öncülük ettiği koalisyon çatısı altında Yemen’de savaşıyor.
Türkiye ve Sudan arasında başta tarım olmak üzere birçok alanda işbirliği anlaşmaları imzalandı.
Sevakin adasını Türkiye’ye tahsis eden El-Beşir, yeni havaalanının açılış töreni için İstanbul’a gelen konuklar arasındaydı.
Sudan Cumhurbaşkanı, geçenlerde Şam’ı ziyaret ederek Beşşar El-Esed ile görüştü.
Ziyarete Rusya’nın arabuluculuk ettiği ve hatta El-Beşir’in Suriye’ye Rus uçağıyla gittiği öne sürüldü.
Çin’in Sudan’da ciddi yatırımları var.
El-Beşir’in son dönemde Amerika’yla ilişkileri de düzelme yolunda.
İsrail ile perde arkasında yakınlaşma iddiaları dikkat çekici.
Netanyahu birkaç gün önce Çad’ı ziyaret etti.
N’Djamena’dan dönüş yolunda uçağı Güney Sudan hava sahasından geçti.
Sudan’dan ayrılıp bağımsızlığını kazansa da Güney Sudan’ın hava sahası hâlâ Hartum’un kontrolünde.
Yani Netanyahu’nun uçağına daha kısa bir rota takip etmesi için Güney Sudan hava sahasını kullanma iznini Ömer El-Beşir verdi.
Koltuğunu sallantıda hissettikçe El-Beşir’in İsrail’e daha çok yaklaşması şaşırtıcı olmayacak.
Kaynak: Diriliş Postası