05.03.2013, 16:34

Amerika'nın Mısır'daki oyuncusu kim?

Bugün Mısır'da vatandaşlar zor bir sorunun cevabını arıyor: Amerika'nın Mısırdaki destekçisi kim? Muhammed Mursi ve Müslüman Kardeşler Cemaati mi, yoksa Muhammed Baradey ve Ulusal Kurtuluş Cephesi (UKC) ile diğer sivil muhalif gruplar mı?

İslamcı akımların çoğu, ülkede yapılmaya çalışılan İslami reformları baltaladıkları gerekçesiyle UKC'nin Amerika'nın, Batının, Siyonizm'in ve laiklerin ajanı olduklarını iddia ediyor.  Bu tarafların, Amerika'nın, Batının ve İsrail'in, Mısır'a hakim olan İslami hareketler iktidardan düşmedikçe ve kendi ajanları başa geçmedikçe rahat edemeyeceklerine dair tereddütsüz yaklaşımları var.

Buna karşılık, birkaç gün önce sürpriz bir şekilde muhalif gruptan Amerika'ya yönelik şiddetli eleştiriler geldi. Çünkü Amerikan Dışişleri, UKC'yi boykot kararını iptal etmeye ve seçimlere katılmaya çağırmıştı. Öyle ki, geçtiğimiz hafta Kahire'ye iki günlük bir ziyarette bulunan ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı John Kerry "ihvan kılıklı" olarak nitelendirilmişti. Buradan yola çıkarak muhalif liderler, Amerika'nın Mısır'ın iç işlerine karışılmaması gerektiğinin de altını çiziyorlardı.

İronik olan ise, UKC'nin bazı liderlerinin Amerika'nın Mursi'den tüm tarafların siyasi sürece katılması ve ulusal uzlaşının sağlanması konusundaki taleplerinden dolayı memnuniyetlerini dile getirmeleri olmuştur. O günlerde muhaliflerden ABD'nin Mısır'ın iç işlerine karışmaması gerektiğine dair her hangi bir şey duymamıştık. Ancak aynı şekilde bu çağrıya İslamcı taraftan da hiçbir eleştiri gelmedi. Hiç kimse kendisine, "Neden Amerika bu konuda İhvan ile birlikte hareket ediyor?" diye sormadı. Ayrıca, "büyük şeytan"ın bu pozisyonunu neden çok sevdiklerini ve neden diğerine karşı kendilerine taraf olduğunu merak etmediler.

Her iki tarafın liderleri de, Amerika'nın Mısır'ın içişlerine, 1973'teki savaştan sonra Henry Kissinger tarafından başlatılarak bu güne kadar müdahil olduğunun tamamen idrakindeler. Ulusal kararlar ülke dışında ipotekli olduğu sürece de bu durum değişmeyecek.  Bir taraf diğerini Amerika'nın kararlarını uygulamakla itham ettiğinde aslında siyasi bir saldırıda bulunduğunu ve bir süre sonra bu saldırılara kendisi de muhatap olacağını biliyor. Ancak maalesef, karşı karşıya olan bu blokların destekçileri kendi taraflarının daha onurlu olduğunu iddia ediyor ve hiç kimse ortada var olan acı gerçeği görmek istemiyor.

Bu gerçek bir kere daha durumumuzun çok zor olduğunu ve sorunlarımızın gittikçe karmaşıklaştığını önümüze koyuyor. Ülke iktidarında ister Muhammed Mursi, ister Muhammed Baradey isterse de üzerine hiçbir etiket koyamadığımız Hüsnü Mübarek olsun, gelen her kişi Amerika ile bir şekilde muhatap olmak zorunda. Ve bizler dar kafayla hareket ettikçe büyük şeytan ile çatışmamız veya ona düşman olmamız hiçbir işe yaramayacak.

ABD'nin İhvan ile anlaşma masasına oturup oturmadığı belli değil. Ama muhaliflerle veya Baradey ile oturmadığı kesin. Gerçek şu ki, Amerika kendi çıkarlarına hizmet edeni bulacaktır ve kim onun hedeflerini ulaşmasına yardım ederse, ülke iktidarında o grubu destekleyecektir.

İslamcı akımların taraftarları liderlerinin İsrail ile başa çıkma konusunu sakin bir şekilde oturup düşünmek istemiyorlar. Şu ana kadar İsrail ile ilişkilerini de kesemediler. Tabi ki, bu, onların ulusalcı olmadıklarını göstermez. Çünkü siyasi zorunluluklar ve gerçekler, onları ilişkileri kesmemeye zorluyor. Bu cehennem çemberinin içinden ise ancak, siyasi çoğunluğun üzerinde anlaştığı genel bir uzlaşı çerçevesinde çıkabilirler.

Amerika'nın muhaliflerden seçimlere katılmaları yönündeki çağrısı, İhvan'ı destekledikleri anlamını vermez. Aksine Amerika, Mısır'ın karanlık bir tünele girip kendi çıkarlarının zarar görmesini ve petrol akışına etki etmesini istemiyor. Daha da önemlisi şımarık çocuk İsrail'in her hangi bir tehdide maruz kalmasından rahatsız oluyor.

Nihayetinde Amerika'nın Mısır'da tek bir oyuncusu var. Kim Amerika'nın hedeflerine hizmet ederse o, Washington tarafından memnuniyetle karşılanır. Bu durumu değiştirmek için taraflar arasında bir karışım olması gerekli. Çünkü Mısır'ın siyasi rengi gri. Ama Mısır'da politikaya yeni adım atanların çoğunun rengi ya siyah ya da beyaz!

Kaynak: Shorouk News
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba yıldız

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?