AB Yol Haritası çalışmaları
Türkiye'nin 2013 yılına kadar AB sürecindeki yol haritasını oluşturacak olan belgenin şubat ayına kadar hazırlanacağı bildirildi.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün başkanlığında önceki gün çeşitli kuruluşların temsilcilerini bir araya getiren toplantıda üzerinde çalışılan belgede bütün fasılların 2013'e kadarki takvim öngörüsü yer alacak.
Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, çalışmaları halen süren belgenin AB Genel Sekreterliğinin web sitesinden kamuoyuna açıklanması da öngörülüyor.
Bu arada, aynı kaynaklar, AB ülkelerinde gelecek dönemde düzenlenecek seçimlerin, bu ülkelerdeki siyasi belirsizliği ortadan kaldıracağını ve böylece Avrupa'nın kendi kurumsal meselesini düzeltecek gerekli zemini oluşturacağını belirtiyorlar.
AB'de Türkiye ile ilişkileri "alçak profilli götürme eğilimi" olduğuna işaret eden kaynaklar, Türkiye'nin AB müzakere sürecinin bir kalkınma referansı olduğunu ve bunun da tarama egzersizinden sonra daha iyi anlaşıldığını belirtiyorlar.
Aynı kaynaklar, Ankara'nın dondurulan 8 başlıktaki teknik hazırlıkları kendi kendine yürütme çalışmalarının, AB sürecini kolaylaştıracağını ve bu hazırlıklarla reformlar tamamlandıktan sonra Türkiye'nin AB'ye girmesinin "bir günlük olmasa bile bir yıllık bir süreç olduğunu" kaydettiler.
Bu çerçevede, Finlandiya ve Avusturya gibi ülkelerin üyelik dönemlerinde gelişmiş düzeyde olmaları nedeniyle AB'ye girmelerinin daha kolay olduğu anımsatılıyor.
DOĞRUDAN TİCARET TÜZÜĞÜ
Aynı kaynaklar, AB dışişleri bakanlarının 22 ocaktaki toplantısında onaylanması beklenen Doğrudan Ticaret Tüzüğününse mevcut haliyle Ankara'yı tatmin etmediğini bildirdiler.
Tüzüğün, "doğru yönde atılmış bir adım olacağı, ancak Türkiye'yi tatmin etmeyeceği ve bu nedenle arkasının gelmesi gerektiğini" belirten diplomatik kaynaklar, AB'nin 26 Nisan 2004 tarihli kararını hatırlatarak, bu çerçevede KKTC'ye uygulanan izolasyonların kaldırılması gerektiğine dikkati çektiler.
AB'nin Kıbrıs'ı "bahane" olarak öne sürdüğünü ifade eden aynı kaynaklar, Gümrük Birliği Ek Protokolünü imzalayarak Türkiye'nin üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini, limanları Rum kesimine açma konusunda tek taraflı bir adım atmayacağını kaydettiler.