'Başka bir dünya mümkün'
Chavez ve Castro gibi 'Başka bir dünya mümkün' diyenlerin sayesinde Latin Amerika, ABD yönetimlerinin 'arka bahçesi' olmaktan çıktı.

2006, Latin Amerika solu için birlik beraberlik yılı oldu. Bolivya'nın ardından Şili, Nikaragua ve Ekvador'da solcu liderler işbaşına geldi. Lula ve Chavez yeniden seçildi Latinleri kaygılandıransa Castro'nun bağırsak ameliyatıyla yatağa düşmesiydi. Miloşeviç, Pinochet ile Botha'nın ölümüyle üç eski diktatör tarihin çöplüğünde yerini aldı
'Başka bir dünya mümkün' cephesi
Venezüella ile Küba devlet başkanları Hugo Chavez ve Fidel Castro sayesinde ABD yönetimlerinin 'arka bahçesi' olmaktan çıkan Latin Amerika, seçimlerle geçen 2006'da, solcu liderlerin birbiri ardına ilan ettiği zaferlerle 'Başka bir dünya mümkün' diyenlerin yine tek umuduydu. Solcu liderler, 'doğalgaz çatlağı' verip Castro'nun hastalığıyla üzüldükleri yılı, 'Bolivarcı ruhu yitirmeme' sözüyle noktaladı.
Bachelet, Ortega, Correa...
Yılın ilk solcu zaferi, koyu Katolik Şili'de ilk kadın sosyalist başkan olma başarısını gösteren Michelle Bachelet'den geldi. Babasını kurban verdiği Pinochet darbesinin yaralarını sarmak için kolları sıvayan Bachelet, ilk sınavı öğrenci eylemlerinden, gençlerin yanında saf tutarak alnının akıyla çıktı. Latinler, Meksika'da temmuzda ayyuka çıkan hileli seçimler sonrasında, sağcı Felipe Calderon'un solcu Andres Manuel Lopez Obrador'u yargı kararıyla mağlup etmesiyle tökezledi. Ama kasımda Nikaragua'da efsanevi Sandinist lider Daniel Ortega tekrar başkanlık koltuğuna kurulurken, Ekvador halkı da oyunu solcu lider Rafael Correa'dan yana kullandı. Brezilya'nın solcu lideri Lula da Silva ile Latinlerin öncü gücü Chavez de yine seçilme keyfi yaşadı.
Kıtanın doğalgaz zenginliğine karşın en fakir ülkesi Bolivya'nın yerli kökenli ilk lideri Evo Morales, çareyi enerji sektörünü devletleştirmede bulunca, Latin solcuları arasına karakedi girdi. Ama Morales'in, kararının zora soktuğu Arjantin ve Brezilya'ya 'gaz kesilmeyecek' garantisiyle kriz aşıldı.
Solcu liderler, yılın son buluşması olan Güney Amerika Ülkeleri Topluluğu zirvesinde ise 'gölgesinden çıktıkları ABD'ye karşı güç birliği edeceklerini' birbirlerine verdikleri şu sözle gösterdi: Latin Amerika ülkeleri birliği hedefini hayata geçirme vakti geldi.
Sevenleri Fidel'den iyi haberler bekliyor
ABD yönetimlerinin 1959'daki devrimden beri devirmek için ellerinden geleni ardına koymayıp 638 suikast girişiminde bulunduğu efsanevi Küba lideri Fidel Castro'ya 2006'da 'nazar değdi.' Diktatör Batista karşısında, devrimi gerçek kıldıktan sonra dokuz ABD başkanını 'gömmüş' olan 80'lik yorgun bedeni, kendisinden önce 'havlu attı'. Castro, temmuzdaki bağırsak ameliyatı sonrası 47 yıllık iktidarına ilk kez mola verdi ve yetkilerini başında Savunma Bakanı olan kardeşi Raul Castro'nun bulunduğu altı kişilik liderlik ekibine devretti.
'Makinenin 80'lik olduğunu unutmayın'
Ama Washington ile Kübalı sürgünlerin 'müjde' diye karşılayap 'ölümcül kanser' nitelemelerine inat, mücadeleciliğinden hasta yatağında da taviz vermedi. 'Öldü' iddialarını ters yüz etmek için elinde o günün gazetesiyle sayısız fotoğrafını bastırdı. Sıkı dostu Venezüella lideri Hugo Chavez'le hastanedeki doğum günü partisinin görüntüleriyle yetinmeyip yardımsız yürüyebildiğini ıspatlayan kasetlerle ekranda boy gösterdi. Ama bu kanıtlara eşlik eden tüm mesajlarında halkına umutla birlikte temkin aşıladı: "Düşman beni ölü ilan etti. Sağlığıma kavuşmak için mücadele edeceğim. Fakat 'makinenin' 80 yıllık olduğunu da unutmamalı. Hem iyi hem kötü haberlere hazırlıklı olun." Yılın son ayında ise ünlü İspanyol cerrah Garcio Sabrido, 'Castro'sever dünyaya' ABD'nin Castro'suz Küba planını 2007'de de yırtıp atmak zorunda kalabileceği umudu verdi: "Ölümcül kanser değil. Yeni ameliyat da gereksiz."
Radikal