banner39

Bender ve Adil'in paralel yükselişi

DB ANALİZ: Riyad’ın, Washington büyükelçiliğine Kral Abdullah'ın dış politika danışmanı Adil El-Cubeyr’i atayacağı söyleniyor.

Arşiv 06.07.2018, 09:30 06.07.2018, 09:31
Bender ve Adil'in paralel yükselişi

Dünya Bülteni Haber Merkezi

 

Suudi Arabistan’ın Washington Büyükelçisi Türki El-Faysal’ın sürpriz istifasının yol açtığı fırtına dinmeden diplomasi kulisleri şimdi de Riyad’ın Türki El-Faysal’dan boşalan Washington büyükelçiliğine Kral Abdullah bin Abdülaziz’in dış politika danışmanı Adil El-Cubeyr’i atayacağı haberleriyle çalkalanıyor.

 

Reuters’e göre, Suudi Arabistan, ABD Dışişleri Bakanlığı’na Adil El-Cubeyr’in Washington büyükelçiliğine atanacağını ve Şubat 2007’de görevine resmen başlayacağını bildirdi.

 

Bender bin Sultan’ın yükselişi

 

Suudi Arabistan diplomasisine yakın kaynaklar, Washington büyükelçiliğine Adil El-Cubeyr’i atamasının Türki El-Faysal’ın kendisinden önce 22 yıl Washington Büyükelçisi olarak görev yapan Prens Bender bin Sultan’ın Türki El-Faysal’ı devre dışı bırakarak Riyad-Washington ilişkilerine doğrudan müdahale ettiği için istifa ettiği tezini güçlendireceği görüşünde birleşiyor. Aynı kaynaklar, Faysal bin Abdülaziz’in oğullarının (Dışişleri Bakanı Suud El-Faysal ve Washington Büyükelçiliğinden istifa eden Türki El-Faysal) dışişlerinden tasfiye edileceğini öne sürüyor.

 

Adil El-Cubeyr’in Washington Büyükelçiliği’ne getirilmesi ve Faysalların dışişlerinden tasfiyesinin gerçekleşmesi, Sovyetler’in Afganistan’ı işgali sırasında Suud İstihbaratı Başkanı olan Türki El-Faysal’ın Irak konusunda Afganistan’dakine benzer bir rol oynamak üzere Washington Büyükelçiliği görevinden istifa ettiğini öne sürenlerin tezinin de çöpe gitmesi anlamına gelecektir.

 

Aslında Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Suud El-Faysal ve Washington Büyükelçiliği’nden istifa eden Türki El-Faysal ile Prens Bender bin Sultan arasında, Amerikan Yönetimi’nin bölgeye yönelik politikalarına yaklaşım noktasında ciddi görüş ayrılıkları var. Faysallar, örneğin İran krizinin görüşmeler yoluyla çözülmesi düşüncesindeyken Ulusal Güvenlik Müsteşarı Prens Bender, Beyaz Saray’ın politikalarının bütünüyle benimsenmesi görüşünde.

 

Prens Bender bin Sultan, 22 yıl görev yaptığı Washington Büyükelçiliği’ni bırakıp Suudi Arabistan’a döndüğünde, “Kral olmak için döndü” yorumları yapılmıştı. Halihazırdaki Veliaht Prens Sultan bin Abdülaziz’in oğlu olan Prens Bender, Washington’da bulunduğu süre içerisinde Bush ve ekibiyle çok sıkı ilişkiler kurdu. Washington Post gazetesine göre, Prens Bender 18 ay önce Riyad’a dönmesine rağmen her ay Washington’u gizlice ziyaret ederek başta ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney olmak üzere Amerikalı yetkililerle görüşmelerde bulundu.  Bu görüşmelerden dolaylı yoldan haberi olan Türki El-Faysal, devre dışı bırakılmaya daha fazla katlanamayarak istifa etti.

 

Washington Post, Prens Bender’in bu gizli görüşmelerde Amerikan Yönetimi’ni İran’la ilişki kurmamaya ve İran’a karşı diğer ülkelerle güç birliği yapmaya teşvik ettiğini yazdı. Gözlemciler, bütün bu gelişmelerin Prens Bender’in dışişlerindeki ve kraliyet ailesi içindeki etkinliğine işaret ettiğini belirtiyor.

 

 

Adil El-Cübeyr’in paralel yükselişi

 

1962 yılında başkent Riyad’a 180 kilometre uzaklıktaki Hurme kentinde, elektiriği ve suyu olmayan fakir bir evde dünyaya gelen Adil El-Cübeyr, kraliyet ailesinden olmamasına rağmen kısa sürede yükselerek Kraliyet Divanı’na girmeyi başardı.

 

Hayatının büyük bölümünü Amerika’da geçirdiği için Suudi Arabistanlı olmaktan çok Amerikalı olduğu söylenen Adil El-Cübeyr’in bu dikkat çekici yükselişinin ardında Amerika’daki Yahudi lobisinin olduğu öne sürülüyor.

 

Baba Ahmed El-Cubeyr Adil’in doğumundan sonra eğitimini tamamlayarak Almanya’ya kültür ateşesi olarak atandı. Adil El-Cubeyr böylece ilk eğitimini Almanya’da aldı. Baba Ahmed el-Cubeyr daha sonra Amerika’ya kültür ateşesi olarak atandı ve 20 yıl Amerika’da görev yaptı. Emekliliğinden sonra vatanına dönmek isteyen baba Ahmed El-Cubeyr, eşi ve çocuklarının Amerika’da kalmak istemesi üzerine Suudi Arabistan’a yalnız dönmek zorunda kaldı.

 

Eğitimini Amerika’da devam ettiren Adil El-Cubeyr, North Texas Üniversitesi’nde ekonomi ve siyasi bilimler okudu ve 1982’de mezun oldu. Başkent Washington’daki Georgetown Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler alanındaki master eğitimini ise 1984’te tamamladı.

 

Prens Bender bin Sultan’ın Washington Büyükelçiliği döneminde kendisiyle tanışan ve büyükelçiliğin basın bürosunda iş talep eden Adil El-Cubeyr, kısa sürede Prens Bender’in güvenini kazandı ve sağ kolu haline geldi. 11 Eylül saldırılarından sonra Suudi Arabistan, Amerikan basınının terör suçlamalarına cevap yetiştirme görevini Adil El-Cubeyr’e verdi. Adil El-Cubeyr böylece Amerika’da medyanın yakından tanıdığı bir isim haline geldi. 2000 yılında Kral Fahd’ın sağlık durumu nedeniyle ülkeyi fiilen yöneten Veilaht Prens Abdullah bin Abdülaziz, Adil El-Cubeyr’i Riyad’a çağırarak dış politika danışmanı olarak atadı. Prens Abdullah 2005 ylında kral olunca da, Adil el-Cubeyr bakan sıfatıyla Kraliyet Divanı’na müsteşar olarak atandı.

 

Amerika’da yetiştiği için Amerikan aksanını çok iyi konuşan ve “Amerikan aklı”nı iyi bildiği söylenen Adil El-Cubeyr, zaman zaman kraliyet ailesinin fertlerini Amerikalılar önünde savundu.  İçişleri Bakanı Prens Nayif Bin Abdülaziz’in Kuveyt Es-Siyase gazetesine verdiği demeçte 11 Eylül saldırılarının ardında Siyonistlerin olduğunu söylemesine gelen tepkiler üzerine Amerikan Fox televizyonuna çıkarak 11 Eylül’ün tek sorumlusunun Üsame bin Ladin olduğunu söyledi. 2004 yılında Prens Abdullah’ın ülkesindeki silahlı saldırıların % 95’inin ardında Siyonistlerin olduğunu söylemesine Amerikan sağcıları ve Siyonistler büyük tepki gösterdiler. Bu tepkiler üzerine Adil El-Cubeyr Washington’a uçarak Kongre üyesi Amerikan Yahudilerinden bir heyetin Suudi Arabistan’ı ziyaretini organize etti.

 

Adil El-Cubeyr, halkla ilişkiler alanındaki deneyimi ve başarısı nedeniyle Yahudi örgütleriyle ilişkileri düzenleme görevini de üstlendi. İsrail Jerusalem Post gazetesi, Adil El-Cübeyr’in doksanlı yılların başından itibaren başta Amerikan İsrail Halkla İlişkiler Komitesi ya da kısa adıyla AIPAC olmak üzere Yahudi örgütleriyle ilişki içerisinde olduğunu ve Yahudi yazar Thomas Friedman’a özel davet göndererek başbaşa görüşmesi için Kral Abdullah’ı ikna ettiğini yazar.

 

Amerikalılara göre Adil El-Cubeyr, Suudi Arabistan’ın yumuşak yüzünü temsil etmektedir. Çünkü, 11 Eylül saldırılarından sonra Harameyn Yardım Kuruluşu’nun kapatılması ve ülkesindeki eğitim programlarının değiştirilmesi için çaba sarfetmiştir. Adil El-Cubeyr’in Washington’a büyükelçi olarak atanması gerçekleşsin veya gerçekleşmesin, önümüzdeki günlerde kendisine müstakbel Suud Kralı gözüyle bakılan Prens Bender bin Sultan’ın yükselişine paralel Adil El-Cubeyr’in de yükselişi devam edecektir.

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?