Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey kimdir?

İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenilerin tehciri ile ilgili çıkardığı kanunu Yozgat'ta uygulayan isimdir.

Arşiv 10.04.2010, 10:18 10.04.2010, 14:57
Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey kimdir?

Dünya Bülteni / Haber Merkezi

Boğazlıyan kaymakamı Kemal Bey 1884 tarihinde Beyrut’ta doğmuştur. İlköğrenim ve ortaöğretiminin ardından Mülkiye’yi okuyan Kemal Bey, Beyrut Vilayeti Maiyet memurluğunda göreve başlamıştır. 1909 yılında Kaymakam olan Kemal Bey, Doyran, Gebze, Karamürsel ve 1915 tarihinde de Yozgat Boğazlıyan’da Kaymakam olarak görev yapmıştır.  

Kemal Bey bu dönemde İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenilerin tehciri ile ilgili çıkardığı kanunu Yozgat’ta uygulayan isimdir. Ancak kanunu uygularken Ermeni vatandaşlara kötü muamele ettiği “ kış günlerinde vatandaşları can mal kaybına uğrattığı, Ermenileri ayaklarına süngüler bağlayarak ölüme terk ettiği” iddiaları sonucu 1916 yılında İzmit’te görevdeyken gözaltına alınmıştır. Ankara valiliği İdare Kurulunun Luzumu Muhakemesi kararı ile görevinden azledilen Kemal Bey, Konya’da yargılanmıştır. Konya’daki yargılamada ise beraat etmiş ve eski görevine tekrar geri dönmüştür.

Osmanlı devleti I.Dünya savaşından yenik çıkınca ülkede hükümet değişikliği olmuş Tehcir Kanunundan sorumlu olan İttihat ve Terakki hükümeti hükümetten düşmüştür. Yerine kurulan Hürriyet ve İtilaf hükümeti ise İttihat ve Terakki hükümetinin atadığı yöneticileri değiştirmeye başlamıştır. Bunlardan biride Kemal Beydir. Kemal Bey, Damat Ferit Paşa hükümeti döneminde 7 Ocak 1919’da gözaltına alınmış, 30 Ocak 1919’da İstanbul’a getirilmiştir.

Kaymakam Kemal Bey daha önce beraat ettiği davadan yeniden yargılanmaya başlamıştır. Mahkemede tüm iddiaları reddeden Kemal Bey kendisinin suçlu olmadığını kimseye kötü muamele yapmadığını yalnızca Tehcir Kanununu uyguladığını söyler. Ancak işgal altında bulunan İstanbul’da yapılan mahkemede birçok yalancı şahidin ifade vermesi kolaylıkla sağlanmıştır.

Kemal Bey mahkeme heyetine verdiği savunmada :
“Düne kadar hakimler heyeti halinde olan sizler, şu dakikada bir tarih mahkemesi sıfatını almış bulunuyorsunuz. Ermeniler tarafından öldürülen dindaşlarının ve soydaşlarının matemi Müslümanların yüreklerinin sızlattığı ve her gün gelen kara haberlerin halkı tahrik etmekten geri kalmadığı malumdur. Ermeniler ise, Rus Ordularının kah önüne geçerek, kah arkasında kalarak, ekseriya memleketin asker kuvvetinden mahrum kalmasına güvenerek facialar meydana getirmekten çekinmiyorlardı. Yozgat Vilayeti dahilinde sevk edilen bazı Ermeni - Muhacir kafilelerine, Ermenilerin Müslümanlara reva gördükleri facialara şahit olmuş, bazı asker kaçaklarının tecavüzü ihtimal dahilindedir.

Ancak, savaşta yenilişimizin aleyhimizde meydana getirdiği hezeyanı durdurmak maksadıyla iddia makamının da isteği üzerine, kurbanlar verilmesi bir siyaset icabı sayılıyorsa, bu kurban, ben olamam. Siz kurban seçmekte değil, ancak hak ve adaletle hüküm vermek vicdani görevini taşıyan bir yüksek heyetsiniz. Mutlaka kurban aranıyorsa, herhalde bu işlerin tertipçisi ve idarecisi olarak benim gibi küçük bir memur bulunacak değildir.”

Kemal Bey mahkemede yalancı şahitlerin ifadelerine ise şu şekilde karşılık vermiştir:

“Hepsi yalandır, uydurmadır. Reis Paşa, ben ne bunların söyledikleri Keller köyüne gittim ne de oradan geçtim. Burada vuku bulduğunu iddia ettikleri cinayetlerden de haberim yok. Hele parmaktan çıkmayan yüzüğü almak için kol kesmek; rica ederim. Bu vahşeti kim yapar? Bu derece şem’i bir işi yapacak bir insan tasavvur edemiyorum. Esasen, birini ispat edemezler. Çünkü, hepsi iftiradan ibarettir. Benim haberim olmadan bir şey olmuşsa bilemem. Fakat bu ana kadar bu mevzuda hiç bir şikayetçi gelmemiştir. İlk defa burada Mahkeme huzurunda bu şikayetlerle karşılaşıyorum.”

Kemal Bey kendini bu şekilde savunmaya çalışırken, İngilizler ve Ermeniler Kemal Bey’in asılması için mahkeme başkanı Hayret Paşa’ya baskı yapmaya başlamışlar, bu durum üzerine ise Hayret Paşa istifa etmiştir. Yerine gelen hakim ise ki bu Nemrut lakabıyla tanınan Mustafa idi, 8 Nisan 1919’da Kemal Bey hakkında idam kararını vermiştir.

Kemal Bey,10 Nisan 1919 tarihinde bugünkü İstanbul Üniversitesi’nin bilinen kapısının önünde idam edilmiştir. Kemal Bey, Beyazıt meydanını dolduran kalabalığa son olarak şu şekilde hitap etmiştir:

“Sevgili vatandaşlarım, Ben bir Türk memuruyum. Aldığım emri yerine getirdim. Vazifemi yaptığıma vicdanım emindir. Sizlere yemin ederim ki, ben masumum. Son sözüm bugün de budur, yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa, kahrolsun adalet”

“Benim sevgili kardeşlerim, asil Türk Milletine çocuklarımı emanet ediyorum. Bu kahraman millet, elbette onlara bakacaktır. Allah, vatan ve milletimize zeval vermesin. Amin. Borcum var, servetim yok üç çocuğumu, millet uğruna yetim bırakıyorum. Yaşasın Millet...”

İdamdan sonra 14 Ekim 1922”de Kemal Bey TBMM tarafından Şehid-i Milli ilan edilmiştir. TBMM’den çıkarılan bir kanunla çocuklarına maaş bağlanır.

Yorumlar (2)
neşe gündüz 14 yıl önce
her birimiz birer kaymakam kemal bey olmalıyız
hakan 14 yıl önce
sizin gibi değerli tarihçilere ihtiyacımız var. dünya bültenine teşekkür ederim.
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?