Bosnalılar'ın çilesi 'Esma'nın Sırrı'nda
Savaşın bitmesine rağmen, acıların devam ettiğini Bosnalı yönetmen Jasmina Zbanic "Grbavica / Esma'nın Sırrı"nda sinema diliyle anlatmış.

Dünya Bülteni / Haber Merkezi
Amerikan filmlerine alışmış Türk insanına Avrupa veya Arap ya da Uzakdoğu'da yapılmış bir filmi seyretmek bazen çok zor geliyor. Ancak unutulmaması gereken bir durum var ki, izlediğimiz her film, bilmediğimiz toplumların ve insanların hayatlarına yaklaşmamızı sağlıyor.
Grbavica / Esma'nın Sırrı filminde, Bosna-Hersek savaşının bitmiş, üstünden yıllar geçmiş olmasına rağmen, savaşın acılarına maruz kalmış insanların dramı anlatılıyor.
Esma, 13-14 yaşlarındaki kızı ile birlikte Saraybosna'da savaş sonrası dönemin zor şartlarında hayatını sürdürmeye çalışan bir kadındır. Babasının akıbeti hakkında sorular soran kızını, onun savaşta öldüğüne inandırmıştır. Fakat bir gün kızının, okul gezisine para vermeden katılabilmesi için babasının "şehitlik" belgesine ihtiyaç duyması, Esma'nın kızı Sara'ya söylediği bütün yalanların teker teker ortaya çıkmasına sebep olacaktır.
Kızının okulla ilgili 200 Euroluk isteğini yerine getirmek için çırpınan Esma'nın üzücü, yıpratıcı mücadelesini gördükçe, yönetmen Jasmila Zbanic'in ne kadar büyük bir iş yaptığının farkına varıyoruz.
Müziksiz Film
Grbavica filminde hiç müzik kullanılmamış. Ancak kamera bir ortama girdiğinde orada bir müzik duyuluyorsa veya o sahnede eğer radyo açıksa, oradan gelen müzik filme yansıyor. Zaten açılış ve jenerik sahnesi Boşnakça bir ağıt ile başlıyor. Sözlerini hiç anlamasak da, insanın yüreğine işleyen ve sarıp sarmalayan bir musikisi var.
Filmin bazı sahnelerinin müziksiz ve efektsiz olması, seyirciyi rahatsız etse de, büyük bir beklentinin de içine sokuyor: "Esma bu büyük gayretinin sonucunda başarılı olacak mı?" diye merakla beklerken, bu mücadeleci kadının sırrının ne olduğunu çözmek için de düşünmeden edemiyorsunuz.
Mücahitlikten bar fedailiğine...
Bu sırada, barda fedai olarak çalışan bir adam, Esma'ya âşık oluyor. Sırplar'ın canice saldırılarına karşı koymak için Boşnak Ordusu'nda savaşan, ancak barış anlaşması imzalandıktan sonra ne yapacağını bilemeyen bu adam, şimdi sarhoşların kavgalarını ayırmak için bar fedailiği yapmaya razı olmuş biri…
Esma'nın hem yuvasını ayakta tutmak, hem kızını kaybetmemek için verdiği amansız mücadelenin yanı sıra, Sara'nın da babasının durumunu öğrendikten sonra saçlarıyla ilgili yaptığı eylem, Bosnalıların nasıl dirayetli insanlar olduğu konusunda seyircinin beynine inen bir balyoz etkisi yapıyor. Aradan bin yıl geçse de Bosnalı Müslümanlar'ın, Sırpların yaptığı katliamı hiç unutmayacaklarını anlıyoruz.
Mirjana Karanovic (Esma) ve Luna Mijovic (Sara) gerçekten müthiş bir oyunculuk örneği sergilediğini söylemeden geçmemek gerekiyor.