banner39

Bu tarihi çağrıya siz de destek verin

İstanbul'daki tarihi çeşmelere hayat vermeye çalışan Dr. Ursula Sezgin'e siz de destek verin. Sezgin, onardığı Seferağa Çeşmesi'nin web sitesini de kurdu.

Arşiv 06.07.2018, 09:30 06.07.2018, 09:31
Bu tarihi çağrıya siz de destek verin

Dünya Bülteni Haber Merkezi

 

Dünyanın önde gelen bilim tarihçilerinden Prof. Dr. Fuat Sezgin’in Alman eşi İslami ilimler uzmanı Dr. Ursula Sezgin, İstanbul’daki tarihi çeşmeleri yeniden canlandırmak için bir girişim başlattı. Ursula Sezgin, başlattığı yeni girişimle İstanbulluları tarihlerine sahip çıkmaya davet ediyor. www.istanbul-brunnen.de adıyla kurduğu web sitesinde Dr. Ursula Sezgin, İstanbulluların tarihi dokularının önemini anlamaya ve yaşatamaya çağırıyor. Sitenin girişinde şu açıklamaya yer veriliyor: “Bu web-sayfası hicrî 1029 da (M.S.1620 de) Sefer Ağa tarafından vakfedilen çeşme için hazırlanmıştır ve bu şehrin tarihî mirasını canı gönülden korumak isteyenlere – orada doğmuş, veya oraya taşınmış, veya geçici olarak orada bulunmuş insanlara – hitap etmektedir.”

 

Sefer Aga Çesmesi Sefer Aga Çesmesi
Sefer Ağa Çeşmesi'nin harap hali gösteren resim....

 

 

Çeşmeyi 1620 yılında yaptıran Tersane Kethüdası Sefer Ağa'nın çeşmenin kitabesine yazılı “Rabb’im, bu çeşme sürekli aksın hiç kesilmesin.” şeklindeki niyazını yerine getiren Ursula Hanım'ın şimdiki hedefi imkânlarının ölçüsünde Süleymaniye'deki diğer tarihi çeşmeleri de tekrar asli fonksiyonlarına kavuşturmak.

Çeşmelere merakı eskilere dayanıyor

Dr. Ursula Sezgin’in Türkiye ve çeşmelere merakı eşinden öncesine dayanıyor. 1998 yılında her geçen gün biraz daha tahrip olmasına dayanamayıp el attığı Süleymaniye’deki Sefer Ağa Çeşmesi'ne ilk seyahatinde vurulmuş. 1964 yılında şehrin kadim sokaklarını arşınlarken fark ettiği çeşmeyi anlatırken Sefer Ağa Çeşmesi ile aranızda duygusal bir bağ kurulduğunu hissediyorsunuz: “Üç sokağın ortasında, yolların kesiştiği bir yerde duruyordu ve önünde büyük bir ağaç vardı. Ağaçlar içinde bir çeşmeydi. Taşlarında, çeşmenin suyundan faydalanan birçok neslin izleri vardı. Kadınlar ve genç kızlar buradan evlerine su taşıyorlardı. Ne ismini ne de tarihini biliyordum. Ama bu çeşmeyi çok sevmiştim.” 1966 yılında Fuat Sezgin ile evlenen Ursula Hanım’ın bu evliliğinin ardından her yıl yolu Türkiye'ye ve tabii ki sevgili çeşmesine düşmüş. Her yıl çeşmenin durumunun daha da kötüye gitmesi ve sonunda suyunun kesilmesi onu derinden üzmüş. “Susuz bir çeşmenin ne anlamı olabilir ki?” diye soruyor haklı olarak. Bu gidişe “dur” demek için 1998 yılında resmi olarak girişimde bulunmuş. Her ne kadar bakımı belediye tarafından yapılsa da mülkiyetin vakfa ait olmasından dolayı bürokratik işlemleri beş yıl sürmüş. Ve nihayet geçtiğimiz yıl çeşme onarılıp musluğundan tekrar sular akmaya başlamış.

 Sefer Aga Çesmesi
Çeşmenin restore edildikten sonraki hali....

İnsanları uzaktan seyrediyor...

Çeşme tekrar eski kimliğine kavuşunca Ursula Hanım, 20 metre öteye giderek sevgili çeşmesini uzaktan izlemeye başlamış: “Geçen sene giderek uzaktan seyrettim. İnsanlar ellerini yıkıyor, çeşme başında sohbet ediyorlardı. Bundan dolayı çok mutlu oldum. Çevredeki insanların bu çeşmeye ihtiyaçları vardı. Çok sevindiler. Su satın alınabilir ama çeşmeden akan suyun daha farklı bir anlamı var.” diyor. Zaten artık çeşmenin adı çevrede “Alman’ın Çeşmesi'ne çıkmış. Süleymaniye esnafı, Sefer Ağa’nın adını duymamış veya fark etmemiş olsa bile bu çeşmenin suyuna tekrar hayırsever bir Alman tarafından kavuştuğunu biliyor. “Neden çeşme?’ sorusuna ise şu cevabı veriyor Ursula Hanım: “Suyun ne kadar önemli olduğunu Türkiye'de anladım. Ayrıca insanlar her şeyi hükümetten beklememeli. Batı'da bu anlayış yaygın. Çeşmeyi eski fonksiyonuna kavuşturmayı insan olarak kendi sorumluluğum altında hissettim.” Sefer Ağa Çeşmesi'ni tekrar eski günlerine kavuşturan Ursula Sezgin, bu çeşme ile yetinmek niyetinde değil. Maddi imkânları elverdiği ölçüde Süleymaniye'deki iki büyük çeşmeye de su götürmekte kararlı.

Rabb'im bu çeşmenin suyu hiç kesilmesin

Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Tersane Kethüdası Sefer Ağa, vefatından sonra Küçük Piyale Paşa'da yaptırdığı mektebin haziresine gömülmüştür. Mektep bugün mevcut değil. Şehzadebaşı Vezneciler Kirazlı Mescid Sokağı ile Süleymaniye arasında kalan çeşme 1620 yılında inşa edilmiş.

Çeşmenin kitabesinde şu sözler yer alıyor:

1- Sefer Ağa bu hayratı burada bina eyledi.

Allah onun mükafatını mahşer gününde ona versin.

2- Allah'tan ümidim daima budur ki kıyamete kadar onun hayır eserleri ayakta kalsın.

3- Onun bütün zamanı cömertlik ve ihsan

ile geçmektedir. Gerçek şu ki onun bütün

fikirleri hayır yapılmak üzeredir.

4- İşte bu çeşme de yüzlerce emek sonu-

cunda ortaya çıktı. Artık çeşmeden su içenler

şöyle dua eylesinler: İnşallah dileriz ki onun

mahşer günündeki nasibi ve mükafatı cen-

nette Allah'ın cemalini görmek olsun.

5- Hatif, gayb duasıyla oranın tarihini söyledi Rabb'im, bu çeşme sürekli aksın hiç kesilmesin.

 

İşte Ursula Sezgin’in Çağrısı

“Nasıl devam edecek?

Osmanlı zamanında Sefer Ağa Çeşmesi yüzlerce başka sokak arası çeşmeleriyle İstanbul mahallelerinin su ihtiyacını gideriyordu. 15inci ile 17inci y.y arasında klasik tarzda, lâle devrinde ihtişamlı süslerle ve sonra da duvara yerleştirilmiş veya iki sokak köşesinde veya açık meydanlarda inşaa edilmişler. Müşterek hususiyetleri olmalarına rağmen her biri başka.
Hepsi kültürel mirastır. Maalesef biçtiğimiz değer bugünkü durumlarından anlaşılmıyor. Bazı çeşmeler, pek ustaca olmasa da, yıkımdan kurtulmuşa benziyorlar; çok azı restore edilmiş. Tarihî yapıları koruma inisiyatifi İstanbul Belediyesi tarafından Birinci Dünya Savaşında yürürlüğe girdi. “Boğaziçili Alman” diye tanınan Friedrich Schrader tarafından gayret ve hevesle uygulandı. Yaptıgım tecrübeler yetkinin tek bir elde olmadığını gösterdi – ama çeşmelere sadece harekete geçerek yardım edilebilir.

2010 yılında İstanbul (AB´de olmayan bir memleketin temsilcisi olarak) Almanya´nın Essen ve Maceristan´in Pècs şehirleri yanında Avrupa’nın Kültür Başkenti olacak. Bu tarihi hedef alıp, kültürel mirası kurtarmaya başlansa iyi olur. Yoksa olmaz mı?”

 

 http://www.istanbul-brunnen.de/sonra.htm

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?