Dick Cheney'in Hatası
Cheney'i yıllardır bildiğim, beraber çalıştığım ve kongrede ortak tavır sergilediğim biri olarak savundum. Artık yeter.

Mickey Edwards *
En az altı yıldır Bush yönetiminin tekrar tekrar anayasa - ve muhafazakâr -ilkelerine ihanet etmesiyle artan bir şekilde sinirlenirken ben başkan yardımcısı Dick Cheney'i yıllardır bildiğim, kendisiyle beraber çalıştığım ve kongrede ortak tavır sergilediğim bir adam olarak savundum. Artık yeter.
Dick Cheney'i başkan George W. Bush'un ihlallerinden dolayı suçlamıyorum; başkan kendini bir modern zaman kralı görüntüsünde sunmaya ihtiyaç duymuyor. Eski işvereninin içinde olduğu petrol endüstrisine sadakati dışında başkan yardımcısının da Irak savaşını tutkulu bir şekilde desteklediğine inanmıyorum. Söylenenlere bakılırsa Cheney'in "askeri seçenek"e duyduğu inanç ve karar verici başkan ilkesi, onun Halliburton ile olan rabıtasından önce gelmektedir.
Peki, o zaman benim Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçi liderlikte beraber çalıştığım bir adamı sonunda "kendileri hakkında çok dikkatli olmalıyız" kategorisine koymamın sebebi nedir?
Bu tavrımın nedeni; Cheney'in ABC News muhabiri Martha Raddatz ile bu hafta yaptığı ve kendisi hakkında bilmediğim bilgiler veren sohbetti. Çarşamba günü kendisine beş yılını dolduran Irak savaşı ile ilgili halkın hoşnutsuzluğu hatırlatıldığında başkan yardımcısı bu gerçeği tek kelimelik bir "öyle?" cevabıyla geçiştirdi (ve böylelikle aslında halkın kendisini önemsememiş oldu).
"Öyle" sayın başkan yardımcısı?
Cheney şöyle diyor; politika halk tutumundaki dalgalanmalara göre ayarlanmamalıdır. Bush yönetiminin Irak politikasına muhalefet; yaygın, sabit ve süreklidir. Kamuoyu düşüncesi ister doğru ister yanlış olsun, küçümseyici bir şekilde görmezden gelinemez.
Son zamanlarda, vatandaşlığı öğreten ve kamu alanına girmeyi cesaretlendiren bir organizasyon olan Presidential Classroom (Başkanlık Sınıfı) ile birlikte Washington'u ziyaret eden bir grup lise öğrencisine konuşma fırsatı buldum. Öğrencilerden biri kongredeki 16 yıllık görevimde en zor kararımın ne olduğunu sordu.
Soru, 1990'da Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçi Politika Komitesi'nin başkanı ve Masraf Onay Komitesi'nin bir alt komitesi olan dış operasyonlar komitesinde etkili bir Cumhuriyetçi olarak Körfez Savaşı için kongre onayını kazanmada oynadığım öncü rol üzerinde çok fazla düşünme gerektiren bir soru değildi.
Öğrencilere-bazılarının öleceğini bilerek genç Amerikalıları çatışmaya gönderme anlamına gelen-savaşa girme kararının, herhangi bir kamu görevlisinin tercih etmesi en zor olan seçenek olduğunu söyledim. Ölümcül Avrupa savaşlarının farkında olan Amerika devletinin kurucularının, iktidardaki yönetici birimin açık halk desteği olmadan kongredeki temsilciler üzerinden savaşa girmeye karar vermelerini engellemelerinin nedeni budur.
Cheney, Raddatz'a Amerikan savaş politikasının halkın görüşünden etkilenmemesi gerektiğini söyledi. Fakat halk tam da düşünceleri önemli olması gereken unsurdur: devletin savaşa girip girmeyeceğine karar vermesi gereken halktır. Bu düşünce radikal, liberal veya vatansever olmayan bir düşünce değildir. Bu Amerika'nın anayasal sisteminin kalbidir.
Amerika kurulmadan önce Avrupa'da krallar ve bendeleri vardı. Kurucular, Birleşik Devletler'de bende değil vatandaşların olması gerektiğine karar verdiler. Krallar halklarına ne yapmaları gerektiğini söylerler bunun tersine vatandaşlar hükümetlerine ne yapmaları gerektiğini söylerler.
Açıkça inandığı gibi eğer Dick Cheney, Irak'taki savaşın Amerikan çıkarları için hayati olduğuna inanıyorsa gerekli olan halk desteğini kazanmak için yeterince ikna edici deliller bulmak onun ve başkan Bush'un işidir.
Bu güçlü bir başkan (öncülük eden biri) ve güçlü bir başkanlık (bütün gücün tek kişinin elinde toplandığı) arasındaki farktır. Bush, resmi olarak Amerika'nın "devlet başkanı"dır fakat hükümet başkanı değildir; hükümetimizin bir kanadının başkanıdır ve bu kanat savaş ve barışa karar veren merci değildir.
Başkan yardımcısı, halkın savaşa karşıtlığını basit bir "Öyle?" ile küçümsediğinde Amerikan hükümet etme sistemindeki en önemli ilkeyi ihlal ediyor: bu ilke halk hakimiyeti ilkesidir.
* Mickey Edwards, 1977'den 1993'e kadar Tesilciler Meclisi'nde bulunmuş Princeton Üniversitesi'nin Woodrow Wilson Okulu'ndaki bir okutmandır. "Reclaimig Conservatism" adlı kitabın yazarıdır.
Çeviren: Ali Karakuş