Dünya Papa'nın ziyaretini konuşuyor
İngiltere basınında Papa'nın Türkiye ziyareti geniş yer buluyor. Papa'nın, Türkiye'nin AB üyeliğine destek açıklaması ve Ali Bardakoğlu'nun, 16. Benediktus'un İslamiyet ile ilgili sözlerine yanıtı öne çıkarılıyor.

Hemen her gazete, ziyaretin ilk gününde yaşanan iki gelişmeyi öne çıkarıyor. Bunlardan biri Papa'nın, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği konusunda dile getirdiği olumlu görüşler. Diğeri ise Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun, 16. Benediktus'un İslamiyet ile ilgili sözlerine yanıtı.
"Papa Müslüman bir ülkeye ilk ziyaretinde, özür dilemedi ancak köprüler kurmaya çalıştı" başlığını kullanan Guardian, 16. Benediktus'un Ankara temaslarını şöyle özetliyor:
"Papa kısa zamanda oluşturduğu İslamofobi izlenimini dün yıkmaya çalışarak, Hristiyanlar ile Müslümanlar arasında karşılıklı saygıya dayalı yeni ve gerçek bir diyalog süreci başlatılması çağrısında bulundu.
"Eylül ayında Almanya'da yaptığı ve İslam'ı kötü ve insanlık dışı bir din olarak tanımladığı konuşmadan dolayı özür dilemedi. Bunun yerine Türkiye'ye methiyeler düzmeyi tercih etti ve Hristiyanlar ile Müslümanların, aynı Tanrı'ya inananların oluşturduğu bir ailenin mensupları olduğunu vurguladı.
"Ayrıca Papa olarak ilk kez, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma çabalarına desteğini dile getirdi."
Daily Telegraph'ın başlığı, "Papa Müslümanların öfkesini yatıştırmaya çalıştı" şeklinde. 16. Benediktus'un diyalog çağrısı yaptığını, ancak Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu tarafından, daha önceki sözleri nedeniyle 'azarlandığını' belirten gazete şöyle devam ediyor:
"Bardakoğlu İslam'ın engin hoşgörüsünden sözedip, İslam'ın şiddete eğilimli bir din olduğunu savunanların, aşırı uçların öfkesine yeni gerekçeler sağlamaktan öteye geçemeyeceğini söylediğinde, Papa'nın rahatsız olduğu görüldü.
"Vatikan ise bu hamlenin etkilerini hafifletmek istercesine, Bardakoğlu'nun yapıcı ve saygılı davrandığı, ortada bir anlaşmazlık bulunmadığı şeklinde bir açıklama yaptı. Vatikan ayrıca, Papa'ın bu ziyaret ile, daha önceki açıklamalarının yarattığı hasarı tamir etmeyi amaçladığını da açıkça dile getirdi.
Papa'nın ziyaretine iki tam sayfa ayıran Independent, 16. Benediktus'un Ankara temaslarının ayrıntılı bir analizine yer vermiş. Papa'nın burada ciddi bir emrivaki ile karşılaştığının altını çizen gazete, Vatikan'ın buna ustalıklı bir manevra ile karşılık verdiğini vurguluyor.
"Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan Papa ile görüşmesinden sonra yaptığı açıklamada, kendisinden Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girme çabalarına destek vermesini istediğini duyurdu.
"Oysa herkes biliyordu ki Papa, henüz Kardinal Joseph Ratzinger olduğu günlerde, Müslüman olması Hristiyan Avrupa ile tezat oluşturduğundan, Türkiye'nin üyeliğine şiddetle karşı olduğunu açıklamıştı.
"Buna rağmen Başbakan, 'Peki Papa bu konuda yardım edecek mi?' sorusunu havada kaptı ve 'Evet' dedi. Peki Papa gerçekten böyle mi demişti? Hazırlıksız yakalanan Vatikan'ın, kendi açıklamasını hazırlaması üç saat sürdü.
"Sonunda sözcüsü şu açıklamayı yaptı; 'Papa'nın bu konuda devreye girecek ne gücü, ne de siyasi görevi vardır. Ancak kendisi buna olumlu bakıyor ve Türkiye'nin ortak değerler temelinde Avrupa Birliği'nde yer alması için diyaloğu destekliyor.'
"Bu yanıt, Papa'yı daha önce dile getirdiği görüşlere ters düşmekten kurtararak, her iki şekilde de yorumlanabilecek bir belirsizlik doğurdu."
Independent, Papa'nın Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu'nun sözleri karşısında da yanıt vermemeyi, diplomatik bir üslup takınmayı tercih ettiğine dikkat çekiyor ve gezinin ilk gününde korkulanın olmadığı sonucuna varıyor.
Gazete, ziyaretin devamına ilişkin ise şu satırlara yer vermiş:
"Paranoyaklar ve tetik şeklinde kıvrılmış parmakları seğirenler, Papa'nın önümüzdeki üç günde neler yapacağı konusunda diken üstünde olacaklar.
"Ermeniler ile görüşmesinde soykırım meselesini gündeme getirecek mi? Ortodoks Patriği ile görüşmesinde, Avrupa'da son derece zararsız, ama bu topraklarda Bizans'ı yeniden yaratma çabası ile eşanlamlı olan ekümenik kelimesini kullanacak mı? Ayasofya'ya girerken, istavroz çıkaracak mı?"
İngiliz gazeteleri, Papa 16. Benediktus'un Türkiye ziyaretinin ilk gününden bu notları öne çıkarırken yoğun güvenlik önlemlerine de dikkat çekiyorlar. Ziyaretin Ankara ayağının bu anlamda sakin geçtiğini vurgulayan gazetelerden biri de Times.
"Ankara'daki hava oldukça ılımlıydı. Ziyaret ile ilgili olarak son günlerde yapılan protesto gösterileri ve saldırı tehditlerine rağmen, Ankara sokaklarında göstericilere rastlanmadı. Bunun bir nedeni, son derece yoğun güvenlik önlemleriydi.
"Papa Ankara'da, kalın ve beyaz bir palto giydi. Vatikan yetkilileri, bunun altında kurşun geçirmez yelek olup olmadığı sorularını yanıtsız bıraktı."
Türkiye'ye Kıbrıs cezası
Financial Times gazetesi Papa'nın Türkiye ziyareti ile ilgili bir yorum yerine, Türkiye'nin Avrupa Birliği müzakereleri ile ilgili bir habere yer vermiş.
Avrupa Komisyonu'nun, müzakerelerin geleceğine ilişkin tavsiye kararını bugün açıklaması beklenirken Financial Times, "Brüksel müzakereleri yavaşlatarak, Türkiye'yi Kıbrıs konusunda cezalandıracak" başlığını kullanmış.
"Liman ve havaalanlarını Kıbrıs'a açmamasının cezası olarak, Türkiye'ye bugün, Avrupa Birliği ile müzakerelerinin durdurulmasa bile yavaşlatılması gerektiği bildirilecek.
"Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso'nun, tahmin edilenden daha sert bir tavsiye kararı açıklaması bekleniyor. Bunun, Ankara'ya daha güçlü bir mesaj verilmesini isteyen Fransa ve Almanya gibi ülkeleri memnun edeceği düşünülüyor.
"İngiliz ve Kuzey Avrupa ülkelerinin diplomatları ise kendilerini hayal kırıklığına hazırlıyor. Zira Barroso'nun, Türkiye'nin üyeliğini rayında tutmak için, mümkün olan en hafif cezayı önereceğini umuyorlardı.
"İngiltere ve bu konuda Türkiye'ye destek veren diğer ülkeler, 35 müzakere başlığından sadece üçünün; gümrük birliği, ulaştırma ve malların serbest dolaşımına ilişikin olanların askıya alınmasından yanaydı.
"Ancak Brüksel'deki diplomatların beklentisi, müzakerelerin 6 ila 9 başlıkta askıya alınacağı yönünde. Bu adımın da Türkiye'yi bir hayli öfkelendirmesi bekleniyor."
İTALYA BASINI
Papa Ziyareti ile İlgili Gelişmelerin İtalya Basınındaki Yansımaları
Corriere della Sera gazetesi, Türkiye'de dört gün sürecek olan Papa ziyaretine ilişkin olarak alınan olağanüstü güvenlik önlemlerini ve Başbakan Erdoğan'ın Papa ile görüşecek olmasını ön plana çıkartırken, Vatikan Sözcüsü Lombardi'nin, dün "Papa'nın endişeli olduğu" yönündeki haberleri, "Benim böyle bir şeyden haberim yok. Papa gayet sakin" diyerek yalanladığı haberine yer verilmektedir. Haberde Papa'nın ziyaretinin, AB Finlandiya dönem başkanlığının Kıbrıs konusundaki arabuluculuk çabalarının başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından müzakerelerin askıya alınması ihtimalinin ufukta belirdiği bir döneme denk geldiğine, dolayısıyla da Türkiye'nin Avrupa macerasının kaderinin de böylelikle bir şekilde Papa ziyareti ve Vatikan ile ilişkilerle kesiştiğine işaret edilmekte ve ziyaretin Türkiye'nin çok övündüğü hoşgörüsünü ve de olgunluğunu ortaya koyabileceği bir sınav olmasının yanı sıra, büyük de bir fırsata dönüştüğü yorumunda bulunulmaktadır.
La Repubblica gazetesinin "Endişeliyim ama gitmek durumundayım" başlıklı haberinde, Papa'nın ziyaret konusunda "endişeli" olduğunu, mamafih bu ziyaretin gerekliliğine de "hiç olmadığı kadar" inandığının altı çizilmekte, Havaalanında gerçekleşmesi beklenen Papa-Erdoğan görüşmesinin Vatikan tarafından fevkalade takdir edildiği ve "dikkate değer anlamlı bir sinyal" olarak değerlendirildiği aktarılmaktadır. Gazetede Türkiye tarafından alınan azami güvenlik önlemlerine değinilirken, Papa'nın makamında ziyaret edeceği Diyanet İşleri Başkanı Prof. Bardakoğlu ile yapılan özel bir mülakata da yer verilmektedir. "Papa'ya Esasen Kur'an'ı Eleştirmenin Bir Hata Olduğunu Anlatacağım" başlığı altında verilen mülakatta Bardakoğlu'nun görüşmenin iki farklı din sistemi arasında bir "mukayese" fırsatı yaratacağını, bir dinin kendi temellerini kaybetmeye başladıktan sonra diğer inançlara saldırıya geçtiğini ve bu buluşmanın bu problemlerin çözümüne ciddi bir katkı sağlamasını ümit ettiğini, Papa karşıtı gösterilerin Türk halkının genel hissiyatını yansıtmadığını, Türkiye'nin liberal ve demokratik bir ülke olduğunu, geçmiş hakkında konuşmaktansa geleceğe bakmayı tercih ettiğini, zira özellikle de günümüz gençlerinin din ve etik değerler açısından çok kötü bir durumda olduğunu, popüler kültürün yaşamlarımızı değiştirdiğini ve de tükettiğini dile getirdiği aktarılmaktadır.
İl Sole 24 Ore gazetesinin Alberto Negri imzalı "Avrupa Yolunda Belirleyici Bir Test" başlıklı analizinde, Papa 16. Benedict'in Türkiye'ye gerçekleştireceği ziyaretin -Erdoğan'ın gerginliği azaltıcı açıklamalarına rağmen- Ankara hükümetinin pek de hoşuna gitmemekle birlikte, kamu düzeni açısından bir problem teşkil ettiği ve bu nedenle de diğer Papalık gezilerine nazaran farklılık arz ettiği, Ayasofya'da gerçekleştirilen gösterilerin de kanıtladığı üzere, Türk güvenlik teşkilatını epeyce zorda bırakan Papa ziyaretinin, aşırı milliyetçilerle aşırı dinciler arasında bir ittifak oluşması riski meydana getirdiği ileri sürülmektedir.
Analizde, dini azınlıkların sıkıntı çektiği ve hukuki alanda tanınmadığı bir Türkiye'den bahsedildiğinde ise aslında sadece Katolikler ve Papa'nın İstanbul Fener'de bir araya geleceği Patrikhane tarafından idare edilen Ortodoks Hıristiyanları ilgilendiren çok karmaşık bir duruma değinildiği, fakat tüm bunların, diğer Müslüman ülkeler tarafından büyük bir özenle kaçınılan siyasi meseleler ve insan hakları alanında çok ciddi reformları göğüsleyen Türkiye'nin Avrupa'ya uyum sürecindeki meydan okumaları ikinci plana atmaması gerektiği, bu yürüyüşün, Ankara ile Brüksel arasındaki karşılıklı şüphelerden ibaret olmasına ve bir gönül bağının yoksunluğuna rağmen, önemli bir safhada olduğu, bu nedenle de sadece Katolikleri değil, tüm Avrupa'yı ilgilendiren jeopolitik bir boyuta sahip olan bu ziyaretin, Müslüman Türkler ve Avrupalı Hıristiyanlar arasında stratejik ve de büyük çıkarlara dayalı bir evliliği kutlamak adına Türkiye'yi Avrupa'ya taşıyacak yolda bir nevi "sınav" olacağı yorumu yapılmaktadır.
İSPANYA BASINI
El Pais gazetesinin "Çarpışmaya Doğru" başlıklı yorumunda, Ankara'nın limanlarını Kıbrıs Rum gemilerine açmaktaki reddinden sonra AB ve Türkiyenin, Brüksel'in önlemeye çalıştığı trenler çarpışmasına doğru hızla ilerlediği, başarısızlık açıklamasının, kötü bir zamanda geldiği; Vatikan'ın olup bitenlerle hiçbir ilgisi olmasa da, zamanında -sonradan düzeltmesine rağmen- Türkiye'nin AB'ye girişine karşı çıkmış olan Papa 16. Benedict'in Türkiye ziyaretine başlamasının arifesine rastladığı, Fransa, Almanya veya Avusturya'daki kamuoyu yoklamaları karşısında AB'ye girmesinin şimdilik mümkün olmadığı bilinerek, Türkiye'den çaba göstermesinin istendiğinin bir gerçek olduğu, Finlandiya dönem başkanlığının gayretlerinin, samimi olduğu, ancak Türk hükümetinin yumuşamadığı, 14 Aralık AB Konseyi'ne kadar henüz az bir süre olduğu ve Ankara'nın bunu kullanmasının zor olacağı, sonuç olarak, geçtiğimiz sene başlatılan katılım müzakerelerinin frenleneceği, Türkiye'de milliyetçi yansımalar aktif olmaya devam ettiği müddetçe de kesintiye uğrayacağı, ayrıca Türkiyenin, demokratikleşmesini ve reformlarını geriletebileceği ve ülkedeki siyasi tansiyonun artabileceği ileri sürülmektedir.
BELÇİKA BASINI
La Libre Belgique gazetesinin Jerome Bastion imzalı "Sükunet Ortamı" başlıklı yazısında, Papa'nın Ratisbonne'da yaptığı konuşmadan sonra Vatikan ile Ankara arasındaki ilişkiler gerildiği ancak pazar günü kriterleri yerine getirmesi halinde Türkiye'nin Avrupa'da yeri olduğunu söylemesinin belli bir sükunet getirdiği, Papa'nın Müslüman bir ülkeye yapacağı ilk ziyaretin, Katolik kilisesi ile Ortodoks kilisesi arasında yakınlaşmayı sağlayacağı gibi, Hıristiyan Batı ile İslam Dünyası arasında diyaloğu yeniden başlatma fırsatı da olacağı ifade edilmektedir.
YUNANİSTAN BASINI
Yunanistan Radyo-TV Kurumunun "Dış Politika Konseyi: Türkiye İmzasına Saygı Duysun" başlıklı haberinde, Dışişleri Bakanı Dora Bakoyanni başkanlığındaki Ulusal Dış Politika Konseyi toplantısının, Finlandiya'nın Tambere kentindeki Türkiye-Kıbrıs müzakerelerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının yarattığı sıkıntı altında gerçekleştiği, Bakoyanninin Türkiye'nin Ankara Protokolü'ndeki imzasına saygı duyması gerektiğini açık bir şekilde ifade ederken, muhalefet partilerinin de, Türkiye yükümlülüklerini yerine getirdiği takdirde bu ülkenin Avrupa yöneliminde yana olduklarını açıkladığı, Papa'nın Türkiye ziyaretine ilişkin ise Bakoyanninin bunun çok önemli olduğunu ve ziyaretin, Türkiye'nin misafirperver görünümünü ortaya çıkaracak şekilde başarılı geçmesi dileğinde bulunduğu kaydedilmektedir.
Apoyevmatini gazetesinin Panayotis Eftimiyadis imzalı "Bir Türk Turiste Karşı 10 Yunan Turisti" başlıklı haberinde, Dışişleri Bakanı Bakoyanninin, 10. Türk-Yunan İş Konseyinde iki ülke arasında devamlı gelişen ekonomik ve ticari ilişkilere değindikten sonra "Türkiye'yi ziyaret eden her 10 Yunanlıya karşı, sadece bir Türkün Yunanistan'ı ziyaret ettiğini" açıkladığı, ayrıca "Selanik-İstanbul tren bağlantısının modernleşmesi ve geliştirilmesinin, Egnatia çevre yolunun Doğu Trakya'da Türk bölümünün acil öncelik kazanmasının, Atina ile İzmir gibi Ege'nin ana kentleri arasında deniz ve uçak seferlerinin arttırılmasının gerekli olduğunu" söylediği bildirilmektedir.
KIBRIS RUM BASINI
Kıbrıs Haber Ajansının "Papadopulos: Türk Tarafı Fin Önerisine Olumlu Yanıt Vermedi" başlıklı haberinde, GKRY lideri Papadopulosun AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın, AB ile Türkiye arasında bir kriz çıkmasını önlemek amacıyla başlattığı girişime, Türk tarafının hiçbir olumlu yanıt vermediğini belirterek Sanırım şimdi başka düzeyde, başka bir görüşme yapılıyor. Ancak Finlandiya'dan, girişimin ilerleyemeyeceği yönünde resmi açıklama yapıldı" dediği, diğer görüşme konusunun ne olduğunun sorulması üzerine "Bununla ilgili değil. Yeşil Hat tüzüğü ile ilgili" dediği, Türkiye'nin Magosa'nın iadesi konusunu görüşmeyi reddettiğini bildiren Papadopulosun Finlandiya'nın bu konuyu ilk baştan beri açık bir şekilde gündeme aldığını kaydettiği bildirilmektedir.
İRAN BASINI
İRNAnın: "Erdoğan Tahran'a Gidecek" başlıklı haberinde, Başbakan Erdoğanın, Ürdün ziyareti dönüşü havaalanında muhabirlere yaptığı açıklamada, Ürdün Kralı Abdullah ve bu ülke Başbakanı ile Lübnan'daki gelişmeler, Filistin meselesi ve Irak'ın durumunu görüştüğüne değinerek, bu konuları görüşmek üzere İran ve Suriye'ye de gideceğini açıkladığı, Lübnan'da birlik ve beraberliğin bölge için çok önemli olduğuna ve Lübnan'ın durumunun Irak'a benzemesinin istenmediğine değinen Erdoğanın, bölge ülkelerinin bu konuda sorumlulukları bulunduğunu ve Hizbullah'ın Lübnan Hükümetinden çekilmesine karşı olduğunu belirttiği aktarılmaktadır.
İSNAnın "Talabani: Terörle Mücadele ve İstikrarın Sağlanması için İran'ın Çok Yönlü Yardımlarına İhtiyacımız Var" başlıklı haberinde, Irak Cumhurbaşkanı Talabani ve İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejadın ortak bir basın toplantısı düzenledikleri, İran ziyaretinin amacıyla ilgili olarak Talabaninin "birinci derecede İran ile tüm alanlarda ilişkilerimizi geliştirmeyi amaçlıyoruz ve bu doğrultuda müzakerelerde bulunacağız" dediği, Ahmedinejadın da Talabani'nin İran ziyaretinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek "İran ile Irak dost ve kardeş iki millettir. İyi ve kötü günde daima yan yana olmamız doğaldır" dediği, Irak halkına düşmanların dayattığı şartların her Müslümanı ve İranlı'yı incittiğini vurgulayan Ahmedinejadın, kardeşlik kuralları gereği tüm alanlarda Irak halkının yanında yer alacaklarını belirttiği bildirilmektedir.
ÜRDÜN BASINI
El Dustur: "Kral İkinci Abdullah ve Başbakan Erdoğan Irak'ın Zorlukları Aşmasında Komşu Ülkelerin Rolüne Vurgu Yaptılar" başlıklı haberinde, Kral İkinci Abdullahın, Başbakan Erdoğan ile Ortadoğu'da barışın sağlanarak, güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesine yönelik çabaları görüştüğü, görüşmelerde ayrıca, iki ülke arasındaki ikili işbirliğinin geliştirilmesi ve bu işbirliğine her alanda, özellikle de ekonomi ve ticaret alanında işlerlik kazandırılması konusunun da ele alındığı kaydedilmektedir.
Kaynak: BBC ve BYEGM