banner39

Gazze saldırısı hayvanlık ötesi

Dünyaca tanınmış İsrailli müzisyen Gilad Atzmon, Gazze saldırısı karşısında yıkıldığını söyledi.

Arşiv 15.01.2009, 18:24 15.01.2009, 22:44
Gazze saldırısı hayvanlık ötesi

 

Filistinlilerin direnişini her seferinde açık şekilde desteklediğini ifade eden dünyaca tanınmış İsrailli müzisyen Gilad Atzmon, Gazze saldırısı karşısında yıkıldığını söyledi.

Yahudi siyasi oluşumların tümünün trajik sonuçlara gebe olduğunu belirten İsrailli müzisyen, buna örnek olarak yeni bir medeni Yahudi hayatını başlatmak isteyen siyonizmi gösteriyor.

İsrail'in başarısızlığının ortada olduğunu dile getirmekten çekinmeyen Atzmon, "İsrail'in sergilediği vahşilik, hayvanlıktan öte..." ifadesini kullanıyor.

Matoula Kousteni: Megaron'da bize ne sunacaksınız?

Gilad Atzmon: Merhaba Matoula, "Refuge" adlı son albümümden parçalar çalacağım. Caz ve elektronikle bezenmiş etnik müzik karışımı bir albüm. "Şehirli Halk" (Urban Folk) şeklinde tarif ettiğim kesimle ilgileniyorum son yıllarda.

Matoula: Müzikte en çok neyden keyif alıyorsunuz?

Gilad: Sesin bir sonraki ölçü çizgisinde nasıl bir ses olacağını bilmemekten.

Matoula: Ron Carter da sizinle aynı gün Megaron'da çalacak. Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gilad: Ron Carter benim rehberlerimden biridir, ve en başta gelenidir. 1970'lerin sonlarında Caz dinlemeye başladığımda Carter ve Miles'tan başlamıştım. Böyle bir efsaneyle bir sahneyi paylaşmak benim için şereftir.

Matoula: Felsefe öğrenimi gördünüz. Kendinizi müziğe adamaya ne zaman karar verdiniz.

Gilad: Belirli bir merhaleye vardığımda "akademik felsefeci" olmanın, çıkıp insanlara diğer insanların metinlerini öğretmenin üretken olmayan bir hayat şekli olduğunu farkettim. Müzikle uğraşmaya başladım ve boş vakitlerimde okuma ve yazmayla meşgul oldum; felsefe adına felsefe yapmak, hikmet sevgisi ve anlam arayışı benimkisi. Bu kararımdan dolayı çok mutluyum zira serbest bir düşünür olarak çalışıyorum.

Matoula: Tüm bu farklı müzik tarzlarıyla tanışmanız nasıl oldu?

Gilad: Müziğe bilhassa kendi müziğime müdahale etmemeye çalışırım. Müzik işte tam şurada, çevremizdedir, tek yapmanız gereken doğru notaları tercih etmektir. O kadar da karmaşık değil doğrusu. Örneğin, yanlış notaların tercihi benim için çok daha karmaşık bir iştir. Aslında, notaları tercih eden ben miyim? Onu bile bilmiyorum. Tüm bu müzik konusu ve tarz meselesi büyülü bir şeydir, bütünüyle kavrayabilmiş değilim. Müziğin, şuurlu halin yitip gittiği yerde başladığına inanıyorum. Güzelin yazarı olmaktan ziyâde o güzele boyun eğmeyi tercih ediyorum.

Matoula: Filistinliler zor günler geçiriyorlar. Neler hissediyorsunuz?

Gilad: Yıkıldım ama şaşırmadım. Sanırım biliyorsunuzdur, Filistin'in her tür direnişini destekliyorum. Benim kanaatime göre, Yahudi siyasi oluşumların tümü trajik sonuçlara gebedir. İşte yeni bir medeni yahudi hayatını başlatmak isteyen siyonizm. Başarısızlığı ortadadır. İsrail'in sergilediği vahşilik, hayvanlıktan öte. Görebildiğim kadarıyla, İsrail artık imha politikalarına yöneldi.

Sorunuza gelince, Filistinlileri tüm kalbimle destekliyorum. Akdenizden Ürdün nehrine kadar uzanan bir Filistin görmek istiyorum. İsrailin vahşiliği, Yahudi devleti için ne Filistinde ne de başka bir yerde bir alan olmadığına dair delil olarak alınmalıdır. Nedeni basittir, seçilmişlik ve ırki üstünlük (yahudi üstünlüğü) temelinde yükselen bir kimlik, hem kendisine hem de çevresine karşı bir tehlikedir.

Matoula: Müzik veya sanat bugünlerde neler yapabilir?

Gilad: Müzik ve sanat, modanın aksine, güzeli aramanın sahici yoludur. Güzel, insanlığa hayrı getirir. İsrail saldırganlığı ve Amerikan barbarlığı, güzelin ışığında mağlub edilebilir.

Matoula: Doğduğunuz yeri terk etmek zor olmadı mı? Bunu nasıl yaptınız? Aileniz peşinizden geldi mi?

Gilad: O kadar da karmaşık değildi. Nihayetinde Filistindeki Yahudi varlığı geç bir fenomendir. Yahudi kolonizasyonu bölgeye tümden yabancıdır. İsrail kültüründe sahihlik denen şeyden pek eser yoktur. İsrailli, sahih (otantik) olma ısrarına girdiğinde Humus yer ve Arapça yemin eder. Dolayısıyla diğer İsrailliler gibi ben de bölgenin ya da toprağın parçası değildim. İsrail bir devlet, Filistin ise ülkedir. "Anavatanımı" mesela ülkeyi özlediğimde bir Filistin yahut Lübnan restoranına giderim, başka bir şık olarak çocuklarıma gerçekte konuşmadığım bir dilde (Arapça) yemin ederim.

Matoula: Yahudi olmakla ilgili bir sorununuz var mı? "Yahudi kimliğinizi" inkar etmek istiyor gibisiniz.

Gilad: Hiçbir sorunum yok çünkü "Yahudiliğimin" ve "İsrailli oluşumun" hükümsüzlüğünü ilan ediyorum. Kendime eski bir yahudi ve eski bir İsrailli nazarıyla bakıyorum. Sanırım, davranışımda yahudilikten ve İsraillilikten pek çok iz vardır. Kendimi soruşturmak ve onlarla teker teker savaşmak benim hayat mücadelemdir.Yahudi kimliği, İsrail ve Siyonizm hakkında yaptığım eleştirilerin çoğu içebakış sonucu ortaya çıkmıştır. Eleştirdiğim ve tahlil ettiğim bendeki, benim içimdeki İsraildir. Yahudi halkıyla bir sorunumun olmadığını söylemem bu noktada çok önemlidir. Şaşırtıcı derecede latif yahudiler var etrafımda. Onların da pek çoğu benim gibi kendinden hoşnut olmayan mağrur kimseler. Diğerleri ise bildiğiniz sıradan güzel insanlar hani şu kendi hayatlarını yaşamaya çalışan ve kredi krizinden paçayı kurtarmaya bakan. Bununla birlikte, yahudi siyasi kimliği ile keskin bir anlaşmazlığım var. Irki yönelimli bir kimliktir ve ben, ırkçı politikanın her türlüsünü açıkça hor görürüm.

Matoula: 1982 Lübnan savaşı yıllarında orduda askerdiniz. Nasıl bir deneyimdi?

Gilad: Bir şekilde şanslıydım orada bulunmakla. Tüm siyonist hikayenin yalan ve hile üzerine kurulu bir aldatmaca olduğunu o zaman anlamıştım. O savaş sırasında bir yolculuğa çıktım, Filistin halkına ve Filistin davasına karşı sorumluluğumu üstlendim. Yahudi ulusal projesiyle bir müştereğim olmadığını fark ettim.

Matoula: Filistin halkına niçin destek veriyorunuz?
 
Gilad:
Çünkü tüm bunlar doğrudan benim kusurumdu. Filistin halkını bu topraklara geri getirmek ve büyükbabamın, babamın ve maalesef benim çaldığımız evleri onlara geri vermek, doğrudan kişisel sorumluluğumdur.

Matoula: İsrail-Filistin arasındaki ebedi savaşı sona erdirmek için ideal çözümünüz nedir?

Gilad: Çözüm söyleminden sakınıyorum. Ancak İsrailin bölgedeki yabaniliğini izlemesi, bölgede yahut başka bir yerde, yahudi ulusal kimliği için bir hareket alanı olmadığını bana açıkça gösteriyor. Yahudi devleti kategorik olarak ispatlamıştır ki "komşuları sevmek", müşterek bir Yahudi değeri olmaktan çok uzaktır.

Matoula: Bu konu hakkında her daim dürüst ve ifşa edicisiniz. Hiç korku duyduğunuz oluyor mu?

Gilad: İlginç soru, yıllardır çeşitli ölüm tehditlerine mâruz kaldım. Bununla birlikte hiçbir zaman mesele olmamıştır. Açlıktan kırılan ve katledilen Filistin halkını destekliyorum. Bundan dolayı, şahsi kaderim veya karşı karşıya kaldığım tehlikelere hakkında serzenişte bulunmam acınacak bir hal olurdu. İnandığım şeyi yapıyorum, sözü söylediğim vakit, hakikat olduğuna inandığım şeyi söylemekte ısrar ediyorum ve umursadığım tek şey de bu.

Matoula: Sizi eleştiren pek çokları var. Onlar bunu yapmayı sürdürdüğü müddetçe, kendi kanaatlerinizi söylemeyi sürdürecek misiniz?

Gilad: Aslında sayıları hiç de çok değil ve hepsi de benzer kabilevi algılamalara sahip ve aynı kampta yer alıyorlar. Bir şekilde hepsi de ırk yönelimli yahudi politik hücrelerinde çalışıyorlar. Şunu da söylemeli ki her fikir veya kanaat eleştiriyi hoş karşılamalıdır. Bundan dolayı eleştiriye açığım ve çıkardığım işin yapısökümünden geçirilmesini ve hatta geçersiz kılındığını görmeyi severim. Düşüncelerimin ve yazılarımın delil ve ispata dayalı doyurucu bir eleştiriyle karşılandığına hala rastlamadım Bunun yerine, beni susturmak için hakaret ediliyor, yalanlar ve iftiralar yayarak ham ve bayağı bir teşebbüs sergileniyor.

Fikirlerimin elden ele dolaştığını ve Yunanca dâhil pek çok dile çevrildiğini söylemekten mutluyum hatta bunu söylemekten onur duyarım. Beni susturma teşebbüsleri şimdiye dek başarısız oldu. Kalbimde olanı söylediğim ve siyasi her hangi bir oluşum veya kurumla bağ kurmaktan imtina ettiğim müddetçe bu durumun değişeceğini sanmam. İki sırrım var: 1. Konuyla ilgili pek çok yorumcunun aksine, kendimi eleştirel yazıya ve ahlâki ve insani meselelerin yapısökümüne hasrettim. 2. Eğlenceli olabiliyorum.

Matoula: Kışkırtmalara gelir misiniz yoksa kışkırtmaları göz ardı mı edersiniz?

Gilad: Delil ve ispata dayalı kışkırtmalara gelirim. Ancak bu hiç olmadı. Doğrusu, açık bir sahnede benimle karşılacak tek bir Siyonist veya sahte-Siyonist yoktur.

Matoula: Barak Obama'nın seçilmesiyle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Gilad: Heyecan yapmıyorum. Adam çevresine bazı azgın siyonistleri aldı. Onların başı Rahm Emmanuel, İsrail ordusunun eski bir askeridir ve İsrail istihbaratına çalıştığından kuşkulanılıyor. Dilerim Obama çok geçmeden uyanır.

Matoula: Modern şer'den bahsettiğinizi duydum. Nedir bu modern şer?

Gilad: Modern şer, sofistike bir sistemdir ve şerri, ifade olunamayanın alanına doğru itekler. Onu görürsünüz ve fakat susmaya devam edersiniz. Ne olduğunu görürsünüz, haykırmak istersiniz ama yine de içinizdeki bir şey sizi durdurur. Biraz daha detaylandırayım.

Şer, "büsbütün gayri ahlâki ve büsbütün yanlış" olan şeklinde yorumlanır. Şerrin nihâi tezahürü benim nezdimde, etnik temizliğe uğrayan, şimdi ise temizleyicileri tarafından toplama kamplarına kitlenen, orada açlıktan kırılan ve orada bombalanan halkın, Filistin halkının, kesintisiz bir şekilde haksızlığa uğratılmalarıdır. 2 milyon aç Filistinlinin İsrail'in yıkıcı hava saldırılarına mâruz kaldığını görüyoruz. Yüzlerce ölü, binlerce yaralı ve suskun bir dünya.

Bu cürmü işleyen sadece İsrailliler değil. İsraile kurumsal olarak destek veren dünya yahudileri, Amerika ve İngiltereyi İsrail misyonuna hizmete koşan Wolfowitz'ler de suçludur. Ama burada da bitmiyor. IDF savaş makinesinin Gazze ahalisini doğramasını izleyip dururken adaleti ayakta tutma başarısı gösteremeyen Batı siyasi liderliği de suçludur. İşi gargaraya getiren batı medyasıdır. Yahudi devletinin sivilleri katlettiğini gördüğü halde hiçbir şey yapmayan hepimiz suçluyuz. "Şerrin hükümferma olması için ihtiyacınız olan tek şey birkaç iyi insanın kenarda oturup hiçbir şey yapmamasıdır."

Ama yine de modern şer bizden bir adım önde gidiyor. Susturmada ve eleştiri ihtimalini bertaraf etmeden çok etkin, incelikli bir matriks. Tüm hepsini görüyoruz, kredi krizini, Lehman Brothers'ı, bizi Irak'a süren Wolfowitz'i, Amerikan orta sınıfı pahasına mâli patlama fantezisi yaratan Greenspan'ları görüyoruz, Bernard Madoff'un 50 milyar dolarlık dolandırıcılığını öğreniyoruz ve fakat haykırmada zaafa düşüyoruz. Gördüğümüz karşısında harab oluyor ama Siyonist güç nosyonunun tetiklediği korkularımızın baskısına giriyoruz. Doğruluk adına hakikati söylemekten geri duruyoruz. Doğrusu, ben kendim, çığlığı basmadan evvel, etrafta dikkatlice ilerliyorum.

Modern şer aygıtının tılsımının etkisindeki bizler, hakikati dile getirmenin bize çok fena geri dönüşü olacağından korkuyoruz. Farkına vardığımız şeyler bizi sarsıyor. Kendi kendine yeten, uşak sansür makineleri oluyoruz. İrademiz hilafına, Siyonizmin işbirlikçileri oluyoruz. Dolayısıyla bizi bekleyen vahim kaderin Filistinlilerin başına gelenden farklı olmadığını gördüğümüzde şaşırmamalıyız.

Siyaseten doğruluk ve liberal ideoloji adına fıtratımızdaki beka kabiliyetimizi yitirdik. Böylece, Filistinliler gibi biz de büyük bir kurumsal suçun nesnesi oluyoruz. Modern şer dediğim bu ve bundan çok korkuyorum. Vakit geldiğinde, hiçkimse öfke selinin önüne geçemeyecektir.


Kaynak: Eleftherotypia


Dünya Bülteni için çeviren: M.Alpaslan Balcı

 

Yorumlar (1)
OKU 14 yıl önce
Yaptıklarını insanım diyen hiç kimsenin yapmayacağı İsrail ve yandaşları, bugüne kadar dünyadan hep hürmet görüyorlardı. Alışkanlık nöbetleri tutmuşa benziyor. Haddinizi bilin. Sayın Başbakanımızı tebrik ederken, siz daha fazlasına layık olduğunuzu belirtmek isterim.
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?