banner39

Gazze'de Yaşamak ve Ölmek

İsrail'in, Hamas'ı seçtikleri için ceza olarak verdiği, ABD ve Avrupa tarafından desteklenen gaddar Gazze ambargosuyla, büyükbabamın hayatı yeniden değişti.

Arşiv 09.01.2009, 09:58 09.01.2009, 09:58
Gazze'de Yaşamak ve Ölmek


Leyla El-Aryan

Pazar sabahı, bir arkadaşımın Facebook'a yazdığı nottan, İsrail Hava Kuvvetleri'nin, büyükbabamın Gazze'deki mahallesini bombaladığını öğrendim. Gazze'deki nüfusça yoğun "Asqoola" semtinde, büyükbabamın yakınında yaşayan Safa, tepesinde uçan Apache helikopterlerinin "sürekli, kaygı verici, çıldırtan ve kendini tekrarlayan" sesiyle dehşete düşürülmüş bir halde geçirdiği sinir bozucu saatleri anlatmıştı. Safa, hafta sonu boyunca, "Gazze'deki iki en büyük üniversiteye yakın olan evimin dışında, bir füze, büyük bir genç insan grubunun üstüne, üniversite öğrencilerinin üstüne düştü" diye yazmıştı. "Gruplar halinde durmamaları konusunda uyarılmışlardı, çünkü bu onları kolay bir hedef yapıyordu. Ama, onlar kendilerinin eve götürecek otobüsü bekliyorlardı. 7'si öldürüldü." 

İsrail Gazze'deki katliamına başladıktan sonra, cumartesiden beri, ailem büyükbabamla konuşmayı deniyor. Fakat henüz ona ulaşmayı başaramadık. Bu aslında sürpriz değil, zira o kadar çok telefon hattı kesildi ki. Tek duyduğumuz şey, "Lütfen hatta kalın". Telefon şirketinden gelen ve tekrarladıkça daha da cırlak hale gelen bir bilgisayar direktifi: "Lütfen hatta kalın!" Annem, endişesini yatıştırmadan veya en kötü senaryo düşüncesini kafasından atmadan, hayal kırıklığıyla telefonu kapıyor. 

Büyükbabam, yaklaşık 50 yıl boyunca Ortadoğu'nun her tarafında yaşadıktan sonra, 5 yıl önce Gazze'ye yerleşti. Umurunda olduğu kadarıyla, doğum yerine geri dönmesi sadece bir zaman meselesiydi. 1933'te Gazze'de doğmuştu. Ebeveyni, o 5 yaşına gelene kadar kanserden ölmüştü, bu yüzden 4 ablası tarafından büyütülmüştü. Çocukluğundan bildiği Gazze, 1948'de İsrail'in kurulmasıyla beraber değişime uğramıştı. Ülkenin her tarafında dağılmış köylerden ve şehirlerden sürüldükten sonra, yüz binlerce Filistinli bu dar sahil şeridine akın etmişti. Mültecilerin çoğu, yeni oluşturulmuş bulunan Birleşmiş Milletler Yardım ve Çalışma Ajansı'nın yardımlarına güveniyorlardı, iş olanakları da kısıtlıydı. Bu yüzden büyükbabam, genç ailesine bakabilmek için, diğer Arap ülkelerine gitmek zorunda kaldı. 1958'te, babası 10 yıl kadar önce Siyonist çeteler tarafından katledilmiş Yafalı bir mülteci olan büyükannemle evlendi. Büyükbabam, onu ve 1 yaşındaki oğlunu, okul çağındaki çocuklara Arapça öğrettiği Suudi Arabistan'a götürmüştü.  

An Egyptian looks at rising clouds of smoke during Israeli strikes ...Sevgili Gazze'sinden ayrılmak büyükbabam için çok zordu, ancak başka bir tercih hakkı yoktu. Çalıştığı ve yaşadığı 4 Arap ülkesinde vatandaş olmasına hiçbir şekilde izin verilmediği için, kendisini hiçbir zaman evinde hissetmedi. Onun zihninde buralar geçici duraklardı, dönüş yolunda geçici dinlenme yerleri. Yönetici maaşının biriktirebildiği kadarını biriktirmeliydi. Bu sayede, ailesini Gazze'ye yaz gezmelerine götürebiliyordu. Yıllar boyu alçakgönüllü bir şekilde yaşadıktan sonra, Gazze'nin Akdeniz kıyısında ufak bir toprak parçası satın almaya muvaffak oldu.  

İsrail, 1967 Savaşı'nda Gazze'yi ele geçirdiğini duyduğu sırada büyükbabam, Suudi Arabistan'ın sahil kenti Cidde'de arkadaşlarıyla bir kafede oturuyordu. Rengi soldu ve şoktan dolayı kendini kaybetti. İsrail Ordusu'nun işgali Gazze'nin kaybedilmesi anlamına geliyordu. Fakat pratik olarak haber bir diğer yıkıcı etkiye sahipti: İsrail askeri otoritelerinin açıkladığı bir bildiriye göre, savaştan önce Gazze'de olmayan hiç kimse, bu şeritte yerleşik olarak tanınmıyordu.  

Büyükbabam 1999'da ABD vatandaşı oldu. Vatandaşlık sınavını geçtiği sırada, Amerikan Tarihi ve Yönetimi bilgisi benimkiyle çatışıyordu. Çocuklarından üç tanesi yıllar önce buraya taşınmış ve kendi ailelerini kurmuşlardı. Annemin orada kendisiyle beraber kalması için yalvarmasına rağmen, büyükbabamın Gazze'ye geri dönme düşü hiç sona ermedi ve Amerikan vatandaşlığı da tam olarak bunu yapmasına yardımcı oldu.

Palestinians collect their belongings from their destroyed house ...En sonunda Gazze'ye geri döndüğünde, büyükbabam değişmişti. Bütün hayatı boyunca devam eden sigara tiryakiliğini bıraktı ve bahçesiyle içtenlikle ilgilenerek dış dünyayı kucakladı. Yeğeninin üzüm bağında nane çayı içiyordu ve yıllar önce sadece hayalini kurabildiği incirlerden yiyordu. Fakat gözlemlediği değişikliklerden canı sıkılıyordu. Anavatanı o kadar kalabalıktı ki yeni binalara yer açmak için ağaçlar kesilmişti. Mil kareye düşen 10000 kişi ile bölge, dünyadaki en yoğun nüfusa sahipti. (Gazze'nin aşırı kalabalık ortamı düşünüldüğünde, bir kişinin, İsrail'in hava bombardımanının özellikle "Hamas hedefleri"ne odaklandığını iddia etmesini anlamak güçtür.) 

Büyükbabam, hayatı boyunca, hiçbir siyasi gruba ait olmadı, fakat birçok Gazzeli gibi Hamas'ın seçilmesinin hukuk ve düzen görüntüsünü geri getireceğini umut ediyordu. Filistin Yönetimi yetkilileri, 1993'teki Oslo Anlaşması muvacehesinde Gazze ve Batı Şeria'yı yönetmeye başlamalarından itibaren yolsuzluk iddiaları peşlerini bırakmamıştı. Birçok Gazzeli için Filistin Yönetimi ve adamları gangsterlerden daha iyi değildi.  

Israeli Army soldiers take cover as a mobile artillery piece ...İsrail'in, Hamas'ı seçtikleri için ceza olarak verdiği, ABD ve Avrupa tarafından desteklenen gaddar Gazze ambargosuyla, büyükbabamın hayatı yeniden değişti. Diyabetini tedavi etmesi için gereken ilaçların stoku azdı. Gaz ve elektrik yokluğundan dolayı ailesi ilkel gaz ocaklarını yemek pişirmek için kullanmak zorundalardı. Fırınlar ekmek pişirmek için hayvan yemi kullanıyorlardı. Kanalizasyon Arıtma tesisleri gaz yokluğundan çalışamaz durumdaydı, bu sebepten sular idaresi milyonlarca litre atık suyu Akdeniz'e pompalamak zorunda kalıyordu. Elektrik sıkıntısı vardı, evler günde ancak 6 saat elektrik alabiliyorlardı. İşsizlik % 49'a fırlamıştı. Sınırların kapalı olmasından dolayı, İsrail'de inşaatta çalışmakta olan büyükbabamın yeğenleri, şimdi hiçbir gelire sahip değildiler. İsrail'in ambargosu bütün nüfusun yavaşça açlıkla karşı karşıya kalmasına sebep oldu. Yetersiz beslenme oranları Gazze Şeridi'nin 1,5 Milyonluk halkı arasında % 75'e fırladı. Birçok kuşatmada olduğu gibi, açlıktan ve hastalıktan en fazla çocuklar zarar gördü. 

Füzeler Gazze üzerine yağdıkça, büyükbabamın ne düşündüğünü hayal etmeye çalışıyorum. Bölgenin sivil altyapısının, polis merkezlerinin, üniversitelerin, camilerin ve evlerin büyük kısmı yok edildi. Pazartesi günü (29 Aralık 2008), Cebeliye mülteci kampındaki evlerinin yanındaki bir camiye isabet eden bir İsrail hava saldırısı sırasında, en büyüğü 17, en küçüğü 4 yaşındaki 5 kız kardeş yataklarında uyurlarken katledildi. Ebeveyninin gazetecilere anlattıklarına göre, kendilerini güvende hissediyorlardı, çünkü ibadet yerleri genelde askeri hedefler değildir. Kızların defnedildiği mezarlık ağzına kadar dolduğu için cesetler 3 mezara yerleştirildi. Bir BM sözcüsü bu cinayetin "bombardımanın masum sivillere korkunç bir fatura çıkarmasının trajik bir yansıması" olduğunu söyledi. Matemli baba Gazze'deki birçok kişini hissettiğini Washington Post'a verdiği mülakatta ifade etti: "Benim hiçbir Filistinli grupla alıp veremediğim yok. Hamas veya bir başkasıyla da. Ben sadece basit bir insanım". Saldırıdan birkaç gün sonra, kızların, Florida'daki aile dostlarımızın akrabaları olduğunu öğrendik.  

Anneme, sınır kapıları hala açıkken büyükbabamın niçin Gazze'den ayrılmadığını sordum. Niçin kuşatmadan önce ayrılmadı, hayat daha da çekilmez olmazdan önce ve bu son bombardımandan önce. "Çünkü orası ait olduğunu hissettiği yer" dedi. "Geçmişte hep vatan hasretiyle yaşadı. Gazze ebeveyninin gömüldüğü yer. Orası ölmek istediği yer".

 

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?