İngiliz basınında bugün
Avrupa basınında bugün ön plana çıkan haber arasında Amerikalı bir saldırganın cinnet geçirerek yaptığı katliam vardı.

Basın turumuza bu sabah İngiltere'de bütün gazetelerin ön sayfalarını kaplayan Amerika'daki üniversite saldırısıyla başlayalım. Independent, ''Kampüste katliam'' diyor.
Yaralı bir kız öğrencinin yardım görevlileri tarafından bina dışına taşındığı fotoğraf Independent'ta olduğu gibi Guardian'ın da ön sayfasında. Ve manşet de aynı; Guardian da iri puntolarla ''katliam'' diye yazıyor
Times'ın manşeti daha farklı. ''Kurbanlarını sınıfa kıstıran katil'' diyor Times. Daily Telegraph, saldırganın cesedinin bodrum katında bulunduğunu, ve Amerika Birleşik Devletleri'nin tarihindeki en kanlı kampüs katliamıyla sarsıldığını bildiriyor.
Gazetelerin hepsinin yorum köşelerinde yer verdiği ortak bir soru var. Amerika Birleşik Devletleri'nin diğer birçok ülkeye göre çok daha esnek olan silah taşıma ve satın alma yasaları bu sefer değişecek mi?
Independent'taki yazının ifadesiyle, ''Virginia eyaletindeki korkunç gün, Amerika'nın silaha olan aşkını törpüleyecek güçte mi?'' Gazeteye göre, pek öyle görünmüyor.
Independent yazarı, bundan önceki kampüs katliamları ardından silah yasalarında hiçbir değişiklik olmadığını ve Virginia'daki bu son olayın da ilk yaşanan şok duygusu atlatıldıktan sonra diğerleri gibi bir anlamda unutulacağını tahmin ediyor.
Independent'daki yazıya göre, Amerika'nın muhafazakar kesiminde sıkı sıkıya bağlı kalınan üç ateşli konu var. Kürtaj karşıtlığı, eşcinsel evliliklere muhalefet, ve silah kontrolüne karşı direniş.
Silah lobisinin Washington'da büyük nüfuza sahip olduğunu hatırlatan Independent, Amerikan anayasasının da bu lobinin en güçlü dayanak noktalarından biri olduğunu yazıyor.
Amerikan anayasasının ikinci maddesi, ''halkın silah taşıma hakkıyla'' ilgili. Independent, ''bu maddenin kökeni İngiliz sömürgeciliğine karşı Amerikan kolonilerinin milis güçlerce korunması gerektiği günlere dayanıyor olsa da, günümüz Amerika'sında daha sıkı silah kontrolünü önermek anayasal haklar tartışmasına girmeyi de zorunlu kılıyor'' diye yazıyor.
Irak'ta ABD üzerinde artan baskı
Irak'ta Şii dinadamı Es Sadr'a bağlı cephenin hükümetten çekilişi gazetelerde yer alan ortak haberler arasında. Daily Telegraph, ''Amerika üzerinde baskıyı artıran bir adım'' diye yazıyor.
Gazete, yabancı askerlerin Irak'tan geri çekilişinin bir takvime bağlanmasını talep eden radikal dinadamının yandaşlarını halihazırdaki hükümetten çekerek bir uyarı yolladığını düşünüyor.
Daily Telegraph, Sadr'ın adamlarının istifasının Maliki hükümetini düşürmeye yetmediğini, ama başbakanın manevra sahasını daralttığını yazıyor.
Independent'ta yer alan haberde İngiltere hükümeti eleştiriliyor. Gazete, Irak'ın işgali sırasında hayatlarını riske atarak İngilizlere tercümanlık eden bir grup Iraklının artan şiddet olaylarından kaçarak Suriye'ye sığındığını bildiriyor.
Fakat tercümanların Şam'daki İngiliz elçiliğine yapmak istedikleri iltica başvurusunun başarısız kaldığını yazan Independent, ''İngiltere'nin eski dostlarına sırtını dönüverdiğini'' düşünüyor.
Başbakan Blair'e mektup: Bizi terketme
İngiltere'den sığınma hakkı talep eden üç tercümana mülteci kuruluşları ve insan hakları örgütleri de destek veriyorlar.
Independent'ın aktardığına göre Başbakan Tony Blair'e açık bir mektup yazan grup, ''Sizden rica ediyoruz, bizi şimdi yardı yolda bırakmayın'' diyor.
Gazete, 2003 yılında Saddam Hüseyin'in devrildiği günlerde İngilizce bilen onlarca Iraklıdan tercüman olarak faydalanan İngiliz ordusunun bu şekilde yöre halkıyla anlaşabildiğini ya da aşiret liderleriyle pazarlık ettiğini yazıyor.
Ancak güvenlik ortamı git gide çökerken tehditler almaya başlayan bu tercümanlardan bazılarının kaçırılıp öldürüldüğünü bildiriyor Indepedent.
İngiltere'den iltica talep edenler sadece tercümanlar değil. Guadian gazetesinde yer alan verilere göre, Birleşmiş Milletler'in mültecilere yardım örgütü her ay Irak'tan 40 ila 50 bin arasında kişinin komşu Suriye ve Ürdün'e kaçtığını tahmin ediyor.
Halihazırda 2 milyona yaklaştığı düşünülen Iraklı mülteci sayısı sürekli yükselirken, Birleşmiş Milletler'in İngiltere'ye yaptığı çağrı Guardian'daki haberin başlığı: ''Daha fazla mülteci al''
Bugün Cenevre'de Birleşmiş Milletler'in öncülüğünde konunun görüşüleceğini aktaran Guardian, İngiltere'den Iraklı mültecilere yardım çabalarına liderlik etmesinin istendiğini bildiriyor.
İngiltere daha cömert olabilir
Örgüt, İngiltere'nin kabul ettiği Iraklı sığınmacı sayısını artırmasını ve iltica başvuruları haklı bulunmayanları ülkesine geri gönderme sürecinden vazgeçmesini talep ediyor.
Guardian'ın yazdığına göre İsveç, sığınma başvurusunda bulunan Iraklıların yüzde 91'ine kapılarını açarken, İngiltere'deki oran yüzde 12 gibi çok daha düşük bir seviyede.
Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri Fransa'yı bütün bir hafta boyunca gündemde tutacağa benziyor. Pazar günü seçimin ilk turu için sandık başına gidilmesine az bir süre kaldı fakat Guardian'a göre Fransız seçmenlerin üçte biri anketlerde hala kararsızlar hanesinde.
Guardian, Fransız gazetesi Le Figaro'nun yayınladığı son anket sonuçlarını aktarıyor.
Buna göre en çok oyu alarak ikinci tura kalacak iki aday Nicolas Sarkozy ve Segolene Royal olarak gözüküyor.
Royal'in yüzünü güldürten anket
Merkez sağın adayı Sarkozy'nin ikinci tura kalacağından kimsenin şüphesi yok fakat Sosyalistler bundan önceki 2002 seçimlerinde ilk turda silinerek büyük hayal kırıklığına uğramıştı.
Guardian, solcu aday Segolene Royal cephesinin aynı akıbete uğramamak için çaba sarfettiğini aktarıyor.
Zira ne sağ ne de sol kanatla ilişkisi olmadığını savunan merkezci aday François Bayrou'nun Segolene Royal'i elemesi olasılığı var. Fakat Guardian'a göre Figaro anketi, Royal'i ikinciliğe oturtarak yüreklendirdi.
Kuzeyden esen mutluluk rüzgarı
Son olarak, Avrupa çapında yapılmış farklı bir anketi aktaralım. En çok kimin yüzü gülüyor; kimin suratı en asık?
Mutluluğun bir tanımını yapmak zor ama Cambridge Üniversitesi'ne bağlı bir araştırma kurumu her iki yılda bir bunu denemek için kolları sıvıyor. Avrupa Birliği fonlarıyla gerçekleştirilen ve toplam 20 bin kişiyle ülke ülke yapılan mülakatlara dayanan anketin sonucu, Times gazetesini şaşırtmışa benzer.
''Güneşli bir gökyüzünün önemi yok'' diyor Times.
Anketten hayatından en çok tad alan en mutlu halkın Danimarka'da yaşadığı sonucu çıkmış.
Kuzey Avrupa'nın diğer İskandinav ülkeleri de mutluluk cetvelinde ön sıradalar. Times, Avrupa'nın Akdeniz kıyılarında ise halinden en çok yakınan halkların yaşadığını yazıyor. İtalyanlar, Portekizliler, ve Yunanlılar.
Yalnız, mutlu bir hayatın sırrı Kuzey Avrupa'nın kurşuni gökyüzü altında yaşamak değil. Öyle olsaydı İngiltere de 9'unculuktan daha yüksek bir sıraya oturabilirdi.
Times'ın sözlerini aktardığı yorumculara göre mutlu Avrupalılar, ulusal kurumlara güvenin yüksek, ekonomisi güçlü, ve gelir uçurumunun az olduğu yerlerde yaşıyor. Danimarka, Finlandiya, ve İsveç gibi.