banner39

İsrail askerleri, çocuklar üzerinde atış talimi yapıyor

Herhangi bir sözlükte bulunan kelimeler Gazzelilerin yaşadığı acıları ve hüznü ifade etmeye kafi gelmiyor.

Arşiv 15.01.2009, 16:16 15.01.2009, 17:02
İsrail askerleri, çocuklar üzerinde atış talimi yapıyor


Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

Herhangi bir sözlükte bulunan kelimeler, Gazze halkının yaşadığı acıları ve hüznü ifade etmeye yetersiz geliyor. Yeni kelimeler dahi eklense bu sözlüğe, çocuğu gözlerinin önünde infaz edilen sonra da onu katleden askerlerin, çocuğun akan kanlarının oluşturduğu göletin üzerinde, kurşunları o masum bedene isabet ettirdiklerinden duyduğu sevinçle dans ettiklerini gören babanın gözünden akan yaşları anlatması ve bu acıyı, dinleyenlere, okuyanlara aynı boyutta hissettirmesi mümkün değil.

Bu hazin hikaye, 19 gündür devam eden ve şu ana kadar yarısı kadın ve çocuk, binden fazla insanın yaşamını yitirdiği, beş bin Filistinlinin de yaralandığı kirli savaşta yaşandı…

Evleri Gazze'nin kuzeyindeki Atatıra mevkiinde bulunan Avvace ailesi, genelde her sabah pencereden usulca giren ve yüzlerine tatlı bir sıcaklıkla vuran güneşin de etkisiyle erkenden kalkıyorlardı. Ancak her gün, ev ahalisinin üzerine sıcacık doğarak herkesi ısıtan güneş ve kuşluk vaktinde evin bahçesine pıtrak gibi biten güvencinler bu çılgın savaşla birlikte aniden yok olmuştu. Aile üyeleri de kendilerine güvenli bir yer bulmak umuduyla umutsuzca evin yola en uzak odasının en ücra köşesine giderek inzivaya çekilmişlerdi.

9 yaşındaki İbrahim, çok sıkıcı geçen bir haftanın ardından, annesine yaklaşarak arzu dolu bir sesle "Gel anne, evin bahçesine çıkalım, bugün kahvaltıyı orada yapalım. Bu odadan artık yoruldum" dedi. Bir saat sonra sıcak çay bardakları ve mütevazı bir kahvaltı hazırdı. Ancak o da ne? Birden ortalık karıştı. Üç çocuklarının da güvende olduğunu zanneden aile, birdenbire bir ses duydular:

-Babacığım, ben ölüyorum..

Aile, güven ve barış içerisinde olduğunu zannetmişti ama savaşın kime ne yapacağını, sıranın bir gün kendilerine de geleceğini bilemezlerdi. Belki de savaş, kaderin ağlarını ördüğünü ve sıranın onlara geldiğini bildiriyordu. Duvar önce çatladı ardından çöktü... Şarapneller etrafta fink atıyordu. Feryatlar yükselmeye başladı. Bardaklar kırıldı, çaylar döküldü, ekmekler kana bulandı.

9 Yaşındaki İbrahim, acısını olabildiğince güçlü bir çığlıkla dile getiriyordu: "Babacığım ölüyorum.."

Babası, çocuğunu kucağına almak için yerinden bir ok gibi fırladı. Karnına akan kanı hissediyordu. Korkuyla karısına bağırdı: "Hadi ayrılalım buradan…"Aile üyeleri can havliyle bahçeye doğru fırladı. Kapıya geldiklerinde ise kurşun yağmuru başlamıştı.

Kurşunlardan biri annenin ayağına isabet etti, artık anne yürüyemiyordu. Oğlu İbrahim de hemen yanı başına düşerek son nefesini verdi.

Diğer iki kardeş ise evin yıkılan duvarının arkasında yüksek sesle ağlıyorlardı. Ölümün sesi hafiflemişti. Aile, saldırının sona erdiğini zannetmişti, ama gerçek dramın asıl şimdi başladığını bilmiyordu. Askerler sert adımlarla yaklaşmaktaydılar. Babaları onları gördüğünde başka bir frekansa geçmiş, bu dünyayla ilişkisini koparmıştı. Bilincini kaybettiğini zannetmişti.

Askerlerden biri İbrahim'in henüz hiçbir günaha bulaşmamış tertemiz bedenine yaklaşarak ayağıyla onun cansız bedenini sağa sola döndürdü. Askerlerden bir diğeri ise İbrahim'in cansız bedenine ateş etmeye başladı. Sanki atış talimi yapıyordu. Başka bir dünyaya intikal etmiş bedene isabet ettiği her kurşunda neşeyle havaya zıplayarak babanın bir bıçak gibi kalbine saplanan sevinç naraları atıyordu. Ardından mermiler yağmur gibi yağmaya başladı küçük İbrahim'in cesedinin üzerine..

Gecenin tekrar gelmesi ve askerlerin çekilmesiyle birlikte baba, karısının yanına giderek onu sakinleştirdi, sabretmeleri ve direnmeleri gerektiğini söyledi. Sonra da birbirlerine sarılarak saatlerce ağladılar.

Delik deşik edilmiş ruhun yarası

Baba Kemal Avvace, habercilere daha sonra şunları söylüyordu: "Oğlumu bir kez değil defalarca infaz ettiler, onun pak cesedi üzerinde atış talimleri yaptılar. Oğlumun bedenine isabet ettirdikleri her kurşunla da böğürerek öğündüler."

Ve elem dolu bir sesle de ekliyordu: "Oğlum onlara ne yaptı da bu kadar acımasızca onu katlettiler, onun cansız bedenini delik deşik ettiler. Son nefesini verdikten sonra da cesedini talim tahtası haline getirdiler."

Olayın şokunu henüz üzerinden atamayan Filistinli baba "Aşırı soğuk, yaramdan akan kanı durdurdu. Ama ruhumun derinlikleri hala kanıyor" diyor.

Tam dört gün evlerinde aç ve susuz kaldıklarını söyleyen yaralı baba, dördüncü günün sonunda yaşlı bir kadının evlerinin enkazına yaklaştığını ve bağırarak ondan yardım istediklerini anlattı. Yaşlı kadın, onların durumunu gördükten sonra haber verilen hastaneden gönderilen ambulans Avvace ailesini, hastaneye yetiştirmiş. Tabii minik İbrahim'in cesedini de...

Tanıklıklar yaşananları teyit ediyor

Bazıları bu tür haberlerin bağımsız gözlemciler ya da haber kanalları tarafından doğrulanmadığını söyleyebilir ancak, başka tanıklıklar ve yaşananlar bunların doğruluğunu teyit eder nitelikte.

Filistin İnsan Hakları Örgütü, benzeri olayların Gazze'de çokça yaşandığını ve tanıkların ifadelerine dayan yüzlerce akıl almaz olay meydana geldiğini bildiriyor. Kuruluş, bir çok olayda, tutsak Filistinlilerin kalkan olarak kullanılması, masum çocukların hedef olmalarının artık sıradan bir olay haline geldiğini ifade ediyor.

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?