Kıbrıs, AB yolunda saatli bir bomba
El Ahram el Massai gazetesi Tarik El Sunutı imzasıyla, Kıbrıs konusuna değindi ve Kıbrıs'ı Türkiye'nin AB üyeliği yolunda saatli bombaya benzetti.

Tirajı günde 200.000 olan el Ahram el Massai gazetesinin Tarik El Sunutı imzasıyla ve yukarıdaki başlık altında yayımlanan yorumun özet çevirisi şöyledir:
Türkiye ile AB arasındaki müzakereler süreci, Ankara'nın üyeliği önünde birçok engelin olduğunu ortaya koydu. Türkiye, 35 fasıldan oluşan müzakere sürecinin başlatılması yönünde 2005 yılında alınan karardan bu yana, nihai hedefi yakalamak için var gücüyle çalışıyor.
Ancak, AB Komisyonunun bu 35 fasılda, taşımacılık, dolaşım, tarım, balıkçık gibi konuları içeren sekiz faslın müzakereye açılmaması yönünde verdiği tavsiye kararı, Ankara'nın katılım umut ve beklentilerini tüm ağırlığı ile gölgeledi. Başbakan Recep Tayyıp Erdoğan, tavsiye kararını "kabul edilemez" olarak niteledi.
Türkiye-AB müzakerelerinin başlatıldığı günden beri, 1974 yılından bu yana bölünmüş olan Kıbrıs sorunu, bu yolda hep engel olarak baş gösterdi. AB Komisyonu, her fırsatta Gümrük Birliğinin genişletilmesi bağlamında imzalanan protokol uyarınca Türkiye'nin liman ve havaalanlarını Kıbrıs Rum uçak ve gemilerine açması konusunu ısrarla gündeme getiriyor.
Komisyonun yanlı tutumuna ve Kıbrıslı Rumların baskılarına boyun eğmesine işaret eden Başbakan Erdoğan, AB'nin Kıbrıs Türklerine uygulanan yaptırımları devamlı olarak göz ardı ettiğine dikkat çekti.
Anlaşılan, Kıbrıs Türkünün davası ve karşılaştığı izolasyon, Türkiye-AB müzakerelerinde temel anlaşmazlık konusu olmaya devam edecek. Zira Türkiye, durduğu noktada geri adım atmamakta ısrar ediyor. Nitekim, Başmüzakereci Ali Babacan, KKTC'ye konulan yaptırımlar kalkmadıkça, Kıbrıs'la gümrük anlaşmazlığının giderilmesine yönelik hiçbir girişimde bulunmayacaklarını açıkça bildirdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat da, Kıbrıs Rum yönetiminin, Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerini sürdürme arzusunu, Türk tarafına kabul edilemez politikaların empoze edilmesinde bir araç olarak kullanmaya kalkıştığını söyledi.
Avrupa değerlerine ters düşen ucuz şantaj pazarlıklarının mutlaka ayyuka çıkacağını vurgulayan Talat, KKTC'nin, AB çatısında birleşik federal bir Kıbrıs'ın dayanağı olacağını belirterek, AB'nin, Kıbrıs Rumları ve Yunanistan'ın üyeliği nedeniyle tarafsız ve dürüst bir hakem olamayacağını söyledi.
Bu arada, Türkiye'de Kıbrıs konusunda AB şantajını reddeden sesler giderek artıyor. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'nin tutumunun sarsılmaz olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin ve Kıbrıslı Türklerin, geçmişte olduğu gibi gelecekte de şantaja boyun eğmesinin asla söz konusu olamayacağını açıkladı.
Dolayısıyla AB'nin, Kuzey Kıbrıs davasına ve Türkiye'nin katılım müzakerelerine ilişkin tutumundaki açık çelişki ve tezat, oldukça çarpıcıdır. Kanımızca, Kuzey Kıbrıs Türkünün davası, AB'nin Türkiye ile katılım müzakerelerinde ayak diretmesini su yüzüne çıkaran önemli bir konudur. Zira Ankara, müzakerelerde büyük esneklik gösterirken AB, üye olma sıfatıyla Türkiye'nin katılımını engellemek için doğrudan ve güçlü bir biçimde gayret gösteren Yunanistan ve Kıbrıs'ın baskılarına boyun eğmektedir. (03 Aralık 2006 tarihli sayısından)
Kaynak: Byegm