banner39

Küre ısınırken Türkiye soğuyacak

Dünya genelinde Küresel Isınma'nın etkisinin hissedildiği ancak Türkiye'de pek bir değişim yaşanmadığı öne sürüldü.

Arşiv 22.03.2008, 16:17 23.03.2008, 11:38
Küre ısınırken Türkiye soğuyacak

İTÜ Yer Bilimleri Enstitüsü, IPCC'nin (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) araştırmalarından yola çıktı, Türkiye'nin en büyük bilgisayarı 'Anadolu'nun yardımıyla 21. yüzyıl Türkiye iklim projeksiyonunu çıkardı. Proje başkanı Prof. Mehmet Karaca anlatıyor.

Yarından Sonra" yani "The Day After Tomorrow", küresel ısınmanın getirebileceği sonuçları en kötümserinden ve en hızlandırılmış tarafından anlatan Amerikan yapımı bir bilim kurgu filmiydi.

2004 yapımı filmde dünyanın buzul çağına girdiğinin hissedilmesinin hemen ardındaki 24 saat içinde New York önce sular altında kalıyor ardından da denizin Özgürlük Heykeli'nin yanından yürünebilecek kadar donması konu alınıyordu. Başta da dedik ya bu en hızlandırılmış, en kötümser senaryo. Zira İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü İklim ve Deniz Bilimleri Anabilim dalı öğretim üyesi Prof. Mehmet Karaca'ya göre, böyle bir sirkülasyon olabilmesi için en az 1300-1400 yıl gerekiyor; o da Golfstream'den gelen sıcak su akıntısı kesilirseÜstelik "En basitinden İngiltere'nin tamamen soğuması Türkiye'nin de soğuyacağı anlamına gelmiyor" diyor Karaca. Yani dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan felaket Türkiye'de de yaşanacak diye yanlış bir yanılgıyı insanların aklından çıkarmak gerekiyor. Aslında röportajımızın asıl sebebi de bu: Küresel ısınma kâbusu sürerken Türkiye'yi neler bekliyor? Karaca'nın önderliğinde, IPCC (Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli) raporları ışığında ve Türkiye'nin en büyük bilgisayarı 'Anadolu' ile yapılan 21. yüzyıl projeksiyonu işte bunu anlatıyor. Üstelik en iyimserinden en kötüsüne senaryoların ortaya konması suretiyle! Kötüden kasıtsa şu: İnsanoğlu şu anki şartlarını bozmadan, yani aynı oranda karbondioksit açığa çıkararak, ormanları katlederek, şehirleri büyüterek, 'rızkıyla gelir' diye çocuk sayısını arttırarak yaşamaya devam ederse

"Türkiye 2030'a kadar ısınmıyor!"

İlk olarak konunun özünde düzeltme yaparak başlıyor Karaca: "Küresel ısınma dediğimiz şey aslında küresel iklim değişikliğidir." Ancak ona göre bu bile abartılıyor zira spekülasyonları seviyoruz!

Bunun en gözle görülür örneklerinden biriyse sürekli Kuzey Kutbu'nun eridiği haberlerini duyuran uzmanlar.

Çünkü Karaca'nın söylediğine göre Kuzey Kutbu küçülürken Güney Kutbu genişliyor.

Bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Kuzey yarımkürede karalar fazla, güneyde ise denizler. Çocukluğumuzdan beri öğrendiğimiz bir şey bu: Karalar çabuk ısınır, çabuk soğur; dolayısıyla kuzey yarıküre ısınmaya daha hızlı tepki gösteriyor."

Karaca, yerküre üzerindeki sıcaklıkların genelinde bir yükseliş olduğunu onaylarken geçmişe bakıldığında da iklimin bize çoğu zaman sürprizler yaptığı gerçeğini gözardı etmememizi hatırlatıyor.

"Yerküre sıcaklıkları artıyor diye, bölgesel ölçeklerde de sıcaklıkların artacağını söylemek mümkün değil" diyen Karaca geçen yıl sıcak sistemlerin Doğu Anadolu'ya uğramadığını söyleyerek destekliyor anlattıklarını.

Hatta bu konu Erzurum'da "Küresel ısınma Erzurum'a gelmedi" şeklinde espri konusu olmuş. Karaca bu durumu şöyle özetliyor: "Sıcaklıklar 1940'lardan sonra genel olarak artıyor. Ancak 1960'larda küresel sıcaklık azken Türkiye sıcaklığı daha fazla. 1990'lara kadar arada bir korelasyon bile yok. 1990'lara gelindiğinde küre sıcaklığıyla birlikte Türkiye'nin sıcaklığının da arttığı görülüyor."

Bunun bir örneğini de gelecekte yaşayacağız Karaca'ya göre. Üstelik bir de iyi haberi var: Yapılan projeksiyona göre küresel sıcaklığın artmasına karşın Türkiye'de 2030'lara kadar sıcaklıklarda azalma bekleniyor! Artış ise 2070-2090 arasında gerçekleşecek. Karaca'ya göre asıl önemli olan bölgesel değişim. Zira 2050'den sonra özellikle Akdeniz bölgesindeki sıcaklıklarda gözle görülür bir artış var, ki bu da en iyi senaryoya göre 1-1,5 derecelik bir artışken, en kötümser senaryoda bu 4-4,5 dereceye kadar çıkabiliyor.
Karaca'nın söylediğine göre özellikle 2070-2090 yıllarına gelindiğinde Akdeniz Bölgesi'nde kış mevsimi neredeyse yaşanmayacak. Bunun yanı sıra su rezervleri için asıl gereken "kış yağışları". Akdeniz bölgesinde yağışlar bu yıllarda ciddi bir düşüş gösterecek. Bu da IPCC'nin raporunda belirttiği güney bölgelerdeki ısınma oranını Türkiye açısından doğruluyor.

"Şeker pancarı suyun sonunu getirir"
Mehmet Karaca küresel iklim değişikliği denince akla önce 'ısınma' gelse de asıl problemin yağışlar olduğunu söylüyor. Karaca, Akdeniz havzasındaki kuraklığa karşın Türkiye'nin kuzeyinde ve Karadeniz'de artacak yağışların başlıca nedeninin yer şekilleri olduğunun da altını çiziyor. Sonuçta Türkiye'nin Akdeniz havzası içinde bulunmasından dolayı aslında kötü bir senaryoya ait olduğunu belirten Karaca, dağlık yüzey şekillerinin bizim için büyük bir şans olduğunu vurguluyor.
Karaca'dan bir iyi haber daha var: 21. yüzyılın sonlarında sonbaharda Fırat ve Dicle'yi besleyen havzalarda da yağış artışı bekleniyor! 2070-2090 yıllarında güneyin aldığı yağışlarda yüzde 30'a kadar azalma görülürken kuzeyde yüzde 40'lık bir artış olacağı da öngörülüyor. Buyurun size hem iyi hem kötü haber! Peki bu durumu dengelemek ve şartları doğru kullanmak için ne yapmamız gerekiyor? Karaca bunu şöyle açıklıyor: "En önemlisi su ve tarım yönetimini elindeki suya göre kurgulamak. Siz Konya havzasına şeker pancarı ekmeye teşvik ederseniz tabii ki suyun sonunu getirirsiniz." Konya'nın en büyük kaynak su rezervuarına sahip olduğunu belirten Karaca'ya göre yapılması gereken buğday ekmek. Çünkü şeker pancarı veya benzeri bitkiler aşırı su isterken buğdaydan hemen her türlü iklim şartında verim alınabiliyor. Su da kaynağında kalıyor!

Kaynak: Yeni Aktüel

 

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?