banner39

Levazım subayı ezan okursa ne olur?

Cuma namazı için gittiğiniz camide üniformalı bir subayın ibadethaneyi hıncahınç dolduran cemaate Kur'an ve ezan okuduğunu görseniz ne yaparsınız?

Arşiv 17.01.2009, 00:07 09.03.2009, 10:23
Levazım subayı ezan okursa ne olur?



İbrahim Ethem Gören/Dünya Bülteni

Cuma namazı için gittiğiniz camide üniformalı bir subayın ibadethaneyi hıncahınç dolduran cemaate Kur'an ve ezan okuduğunu görseniz ne yaparsınız? Gözlerinize inanamazdınız değil mi? Peki, bu subayın yaptığı hizmet, komutanına haber verilerse neler olabilir? Son soruya "YAŞ'a gönderilir" diyenler yanılıyor. Bakalım böyle bir hadise sonrasında neler yaşanmış?


Bundan 93 sene önceye; Edirne'ye gidiyoruz... Bakılım, o dönemlerde Üç Şerefeli Cami'de bir Cuma namazında üniformasıyla Kur'an-ı Kerim tilavet eden ve ezan okuyan 16'ıncı Telgraf Bölüğü'nün hesap memuru Levazım Subayı (İhtiyat Zabiti) Kemal'e (Batanay) neler olmuş?

Prof. Dr. Muhittin Serin'in hazırladığı Bestekâr, Tamburi, Hattat, Hafız Kemal Batanay isimli kitabın hoş kokulu satır aralıklarında Türkiye'nin henüz laik olmadığı dönemlere ait anekdotlar yer alıyor. İşte bunlardan en ilginç olanı... Şimdi, oturduğumuz yerden evvela Edirne'ye, oradan da 93 yıl önceye gidelim ve yazımızın başlığında sorduğumuz sorunun, tarih kitaplarında ne hikmetse pek yer verilmeyen cevabını hep birlikte arayalım.

O dönemde Levazım subayı olarak Edirne'de görev yapan Kemal Bey anlatıyor:

(...)

"Müttefik kuvvetlerinin Çanakkale'den çekilmelerini müteakip birliğimiz de istirahat için Edirne'ye sevk edildi (Ocak 1916). Bir müddet Edirne'de kaldık. Bu arada Anafartalar 19. Fırka Kumandanı Mustafa Kemal'in de Edirne 16. Kolordu Kumandanlığına tayin edildiğini duydum. Çok sıkıntılı ve zor günlerin ardından Edirne'de daha rahat ve sakin bir hayata kavuşmuş olmamıza rağmen yine de savaşın acıları dinmemiş, izleri silinmemişti. Soğuk bir kış günü Cuma namazı için hazırlık yaptıktan sonra biraz erken Üç Şerefeli Cami'ye gittim. Cami avlusu Cuma için hareketlenmiş, cemaat camiye girmeye başlamıştı. Bu ulu mabed karşısında ecdadımızın büyüklüğünü bir daha derinden hissettim.


  (Kemal Batanay'ın (kırmızı nokta ile işaretli)Taksim Levazım Mektebi'nden mezuniyet hatırası)


İçimde camiye gidip Kur'an okumak arzusu uyandı. Doğruca müezzin mahfilinde yer almış bulunan müezzinlere yaklaşarak hâfız olduğumu ve Kur'an okumak istediğimi söyleyip izin istedim. "Bir subay, hem de hâfız" diyerek çok sevindiler ve: "Tabii lütfedersiniz, buyurunuz, okuyunuz efendim" dediler. Mahfile çıktım, aralarında yer açtılar. Oturdum ve Kur'an okumaya başladım. Kısa zamanda da cami lebâleb doldu. Cemaat huşû içinde sessizce beni dinliyordu. Cuma saati geldi, ezan okundu ve ilk sünnet kılındı. Müezzin başı iç ezanı da benim okumamı işaret etti. Bu teklifi kabul ettim. Bütün vücudumu bir heyecan sarmıştı.


         (Kemal Batanay ikinci askerliğinde eşi ve emir eri ile...)


Hicaz makamında müessir bir ezan okudum. Namaz bittikten sonra cemaatin büyük bir ilgi ve sevgi gösterisi arasında kalmışken bir er bana yaklaşarak, 'Efendim, kumandanım sizi istiyor' deyince, 'Eyvah resmî elbise ile okuduğum için usule aykırı bir iş yaptık galiba' diye endişe ve korkuya kapıldım. Maiyeti ile avluda bekleyen Kumandana yaklaştım. Bu, Anafartalar'da savaşın akışını değiştiren dahi, efsane kumandan Albay Mustafa Kemal idi. Heyecanım bir kat daha arttı. Ne ile karşılaşacağımı bilemiyordum. Bana; 'Oğlum terbiye görmüş güzel bir sesin var. Okuduğun ezanı çok beğendim ve duygulandım. Seni tebrik ederim...' deyince biraz rahatladım.

— İsmin?

—Kemal Efendim'

—Adaşmışız. Hangi kıtada bulunuyorsun?'

—Efendim, 16. Telgraf Bölüğü'nün hesap memuru olarak tayin edildim."

Yaverine, 'İsmini ve kıtasını yaz' dedi, sonra bana dönerek, 'Oğlum! Edirne'de kaldığımız süre içinde ben Cuma namazına hangi camiye gidersem sen de o camiye gelecek iç ezanı okuyacaksın' dedi.


(...)

Hafta içinde yaveri Ali Rıza beni arayarak Mustafa Kemal'in Cuma namazı için Selimiye Camii'ne gideceğini, benim de orada hazır bulunmamı Kur'an ve ezan okumamı, ayrıca durumun cami görevlilerine de bildirildiğini söyledi.


Cuma günü erkenden hazırlık yaptım. Selimiye Camii'ne gittim... Bu mabede Kur'an ve ezan okumayı ne kadar arzu etmiştim. Cuma vakti girinceye kadar Kur'an okudum. İç ezanı da aynı hâl içinde aşkla okudum. Namaz çıkışı yine avluda maiyeti ile beni bekleyen Mustafa Kemal'e selâm verdim. Elini uzattı, hemen elini öptüm. Bana; 'Oğlum! Bugün yine bizi yaktın. Gelecek haftaya hangi camiye gidersem sen de oraya geleceksin.'

Ertesi hafta Eskicami'ye gitmem emredildi. Orada da Kur'an ve ezan okudum..."


Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı tarafından neşredilen kitapta yakın dönem hat sanatının önemli simalarından Hattat, musikişinas Kemal Batanay'ın ibret vesikaları ve çilelerle dolu hayatı, eserleri, hat sanatına yaptığı hizmetler ve Türk musikisine yaptığı hizmetler belgeler eşliğinde karilere sunuluyor.


Kitap'ta ayrıca hat üstadı Kemal Batanay merhumun yakın dönem ta'lik sanatının en güzel eserlerinden çok sayıda örnek de yer alıyor.

İnce bir titizlikle hazırlanan kitap, Kubbealtı Neşriyat'tan temin edilebilir.

Yorumlar (3)
RabAşkFani 14 yıl önce
Çok manidar bir hatıra. Kemal Batanay merhumu rahmetle anıyoruz.
Satı YELEN 14 yıl önce
Bu haberi herkes mutlaka okumalı!!!
Yıllar yılı okuduğumuz onca Tarih ders kitaplarında hiç rastlamadığımız Mustafa Kemal'in hiç tanımadığımız bir yüzü, bir boyutu.
seda deniz 14 yıl önce
asker unu formali birisi dinle ugrasiyor. rabbim sen bu kahraman ordumuza yardimci ol.senin yardiminla bu memleket ayakta ve hep ayakta olacak insallah.
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?