Merkel: ABD ile AB arasında ekonomik ortaklığı hedefliyor

Financial Times'a bir mülakat veren Almanya Başbakanı Angela Merkel, altı ay sürecek AB dönem başkanlığına ilişkin planlarını anlatırken, iddialı bir hedeften söz ediyor.

Dünyanın en önemli iki ticaret gücü Amerika Birleşik Devletleri ile Avrupa Birliği'nin ticari ve mali mevzuatlarını uyumlu hale getirmek istiyor Merkel.

''ABD ile AB arasında ekonomik ortaklığı'' sağlamayı hedefleyen Merkel, mali düzenlemeler ve özellikle de fikri mülkiyet hakları mevzuatı konusunda ortak kurallar belirleyerek, yatırımcılar için tek bir pazar yaratmayı amaçlıyor.

''Ekonomik sistemlerimiz aynı temeller üzerine kurulu. Bu nedenle aramızda farklılaşmalara yönelmek yerine, her iki tarafın da yararına olacak bir yakınlaşmaya gitmeliyiz'' diyor Merkel.

Ama Financial Times'a göre, Alman Başbakan'ın planı hem daha korumacı olan Amerika Birleşik Devletleri'nde hem de Avrupa Birliği'nde muhalefetle karşılaşabilir.

Financial Times, Avrupa Komisyonu'nun 1998'de ABD'yi de kapsayacak tek pazar yaratma girişiminin Fransa'nın muhalefetiyle sonlandığını anımsatırken, Merkel ortaklık taslağı hazırlamak için görüşmelerin mayıs ayında yapılacak Amerika Avrupa zirvesinde başlaması gerektiği görüşünde.

'Bush'u zorlu bir Kongre bekliyor'

Guardian kasımda seçilen yeni Amerikan Kongresi'nin yarın işbaşı yapacağını anımsatıyor ve hem Temsilciler Meclisi'nde hem de Senato'da çoğunluğu elde eden Demokratların yalnızca Irak konusunda değil, iç politikaya ilişkin önemli başlıklarda da Beyaz Saray'ı zorlamaya hazırlandıklarını yazıyor:

''Başkanlığının ilk döneminde Kongre'de geniş bir hareket özgürlüğüne sahip olan George Bush'u kalan iki yılında zor günler bekliyor. Gelecek hafta Irak'a ilişkin yeni stratejisi kapsamında asker sayısını arttırma karar verdiğini açıklaması yaygın bir beklenti.''

''Bunun yanısıra Başkan Bush'un Irak savaşı için savunma bütçesine ek 100 milyar dolar talep etme ihtimalinden söz ediliyor. İki konuda da Beyaz Saray'a güçlü bir muhalefet var.''

''Ayrıca demokratlar, lobicilerin senatörlere ve temsilciler meclisi üyelerine hediye vermesinin yasaklanmasını öngören bir tasarı hazırlığında. Asgari saat ücretini de 5 dolar 15 sentten, 7 doların üzerine çıkarmak istiyor.''

''Hazırlıklarını yürüttükleri tasarılar arasında Bush'un karşı çıktığı kök hücre çalışmalarına daha geniş olanaklar sağlanması ve öğrenci kredilerine faiz uygulamasına son verilmesi de var. Bush, şu ana kadar yalnızca asgari ücretin arttırılmasına sıcak bakacağı işareti verdi, o da belli koşullarla.''

'Sudan'daki BM görevlilerine tecavüz suçlaması'

Daily Telegraph, Sudan'daki BM görevlilerinin çocuklara tecavüz etmekle suçlandıklarını birinci sayfasından duyuruyor:

''Tecavüze uğrayanlar arasında 12 yaşında çocukların da bulunduğu iddia ediliyor. Tecavüz ve kötü muamelenin, 23 yıl süren iç savaşta yıkılan ülkenin yeniden inşaası için örgüt personelinin iki yıl önce Sudan'ın güneyine sevkedilmesi ardından başladığı öne sürülüyor.''

''Birleşmiş Milletler'in bölgede 10 bine yakın askeri personeli var. Cinsel sömürüye ilişkin ilk emareler, gücün bölgeye varışından sonra hazırlanan bir raporda ortaya kondu.''

''Daily Telegraph'ın taslağını gördüğü rapor kamuoyuna açıklanmadı. İddialar, dün göreve başlayan yeni genel sekreterin karşı karşıya kaldığı ilk kriz olacak. İki yıl önce de benzer suçlamalara hedef olan BM; Demokratik Kongo Cumhuriyeti'nde görev yapan personelinden bazılarının genç kızlara cinsel tacizde bulunduğunu itiraf etmişti.''

İngiltere gazeteleri bugün Londra belediyesinin dün metro ve şehiriçi otobüs ücretlerine yaptığı fiyat artışına da geniş yer ayırmış.

Londra ulaşımda dünyanın en pahalı kenti

Guardian'ın haberine göre, artık Londra'da en kısa mesafe metro ücreti 4 Sterlin yani yaklaşık 11 YTL olacak.

Gazete, Londra'nın şehiriçi ulaşım maliyeti bakımından dünyanın en pahalı kenti olduğuna dikkat çekiyor ve bir karşılaştırma yapıyor:

''Londra'da şehiriçinde bir yerden bir başka yere gitmenin maliyeti, Paris'ten 4, New York'tan 3.5, Berlin'den 2.5; Roma'dan 8; Moskova'dan ise 20 kat daha pahalı.''

''Bu maliyeti, günlük, haftalık ya da aylık abonman kartıyla yarı yarıya azaltmak mümkün. Ancak abonman kartıyla bile Londra ulaşımı, az önce sıraladığımız kentlerden bir kaç kat daha pahalı.''

İngiltere'de dün yalnızca Londra şehiriçi ulaşımı zamlanmakla kalmadı, özel sektör tarafından işletilen ulusal tren sisteminde de hedeflenen enflasyonun üç katı oranında fiyat artışına gidildi.

Independent gazetesi, ''asıl bedeli çevre ödeyecek'' diyor.

Fiyat artışının yolcuların tren yerine havayolunu tercih etmelerine neden olacağını; bunun da iç hat uçuşları, dolayısıyla da uçakların atmosfere saldıkları karbondioksit miktarını arttıracağını vurgulayan Independent, birinci sayfasından şu örneği veriyor okurlarına:

''Manchester kentinden Londra'ya her gün 34 tren seferi var. Bilet türüne göre maliyet değişiyor. Ama dün yapılan fiyat artışı ardından gidiş dönüş seyahatin bedeli, 219 sterlin yani yaklaşık 600 YTL'yi bulabilir. Bir yolcunun trenle seyahat etmesiyle atmosfere salınan karbondioksitin miktarı 14 kilogram.''

''Havayolunda ise tablo şöyle: Londra'daki beş havaalanının en büyüğü olan Heathrow'dan Manchester'a her gün 32 uçuş gerçekleştiriliyor. Fiyatlar değişebiliyor. Ama dün akşam Londra'dan Manchester'a havayoluyla 171 Sterlin'e yani 470 YTL'ye bilet bulmak mümkündü.''

''Bir yolcunun havayoluyla seyahat etmesiyle atmosfere salınan karbondioksitin miktarı 90 kilogram. Bu miktar tren yolcusunun ürettiği karbondioksitin altı katından fazla.''

'Federasyondan Emre'ye ırkçı hakaret soruşturması'

Times gazetesinin spor sayfalarında yer alan bir habere göre, İngiltere futbol federasyonu, Newcastle United'da oynayan Türk futbolcu Emre Belözoğlu hakkında rakip takımın kalecisine ırkçı hakarette bulunduğu iddiasıyla soruşturma başlatmış. Ayrıntılar şöyle:

''İnceleme konusu olay geçen hafta Newcastle United'la Everton takımları arasında oynanan maç sırasında yaşandı. Newcastle United'in 3-0 yenildiği maçın ilk devresinin son dakikaları oynanırken, Evertonlu bir defans oyuncusu rakibini düşürünce hakem Newcastle United lehine penaltıya hükmetti.''

''Pozisyon sonrasında; rakibiyle Emre arasında yaşanan tartışmada araya giren Everton'un Amerikalı siyah kalecisi Tim Howard, Türk oyuncunun kendisine ırkçı ifadelerle sözlü tacizde bulunduğunu öne sürdü.''

''İngiliz Futbol Federasyonu, maçın hakeminin Evertonlu bir oyuncunun rakibinin kendisine ırkçı tacizde bulunduğu şikayetini de içeren raporu ardından olayla ilgili soruşturma başlattı. Emre'nin rakibine ne dediği henüz bilinmiyor.''

''Türk oyuncunun menajeri Ahmet Bulut, rakibine karşı ırkçı herhangi bir söz söylemediğini savunan Emre'nin ırkçı ifadelerin İngilizce karşılıklarını bile bilmediğini söylüyor.''

Kaynak: BBC