banner39

'Osmanlı'da kitap okunurdu, şimdi ise sadece basılıyor'

Süleymaniye Devlet Kütüphanesi'ni 25 yıl yöneten Dr. Nevzat Kaya, Osmanlı'daki kadar kitap okuma heveslilerinin olmadığını söyledi.

Arşiv 24.04.2007, 10:25 24.04.2007, 10:25
'Osmanlı'da kitap okunurdu, şimdi ise sadece basılıyor'

Dr. Nevzat Kaya, ömrünü eski kitapların büyülü dünyasında geçirmiş bir isim. 25 yıl gölgesinde yaşadığı Süleymaniye Devlet Kütüphanesi'nin müdürlüğünden 2006 yılında emekli olan Kaya onuruna geçtiğimiz günlerde '1. İslâm El Yazmaları Sempozyumu' düzenlendi.

Osmanlı döneminde kitapların elle çoğaltılmasına rağmen okunduğunu, günümüzde ise kitap bolluğunda okuyucu bulunmadığını söyleyen Nevzat Kaya ile Süleymaniye Kütüphanesi'ni, kitap-kütüphane geleneğini ve Osmanlı'da kadim izler bırakmış kitap âşıklarını konuştuk.

Süleymaniye Kütüphanesi'ne yolunuz nasıl düştü?

Edebiyat fakültesinden mezun olduktan sonra doktoramı yapmaya başladım. Bu arada Süleymaniye Kütüphanesi'ne memur alınacağı söylendi, başvurdum. Beni Âtıf Efendi Kütüphanesi'ne memur olarak atadılar. Daha sonra 1980 yılında Süleymaniye Kütüphanesi'ne geçtim ve emekliliğime kadar burada çalıştım.

Süleymaniye'nin diğer kütüphaneler arasındaki konumu nedir?

Osmanlılarda kütüphaneler cami, dergâh ve medrese gibi yerlerde kurulurdu. Bu kütüphanelerdeki kitaplar, 1918 yılında Süleymaniye Medresesi'nde toplandı ve Süleymaniye, İstanbul'daki kütüphanelerin merkezi oldu. Burada 114 kütüphanenin kitapları bulunuyor. Fas'tan Hindistan'a, Orta Asya'dan Belgrad'a, Yemen'den Tataristan'a kadar bu coğrafyada yazılan çizilen, ciltlenen, tezhiplenen ve çoğaltılan eserlerin en nihayetinde yer edindiği bir mekân Süleymaniye; bunun yanında Türk İslam kültürünün 1000 yıllık düşüncesinin yansıdığı eserlerin bir araya gelmiş şeklidir.

Süleymaniye'de hangi kitaplar var?

80 bini elyazması olmak üzere toplam 120 bin kitap var. Risalelerle birlikte düşünülürse, 150 binden fazla elyazması var. Bin yılını doldurmuş 100'ün üzerinde eser, İbn'i Sina'nın, Farabi'nin, İbni Rüşd'ün, Piri Reis'in, Ebu'l İz'in ve İslam ulemasının büyük kısmının kitapları burada. Kütüphanedeki 120 bin kitabın 65 bini dijital ortama aktarılmış durumda. Okuyucu bu kitaplara rahatça ulaşabiliyor. Evyap Ailesi'nin bu konuda katkıları çok oldu.

Peki, ülke olarak bu mirasa sahip çıkabiliyor muyuz?

Bizim insanımız medeniyetine sahip çıkan bir fıtrata sahip. 1918 yılından evvel kütüphaneler çeşitli yerlerdeydi. Devlet o zamanlar zayıftı, Birinci Cihan Harbi vardı. Bu kitapları toplamak, bir devlet görevi değil, gönülden bir vazife gibi ifa edildi. 1950'lerde patoloji ve mikrofilm servisinin kurulması, yazmalara gösterilen ihtimamdan dolayıdır. Ama o kadar çok yazma var ki, yapılan çalışmalar eksik kalabiliyor.

Yabancıların ilgisi nasıl?

Hayli meraklılar. Önceleri Avrupalılar, 1. Bağdat hareketinden evvel de Suudlar sık gelirdi. 10 yıldır ise Japonlar kütüphanenin ziyaretçileri arasında.

Kitap âleminde iz bırakmış Hacı Beşir Ağa, Seyit Ali Paşa ve Ragıp Paşa gibi isimler için ne diyeceksiniz?

Darüssaade Ağası Hacı Beşir Ağa'nın Eyüp'te, Cağaloğlu'nda, Balkanlar'da ve Medine'de kurduğu dört tane kütüphanesi var. Seyit Ali Paşa da kitap âşığı bir zat. Fatih'teki iki katlı konağını, Kuzguncuk'taki yalısını ve Vefa'daki kütüphanesini kitaplarla doldurmuş. Koca Ragıp Paşa ise Laleli'deki kütüphanesi için sahaflardan gördüğü her kitabı almamış, beğendiğini almış, onu da istinsah ettirerek (yeniden yazdırarak) kütüphanesine koymuş.

Kütüphanenin geleneksel sanatlara da katkısı oldu değil mi?

Geleneksel sanatların asıllarının bulunduğu yer Süleymaniye Kütüphanesi'dir. Ebru, hat, minyatür, tezhip, cilt gibi sanat dallarından pek çok örnek bulunuyor. Merhum Hattat Ali Alparslan yıllarca burada ders verdi. Fuat Başar da ebru derslerine devam ediyor.

'1. İslam El Yazmaları Sempozyumu hakkında ne düşünüyorsunuz?

Kitapların konuşulduğu bir sempozyum benim için toplantıların en güzeli. Elyazması eserler gündeme geldi, güzel mevzular konuşuldu. Böyle geçeceğini düşünmemiştim.

Süleymaniye Kütüphanesi 25 yılın sonunda size neler bıraktı?

Akademik camiadan insanlarla görüşmenin neticesinde çok şey öğreniyorsunuz. Gününüzün büyük bir kısmı burada geçiyor, ikinci bir üniversite okumuş gibi oluyorsunuz. Dünyanın dört bir yanından dostlarınız oluyor.

Bundan sonra neler var planınızda?

Kütüphaneciliğe devam edeceğim. Elektronik kütüphanecilik için çalışmalar yapmayı düşünüyorum. Yazma eserler için büyük bir kütüphane yapılmasını dillendiriyordum yıllardır. Her ne kadar gönlüm, bu kitapların Süleymaniye'den ayrılmasını istemese de geçenlerde aldığım bir habere göre yazma eserler için 5-6 katlık yeni bir bina yapılacak devlet tarafından. Bunun için çalışmalara başlanmış. Bu benim için sevindirici bir haber.

Bir kitabı okuyabilmek için yazdırmak gerekiyordu

Osmanlılar zamanında kitap okunuyordu, ama çok kitap yoktu. Bir kitabı okuyabilmeniz için öncelikle kitabı yazandan satın almanız veya izin istemeniz gerekiyordu. Sonrasında bir hattat tutup yazmasını istiyordunuz. O da kitabı bir-iki ayda yazıp, size getiriyordu. Bu süre zarfında hem çok para veriyordunuz, hem de çok zaman geçiyordu. Şimdiki okurların böyle bir derdi yok. İstediği zaman, arzu ettiği kitaba ulaşabiliyor, buna rağmen, okuyan insan bulamıyorsunuz.

Kaynak: Zaman Gazetesi

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?