Şifreli mesajlarda sabotaj emri
Evinden Türkiye`yi karıştırmaya yönelik şifreli mesajlar çıkan İbrahim Şahin, yeni bir örgüt kurmak için çalışıyormuş

Ergenekon operasyonlarının 10'uncu dalgası kapsamında dün tutuklanan Özel Harekât Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin'in Erenköy'deki evinde yapılan aramalarda şifreli mesajlar ele geçirildi.
Belgelerin örgütün üst düzey komitesinden gelen kriptolu mesajlar olduğu belirlendi. Emniyet uzmanlarının çözdüğü mesajlarda suikast ve bombalı eylem talimatlarının bulunduğu ortaya çıktı. Mesajlarda yerel seçimlere kadar Ankara'nın önemli alışveriş merkezlerinde 6 adet bomba yüklü aracın patlatılacağı bilgisine ulaşıldı.
Eylemlerdeki amacın hedefi ise hükümeti uluslararası arenada zayıflatıp Türkiye'yi yalnızlaştırmak. Ayrıca iki Alevi Dedesi ile Ermeni cemaatinin önde geleni Milas Güner'e yapılacak suikast bilgilerinin de kriptolu mesajlarda yer aldığı öğrenildi. Yine Ergenekon'un yargı mensuplarını da fişlediği bilgisi mesajlarda bulundu.
İbrahim Şahin'in savcılıkta çarpıcı ifadeler verdiği öğrenildi. 1983'te komiser rütbesiyle Asala terör örgütüne karşı kurulan polis gücüne amir olarak getirildiğini ve PKK'nın Asala'nın yerine kurulduğunu anlatan Şahin bu tezini ise örgüt yöneticilerinin sünnetsiz olmalarının doğruladığını anlattı.
'MÜSTEŞARLIK TEKLİF ETTİLER'
2008 yılının son 3 ayında Bakan Cemil Çiçek'in Terörle Mücadele'de yeni oluşuma gidileceği konusunda bir açıklama yaptığını belirten İbrahim Şahin'in, "Genelkurmay'dan Metin Paşa ile Bekir Kalyoncu Paşa bu yeni oluşumun müsteşarlığına benim getirileceğimi ve hazırlık yapmamı söylediler. Yeni oluşumda görev almak üzere önceden Özel Harekât'ta çalışmış, 30 yaşın altındaki polislerden liste hazırladım. 'Bana 300 kişi seçeceksin' dediler. Ben bu listeyi oluşturuyordum. Ele geçen S1 belgesi buna aittir" dediği öğrenildi.
'KROKİ VE LİSTE BENİM DEĞİL'
İstanbul'daki evinde ele geçirildiği söylenen kroki ve suikast planları ile bir ilgisinin olmadığını söyleyen Şahin'in ifadesinde şöyle dediği de belirtildi: "Kriminal inceleme yapılabilir. Bu yazılar bana ait değildir. Ayrıca lav silahlarının bulunduğu söyleniyor. Polisin elinde böyle bir silah yoktur. Askeriye de vardır. Niye oraya gömeyim? Elmadağ'da daha ıssız yerler var oralara gömerim. Ben Aleviliğe karşı değilim. Son 5 yıldır Sünni ve Alevilerin kardeş olduğunu ayrılık olmadığını anlatmaya çalışıyorum."
'MİT'E SÖYLEYİNCE BİLGİ İSTEDİLER`
Hüdai isimli kişinin kendisine gerçek ismi Matit Sarsanyan olan ve Erzincan bölgesinde altın aradığını söylediği Serpil isimli bir kadından bahsettiğini belirten İbrahim Şahin'in, "Hüdai bu kadının ayrıca Güneydoğu'da çeşitli illerde evler kurduğunu bu evlerde yurtdışından gelen Ermeni yandaşı kişileri barındırdığını anlattı. Ben de bunu MİT'ten tanıdığım kişilere iletince ayrıntılı bilgi istendi. Hüdai de bu nedenle ayrıntılı bilgi elde etmeye çalışıyordu. Ayrıca Diyarbakır'da bulunan Kolordu Komutanı Bekir Kalyoncu Paşa'da bu kadın hakkında bilgi istediği için araştırma yapıyorduk. Telefon kayıtlarındaki konuşmalar bununla ilgilidir" dediği belirtildi.
"AKTÜTÜN'Ü 25 GÜN ÖNCE ÖĞRENDİM"
Aktütün Karakolu'na PKK'nın saldırı yapılacağı bilgisini olaydan 20-25 gün önce Doğu'da görev yaptığı sırada tanıştığı bazı koruculardan öğrendiğini anlatan Şahin'in bu bilgiyi MİT'e bildirdiğini anlattığı belirtildi. Şüpheli olarak gözaltına alınan Fatma Cengiz'i Kayseri'de Asena olarak tanıdığını da belirten Şahin'in, bu kişinin kendisine DTP içinde 520 kişinin Ermeni olduğunu ve isimlerini bildiğini söylediğini kaydettiği öğrenildi. Şahin, telefon konuşmalarında bahsedilen listenin bu olduğunu ancak kendisine ulaşmadığını da savundu.
'BELGELERDEN ÖNCE GÖZALTINDAYDIM'
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan ve İbrahim Şahi'in akrabası olduğunu söyleyen Özel Harekât Şube Müdürlüğü'nde polis memuru olan Yaşar Oğuz Şahin ise hakkındaki suçlamaları reddetti. İbrahim Şahin'in evinde bulunduğu söylenen belgeler bulunmadan kendisinin gözaltına alındığını öne süren Şahin'in, "Ben polis memuruyum izinsiz il dışına dahi çıkamam, iddia edilen olaylarda nasıl yer alacağım. Mümkün değil. Terörle Mücadele için kurulmuş bir birimde görevliyim. Terörle ilgili bir örgütte ismim olamaz" dediği öğrenildi.
İşte son cephanelik
10'uncu dalga operasyonu kapsamında ve İbrahim Şahin'in evinde çıkan kroki yardımı ile ulaşılan silahlar basına gösterildi. Gölbaşı'nda çıkan silahların korunmak için yağlandığı anlaşıldı..
Ergenekon terör örgütüne yönelik 7 Ocak'ta gerçekleştirilen 10'uncu dalga operasyonda ele geçen silahlar İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde dün basına gösterildi. Silahlar arasında Bedrettin Dalan'ın işyerinde ele geçen silahlar ve mermilerin yanı sıra firari albay Mustafa Dönmez'e ait el bombaları yer aldı.
ABD YAPIMI PATLAYICI
Tabancalar, el bombaları, lav silahları, patlayıcılar ve fişeklerin yanı sıra suikast girişimlerinde kullanılan ve ilk kez ele geçirilen plastik patlayıcı emdirilmiş kumaştan yapılan 590 gramlık ABD yapımı "Datasheet patlayıcı" ele geçirildi. Ayrıca "hakem bombası" olarak tabir edilen güçlü ses bombası da bulundu. İbrahim Şahin'in evinde yapılan aramalar doğrultusunda ele geçirilen kroki yardımı ile Ankara Gölbaşı'nda yapılan kazılarda ele geçirilen iki adet seri numaraları silinmiş taarruz el bombası ile iki adet seri numaraları silinmiş manyetolu atıma hazır halde lav silahı da basına gösterildi. Ayrıca Ergenekon silahları arasında halen firarda bulunan yarbay Mustafa Dönmez' e ait adreslerde ele geçirilen ve seri numaraları silinmiş 22 el bombası da yer aldı. Gölbaşı'nda ele geçirilen silahların toprağa gömülmeden önce koruma amacıyla 10 derece gres yağı ile yağlandıkları belirlendi.
'Kirli devlet açığa çıkıyor'
Ergenekon davasına dış basın da ilgi göstermeye devam ediyor. Son olarak ünlü Newsweek dergisinin internet edisyonunda davayla ilgili olarak şu çarpıcı ve iddialı yorumlara yer verildi: "Davaya siyasi bir boyut kazandıran, Türklerin ifadesiyle konunun 'derin devlet'le bağlantılı olması. Ancak şu anda iki derin devlet var... Temiz olan ve kirli olan... Ve yargı kirli olanı ortaya çıkarıyor. Ama her şeye karar verecek olan sonuçta halktır. Yerel seçimler martta yapılacak. Eğer seçmen AK Parti'ye oy verirse soruşturma devam edecek. Kirli ve derin devlet büyük bir darbe alacak. Ama eğer AK Parti seçimde başarılı olamazsa her şey halını altına süpürülecek."
Kaynak: Sabah