'Türkiye'de rejim tehlikede değil'
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Türkiye'de siyasal rejim tehdit altındadır diyen Ahmet Necdet Sezerin aksine Türkiye'de rejim tehlikesi olmadığını söyledi.

Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül, Türkiye'de siyasal rejimin tehlikede olduğunu düşünmediğini bildirdi.
Temaslarda bulunmak ve bazı açılışlara katılmak üzere KKTC'ye giden Gül, Ankara'ya döndü.
Esenboğa Havalimanında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Gül'e, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, "Türkiye'de siyasal rejimin tehlikede olduğuna" ilişkin açıklaması hatırlatıldı.
Konuşmayı tam olarak dinleyemediğini belirten Gül, "Ama bu söylediğiniz kapsamdaysa Türk halkı bunlara inanmıyor. Tam tersine Türkiye'ye sadece Türkler değil, Türkiye'ye yabancılar da güveniyor" dedi.
AB ile müzakerelere başlayan Türkiye'nin inanılmaz bir ekonomik kalkınma içinde olduğunu belirten Gül, Türkiye'de 30 yıldır sonuçlandırılmayan projelerin bu dönemde bitirildiğini, temel hak ve hürriyetlerin bu dönemde pekiştiğini söyledi. Gül, "Dolayısıyla böyle bir paragraf varsa ben katılmıyorum o paragrafa" diye konuştu.
BÜYÜKANIT'IN AÇIKLAMASI
Gül'den Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın "Türkiye'nin Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon düzenlemesinin faydalı olacağı, ancak bunun için siyasi kararın ortaya çıkması gerektiği" yönündeki açıklamasını değerlendirmesi istendi.
"Bu konuyla ilgili yapılan açıklamaların hepsi planlı ve hazırlıklı açıklamalardır, ayaküstü söylenmiş laflar değildir" diyen Gül, bütün bu açıklamaların dikkatle yapıldığını vurguladı.
Gül, "Şimdi bunun üzerine ben burada bir şey söyleyip sizlere sadece başlık çıkartmış olurum ve bu kararlılığımızı sulandırmış olurum. Onun için bütün bu söylenenlerin hepsi bilinci ve kararlı biçimde söylenmiştir ve hepsi birbirini tamamlar, bütünlüktür" diye konuştu.
Büyükanıt'ın "Türkiye'nin yeni Cumhurbaşkanının Cumhuriyetin temel değerlerine sözde değil özde bağlı olması" gerektiğini söylediğinin hatırlatılması üzerine Gül, "Bundan hiç kimsenin şüphesi yok. Genelkurmay Başkanımızın da şüphesi yoktur ki, TBMM Türkiye'nin Cumhurbaşkanını seçerken şüphesiz ki bunlara dikkat ederek seçecektir, bunun tersini düşünmek zaten mümkün değildir. Zaten Genelkurmay Başkanımız da bundan şüphesi olmadığını açıkça söylemiştir" diye konuştu.
Gül'e, Büyükanıt'ın "Avrupa Birliği (AB) Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu (AP) tarafından hazırlanmış olan raporlarda 'Türkiye'deki dini ve etnik azınlıklar' konusuna ısrarla yer verildiğini ve durmadan yeni azınlıklar üretildiğini" söylediği de hatırlatıldı.
"Bana Sayın Genelkurmay Başkanımızın, Cumhurbaşkanımızın konuşmalarını tefsir ettirmeye çalışmayın" diyen Gül, bütün bunların dikkatli konuşmalar olduğunu yineledi.
AB'nin çoğulcu bir yer olduğunu ve farklı görüşlerin bulunabileceğini belirten Gül, Türkiye'nin hiç tasvip etmeyeceği fikirlerin de olabileceğine işaret ederek, bunların bağlayıcılığı olmayan görüşler olduğunu, bazı yanlışların AB'den geliyor diye görmemezlikten gelinemeyeceğini söyledi.
Gül, çoğulcu bir toplum içinde Türkiye'yi sevenlerin de sevmeyenlerin de bulunabileceğine işaret etti.
SEZER, REJIM TEHDİT ALTINDA
Cumhurbaşkanı Sezer 20 sayfalık konuşmasında, laik cumhuriyet'in temel değerlerinin ilk kez açıkça tartışma konusu yapıldığını, iç ve dış güçlerin bu konuda çıkar birliğinde olduğunu savundu.
Türkiye'nin bir ılımlı İslam cumhuriyetine dönüştürülmeye çalışıldığını belirten Cumhurbaşkanı, bu süreçte orduyu etkisizleştirmek için de 'zamanlaması ayarlanmış bir oyun oynandığını' dile getirdi.
Ahmet Necdet Sezer Kuzey Irak'taki PKK varlığı konusunda ise, "Türkiye böylesi önemli bir tehdide karşı uzun süre izleyici kalamaz" diye konuştu.
Seçim sisteminde ülke barajının düşürülmesinde yarar bulunduğunu ifade eden Sezer, siyasal partiler yasasında parti içi demokrasiyi sağlayıp güvence altına alacak sistemin zorunlu hale geldiğini kaydetti.
Sezer konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
"Geçmişte olduğu gibi, ileride de gereksinim duyacağımız tek dayanak, Yüce Atatürk'ün ilkeleri olacaktır."
"Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 84 yıllık dönemi, tarihinin en uzun barış dönemi olmuştur. Bu dönemde, büyük bir çağdaşlaşma ve kalkınma gerçekleştirilmiştir. Bu kazanım ve başarılar, içinde yaşadığımız zorluklara karşın ilerisi için ümit verici bir güvencedir."
"Türkiye'nin çağdaşlaşma ve aydınlanma yolunda ilerlemesine yön veren temel ilkeler çerçevesinde, laik ve demokratik Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüzüncü yıldönümünde bölgesel ve küresel düzeyde saygınlık ve gücünün her alanda daha da pekiştiğini görmek istiyoruz."
"Ulusumuza, Cumhuriyetimize ve demokrasimize güvenerek, Büyük Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'i, Anayasa'da öngörülen Devlet'in temel niteliklerini hep birlikte koruyarak, Atatürk ulusçuluğu ve devletin tekliği ilkesi çerçevesinde ulusal birlik ve bütünleşmeyi artırarak ve çok çalışarak istikrarlı, mutlu, büyük ve güçlü Türkiye'yi yaratmamız, gelecek kuşaklara karşı tarihsel sorumluluğumuzdur."
SEZERİN AÇIKLAMALARINA TEPKİ GELDİ
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in dünkü açıklaması tepki çekti. Harp Akademileri'nde subaylara seslenen Sezer, demokratikleşme çabalarını bile 'tehdit' olarak değerlendirdi. Özelleştirmeye karşı çıkan Sezer, imam hatip mezunlarına devlet kademelerinde iş verilmemesini istedi. Siyasal rejimin tehlikede olduğunu ileri sürdü; ancak somut deliller ortaya koymadı.
AK Partili milletvekilleriyle yaptığı toplantıda Sezer'in açıklamalarını değerlendiren Başbakan Tayyip Erdoğan, "Genelkurmay Başkanı'nın konuşması gayet dikkatliydi; ancak Sayın Cumhurbaşkanı'nın ifadelerinde aynı hassasiyeti bulamadım." dedi. Rejimin tehlikede olduğuna halkın inanmadığını vurgulayan Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, "Tam tersine Türkiye'ye sadece Türkler değil, yabancılar da güveniyor." değerlendirmesinde bulundu. Sezer'e sert tepki gösteren eski Türk Demokrasi Vakfı Başkanı Emre Kocaoğlu, Cumhurbaşkanı'nın giderayak siyasi rejime en büyük darbeyi vurduğunu savundu. Kocaoğlu, "7 yıl önce milletvekiliydim ve kendisine oy vermiştim. Görevde kaldığı sürede demokrasiyi öğrenememiş olmasına çok üzüldüm. Rejime yaptığı bu büyük saldırıdan ötürü oyumu haram ediyorum." dedi. Sezer'in meseleleri abarttığını dile getiren gazeteci-yazar Cüneyt Ülsever, siyaset yapan Cumhurbaşkanı'nın 'muhalefet lideri' gibi konuştuğuna dikkat çekti. Eski Adalet Bakanı Oltan Sungurlu da 'rejim tehlikede' iddiasının gerçekçi olmadığını dile getirdi.
TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, ortaya konulan görüşlerin Türkiye gerçeğini yansıtmadığını belirtti. Büyükanıt'ın 'daha demokrat ve sivil' bir davranış sergilediğini anlatan Kuzu, ne rejimin ne de laikliğin tehlikede olduğunu ifade etti. Diğer tepkiler özetle şöyle:
Avni Özgürel (Gazeteci): Cumhurbaşkanı'nın değerlendirmelerini çok kişisel, artık görev süresi sona ermiş cumhurbaşkanının kişisel yorumları olarak görmek ve kendisi dışında bir kesimin değil, mesela yarın (bugün) miting yapacak grupların hislerine tercüman olma özelliği taşıyan bir konuşma olarak değerlendirebiliriz.
Dr. Levent Korkut (Anayasa Hukukçusu): Cumhurbaşkanı Sezer, hukuk devleti ve hukukun üstünlüğünden çok, devlet ideolojisine vurgu yapıyor. Genelkurmay Başkanı bir asker olmasına ve konuşmasında başka açılardan bazı sorunlar olmasına karşılık Anayasa'ya ve hukuka saygı konusunda daha vurgulu, daha tarafsız bir konuşma yaptı.
Dr. Ekrem Serim (Yargıtay Onursal Üyesi): Sayın Cumhurbaşkanı Sezer'in, daha önce Anayasa Mahkemesi Başkanı iken söylediği ama görevi süresi boyunca hiç gündeme getirmediği cumhurbaşkanının yetkilerinin fazla olduğu konusunu 7 yılın sonunda söylemesi manidar.
Salim Uslu (Hak-İş Başkanı): Büyükanıt, Sezer'e göre daha demokrat konuştu. Cumhurbaşkanı'nın konuşması toplumu karamsarlığa sevk edecek içeriklerle dolu. İddia edilen tarafsız cumhurbaşkanı profilinden uzak bir profil çizmiştir.
Hasan Celal Güzel (Eski Bakan): Anlaşılan Genelkurmay Başkanı'nın yaptığı konuşmada en çok hayal kırıklığına uğrayanların başında Sezer geliyor. Ordunun başı, "asker sesini yükseltecek" demiyor. Demokrasiye hukuka bağlılığından bahsediyor. Demokratik rejimin yürütülmesinden sorumlu olan Cumhurbaşkanı, askeri kışkırtıyor. Bu fevkalâde ayıp bir şey. Ne Türk askeri ne Türk milleti onun tahriklerine katılmayacak.
Hakkı Öznur (BBP Genel Başkan Yardımcısı): Orgeneral Büyükanıt, Sezer'den daha aklıselim bir yaklaşım ortaya koydu. Sezer'in konuşması üslup olarak daha sert ve yanlış. Bu üslup giderayak Türkiye'yi gerer. Ülkenin kamplaşmasına, cepheleşmesine ve toplumsal barışı bozar. Orduyu siyasetin içine çekmek hem orduyu yıpratır, hem de demokrasiye büyük zarar verir. Esas tehlike Türkiye'de demokrasiye balans ayarı yapmak isteyenlerden gelmektedir.
Mehmet Şandır (MHP Genel Başkan Yardımcısı): Sayın Cumhurbaşkanı bilgiye dayalı konuşmak durumundadır. Elindeki bilgi ve belgeler kendisini bu boyutta endişeye sevk etmişse, dikkate alınmalı. Ancak, eksik olan husus bu tespitlerin öznesi kimdir? MHP'ye göre rejimin tehdit altında olmasının sebebi Türkiye'nin AK Parti tarafından yönetiliyor olmasıdır.
Kaynak: Dünya Bülteni / Zaman