Yemen bölünüyor...
El Cezire'nin Yemen temsilcisi Ali ez-Zufeyri, Yemen liderine yazdığı açık mektupla, artık sonun geldiğini söyledi.

Yemen Lideri Ali Abdullah Salih'e açık mektup/ 14 Mart 2010
Yemen Cumhurbaşkanı'na medya üzerinden bu şekilde hitapta bulunmam ne kadar doğru? Evet, bunun Yemen halkının kaderini etkileyecek kadar önemli bir mesele olduğunu düşünüyorum. Bunun cevabını sadece Ali Abdullah Salih verebilir ve çözümü sadece o sunabilir. Maalesef Yemen'in bugün içinde bulunduğu durum budur, ne durum ama!
Sayın başkan, el-Cezire kanalında çalışan bir gazeteci olarak el-Cezire'nin Sana'daki bürosuna yaptığın baskı ve baskın nedeniyle rahatsız olmuş değilim. El-Cezire, büroyla da bürosuz da çalışabilir, el-Cezire'yle ilgili olarak bu yapılan biliyorum ki ne ilkti ne de son olacak. Senden sonra çok kişi dara düştüğünde benzeri yöntemlere başvuracak. Sen de şimdi dara düştün başkan hazretleri! Öyle bir dara düştün ki tam olarak neyin, nerede ve ne şekilde yapılması gerektiğini bilmiyorsun.
Sayın Başkan! Sorun, el-Cezire'nin Güney'de karışıklıkların, Sana'da güçlü ve faal bir muhalefetin, Saada bölgesinde zorlu bir silahlı başkaldırmanın olduğunu söylemesi, sorunun temelini oluşturmuyor. Temel sorun, el-Cezire'nin bunları söylemesi değil. En büyük sorun, sizin ülkeyi kötü idare etmeniz nedeniyle bütün bunların gerçekten mevcut olması. Bunları el-Cezire'nin naklediyor olup olmaması bir şey değiştirmez. Gerçek musibet şu ki ülkeniz gün be gün parçalanıyor. Rejim ise başka vehimler peşinde koşuyor. En büyük felaket, ülkenin başka ülkelerin proje ve uygulama alanı haline gelerek müdahalelere açık olması. Rejim ise ülkenin değil kendisinin bekası peşinde koşuyor. Sayın ekselansları sorununuz medyayla değil, sorun siyasetinizde yatıyor, bunu görün artık!
Ama şimdi, sizinle bir gazeteci olarak değil, bir Körfez ülkesi vatandaşı gibi konuşacağım. Sizi temin ederim, Yemenlileri Körfez ülkelerinin büyükelçiliklerinin kapılarında vize talebinde bulunmak üzere kuyruğa gir erken gördüğümde kendimi aşağılanmış hissediyorum. Yemenlilerin komşu ülkelerde rızık aramak ve iş bulmak için böyle zelil olmalarına dayanamıyorum. Yemenlilerin fakirliklerini ve acizliklerini gördüğümde bu zillet ve acı duygusu giderek artıyor. Halbuki Körfez ülkeleri her geçen gün petrolden kaynaklanan zenginlik ve refahı artıyor. Sana'yı ziyaret edip onu bu şekilde fakru zaruret içerisinde gördüğümde kahroldum. Başkent böyleyse diğer iller kimbilir nasıldır diye düşündüm. Biz yıllardır Yemen'in Körfez Ülkeleri İşbirliği Konseyi'ne katılarak aradaki suni sınırları kaldırmasını istemiştik. Ancak bu çağırımız, sürekli olarak rejime yönelik yolsuzluk suçlamaları duvarına çarptı. Bize dendi ki, ülkede petrol gelirleri ne kadar artarsa ülkede fakirlik o kadar derinleşiyor, açlık bir o kadar artıyor.
Yemen'de ne oluyor? Körfez ülkelerinin kapısı Yemen'e açıkken, bu teklifler hep yolsuzluk ve istibdat duvarına çarpıyor. Sada bölgesinin evlatları isyan ettikleri gerekçesiyle kendilerine karşı altı farklı savaş açılıyor. Bütün bunlar başka bir ülkede meydana gelseydi, bu kadar ihtiyaçları olan bir ülkede bu kadar kan akmaz, zenginlikleri bu kadar tüketilmezdi. Güney'in insanları birliği denediler ve acısını tattıktan sonra bundan yüz çevirdiler. Arap coğrafyasının her yerinde birlik çağırısı yapan bizler, Yemen'de bu çağrıdan utanır olduk. İnsanlara zulüm ve haksızlık ederek, onların haklarını gaspederek insanlar niye birlikten nefret eder hale getirilir? Sonra da kalkıp zulme uğrayanları hıyanetle suçlayacaksınız. İnsanların birliğe olan inancına darbe indirdiler, insanların bu yöndeki inançlarını birliği sağlama ve ayrılıkçılığa son verme adı altında istismar ettiler. Bu kimsenin yapacağı bir iş değil.
Sayın ekselansları, bizim size karşı bir şahsi bir hıncımız falan yok. Ama sorun şu ki Yemen'i senden fazla seviyoruz. Yemen bizim için bir vatan gibi. Tarihiyle, halkıyla ülkemizin doğal ve stratejik bir uzantısı. Yemen bizim için bir yönetim, otorite, ya da tevarüs edilebilecek bir bir mal veyahut hanedan değil. Şayet devrimin, birliğin ve askeri tarihin meşruyietini tek başına elinde tutuyorsan o zaman ülke yönetiminde başarısız olmuşsun demektir. Senden sonra iş başına gelen ülkeyi yönetebilmek için böyle bir meşruyiete sahip olamayacak demektir.
Sayın başkan, ülkenin yıkılmasından, parçalanmasından , elden avuçtan gitmesinden öncelikli olarak mesülsün. Bu, sona ermek üzere olan bir proje. Bunu durdurmak ve Yemen'i canlandırıp yeniden inşa edilmesini sağlamak da senin görevin. Tablo ne kadar karanlık olursa olsun, yine de bir şeyler yapıp gerçek anlamda bir devrimi hayata geçirmek için bir umut ışığı var. Tarih kitabını arıyorsan, hala boş ve beyaz sayfaları olduğunu bilmelisin
Ali ez-Zufeyri/ Katar el-Arab gazetesi
Faruk İbrahimoğlu tarafından Dünya Bülteni için Türkçeye tercüme edilmiştir