Rabia Kadir: Olayların tek sorumlusu Çin
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir, Kaşgar ve Kargalık'ta meydana gelen son olayların tek sorumlusunun Çin olduğunu söyledi

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Mart ayının ilk günlerinde Pekin'de yapılan Çin Halk Kurultayı ile Çin Komünist Partisi Siyasi Danışma toplantısı sonrası yapılan basın toplantısında, Uygur Özerk Bölgesi Komünist Parti Genel Sekreteri Jang Cun Şen ile Bölge eyalet başkanı Nur Bekri Son kargalık olayları ile ilgili bir Uygur Direnişçilerini "İnsanlık dışı haydutlar ", Çinli göçmenleri ise "mazlum Çin Vatandaşları" olarak tanımlamış bundan böyle bu tür olaylara karışanlara insani davranmayacaklarını ve en sert şekilde bastıracaklarını ilan etmişti.
ABD'de yaşayan Dünya Uygur Kurultayı Başkanı ve Doğu Türkistan Milli Hareketinin Lideri Rabia Kadir Çinli Yetkililerin demeçleri ile ilgili görüşlerini Washington'dan yayın yapan Hür Asya Radyosu aracılığı ile açıklayarak bu açıklamalarından dolayı Çinli yöneticileri kınadı.
Rabia Kadir'in Hür Asya Radyosu'na verdiği röportajın Türkçesi'ni sunuyoruz.
Hür Asya Radyosu: "Uygur Özerk Bölgesi" Komünist Parti Genel sekreteri Jang Jun Şen Pekin'de düzenlediği basın toplantısında bölgenin genel durumu ve son Kargalık olayları ile ilgili olarak "Kargalık ve benzeri olayların milli veya dini mesele olmadığını, insanlık dışı, vahşi terör ve zorbalık olayı olarak niteledi. Sizin buna karşı görüşünüz nedir?
Rabia Kadir: Jang Jun Şen 5 Temmuz 2009 Urumçi olaylarından sonra Merkezi Çin Hükümetince atanmıştır. İki yıldır onun icraatlarını yakından takip ediyoruz. Onun kendisinden önceki Selefleri Vang Li Çüen, Vang En Mao ve Vang Cin ve diğerlerinden hiçbir farkı olmadığı görülmüştür. Uygurlar yine baskı ve zorbalığa uğramakta, tutuklanmakta, hapsedilmekte ve öldürülmektedir. Mülk ve toprakları zorla ellerinden alınmakta, zenginlikleri talan edilmektedir. Müslüman Uygurların durumunda olumlu hiçbir iyileşme görülmemiştir. Buna karşılık işgal yönetimine karşı direniş ve isyanların şiddeti artarak sürmektedir. Bu durum gösteriyor ki; Doğu Türkistan'daki problem milli bir meseledir. Müslüman Uygur Türkleri kendi kaderlerini kendilerinin tayın etme hakkını elde etmeden, "Diktatör Başkanlar değiştirerek veya içi boş sloganlar atarak" bu mesele hallolmayacaktır.
Jang Cung Şen demecinde Uygur Direniş grubu mensuplarına "Terörist Zorbalara insani davranmak doğru değildir." İfadesini kullandı. Bu sözden yeni bir gelişme olacağı yolunda beklentiniz var mı?
Jang Cung Şen ve diğer Çinli Yöneticiler Çin ordusunun, Çin güvenlik güçlerinin ve Çinli göçmenlerin Uygur Türklerine karşı saldırılarını, dışlayıcı davranışlarını hiçbir zaman insanlığa karşı bir saldırı olarak nitelendirmedi. Hatta bu tür eylemlerin hata ve yanlış olduğunu dahi ifade etmedi. Şimdi ise, Çinli göçmenler Kaşgar'da, Kargalık'ta ve diğer yerlerde saldırıya maruz kaldıklarında bunu insanlığa karşı saldırı olarak tanımlıyor. Bu ifade ve davranışlardan şu anlaşılıyor ki; Çinli yöneticiler şimdiye kadar Müslüman Uygurları insan olarak görmediler ve bundan sonra da görmeyeceklerdir. Bu açıklamalar, bu görüşlerimiz için çok açık bir delildir. Çinli Yöneticiler hiçbir zaman Müslüman Uygurlara insanca davranmadı. Bundan sonra da insani yaklaşacaklarından ümitli değilim. Bunun için Doğu Türkistan meselesini uluslararası bir mesele olarak görmekte ve uluslararası toplumu yardıma çağırmaktayım. Ben bu durumun iyi incelenmesini ABD, AB, Türk dünyası ve İslam âleminden Jang Jun Şen'in bu davranışını ciddi olarak gözetmelerini ve Doğu Türkistan'daki durumun vahametine dikkatlerini çekmek isterim.
Jang Cung Şen konuşmasında; " Biz onların (Uygur Direniş Gubu mensuplarının) katliam aleti bıçaklarının anne babalarımıza, evlatlarımıza, halkımıza ve masum Vatandaşlarımıza karşı kullanmalarına hiçbir zaman fırsat vermeyiz." İfadesini kullanmış ve son Kaşgar ve Kargalık olaylarının masum halka karşı bir saldırı hareketi olduğunu ifade etmiştir. Bu söyleme karşı sizin görüşünüz nedir?
Öncelikle şu hususa dikkat çekmek isterim. Son olaylarda sivil halkın ölüp ölmediği konusunda bağımsız medyanın veya tarafsız gözlemcilerin açıkladığı bir sonuç mevcut değil. Eğer bu olaylar esnasında siviller saldırıya uğradılarsa da bunun tek sorumlusu Çin yönetimidir. Biz 5 Temmuz 2009 olaylarından sonra sürekli olarak Çin Yönetimini bölgede yaşayan halkı şiddet ve radikal yol ve yöntemlere mecbur bırakmamasını, adaletsiz uygulamalara son vermesini, Çinli göçmenler ile Uygurlar arasında kin ve nefreti arttıracak uygulamalara son verilmesi çağrısı yaptık. Ama Çin Yönetimi bizim bu çağrı ve uyarılarımıza kulak asmadı. Bundan sonra da meydana gelebilecek bu tür
istenmeyen acı olayların tek sorumlusu Çinli yöneticiler olacaktır.
Özerk Bölge Komünist PartiGenel sekreteri Jang Cun Şen ve Bölge Başkanı Nur Bekri şiddet olaylarının yurt dışındaki güçler ile ilişkisi olduğunu ileri sürmüştür. Bu iddiaların bir temeli var mı?
Bu iddialar Jang Cun Şen'in bölgede barış ve istikrarı sağlamada çaresiz kaldığının bir ifadesidir. Ayrıca, bu yöneticilerin Doğu Türkistan halkının iradesini temsil edemeyeceklerinin bilincine vardıklarının bir çeşit itirafıdır. Çünkü, Müslüman Uygurlar Jang Cun Şen'in çağrılarına kulak asmadan, yurt dışındaki teşkilatların çağrılarına uymuşlarsa bu Bay Jang'in icraatlarının ve azınlık politikalarının başarısızlığının bir sonucudur.
Bay Cang, Doğu Türkistan'da hür ve demokratik bir toplum oluşturacağını iddia etmiştir. Şunu unutmamalıdır; bu zat kendisi demokratik yol ile iktidar olmamıştır. Pekin'in emri ile bu göreve atanmıştır. Bunu bütün dünya biliyor. Cang Cun Şen Bölge Komünist Parti genel sekreterliğini ilan edene kadar Uygur halkı bu ismi duymuş değildir. Demokratik olmayan yollarla gelen bir yönetici ülkeye demokrasi getiremez.
Dünya Uygur Kurultayı Başkanı Rabia Kadir ayrıca, bölgede son günlerde meydana gelen olaylar ile ilgili olarak bağımsız kaynaklarca inceleme yapılmadığını, Çin yönetiminin medya ve bağımsız İnceleme Gruplarının bölgeyi ziyaretlerine izin vermediğini, bu nedenle de bu olaylarda Çinli göçmenlerin öldüğü konusunda şüpheleri bulunduğunu belirtti. Eğer olaylar Çin Hükümetinin açıkladığı şekilde cereyan etmiş olsa dahi bunun tek sorumlusunun Çin yönetimi olduğunu ifade etti. Kadir ayrıca Çin Yönetiminin Uygurların kendi düşüncelerini barışçıl yollarla ifade etmeye hiçbir zaman fırsat vermediğini belirtti.
Dünya Bülteni için Hamit Göktürk tarafından tercüme edilmiştir.