Alman basını Merkel'e yüklendi

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

Alman basınında bugün Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye ziyareti ve mülteci krizini durdurma çabaları ile ilgili çok sayıda yorum yapıldı. Alman basınında yapılan yorumlarda Merkel'e yüklenildi.  

Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye ziyareti koalisyon partilerinden destek görürken, muhalefetin eleştirilerine hedef oldu. Kaçak göçle mücadelede NATO’nun devreye girme planları ziyaretin en dikkat çeken konusu oldu.

Deutsche Welle tarafından derlenen basın özetinde ana başlıklar şu şekilde:

FRANKFURTER ALLGEMEİNE ZEİTUNG

"Merkel pazartesi günü Türk yönetimini etkilemek için yeniden çaba sarf etti. AB'den mali destek, (sınır güvenliği için) Alman polisler ve yardım organizasyonlarının taahhütlerini sıraladı. Kontenjan dahilinde Türkiye'den Suriyeli mülteci alma önerisini de tekrarladı. Merkel bu defa bir önceki denemeden daha başarılı olabilecek mi? Mülteci sayısının fazlalığı ve buna bağlı oluşan yük nedeniyle AB içerisinden ancak daha az bir destek bekleyebilir. Ulusal tedbirler ve sürgüleri kapama dönemi başladı. Büyük ve adil bir Avrupa çözümü için beslenen hayaller toz duman oluyor... Merkel'in (bir şekilde herkesi etkileyen) bu çaresiz durumdan kurtulmak için fazla zamanı kalmadı.

BAYERİSCHE RUNDSCHAU 

"Özetle Türkiye AB'nin mülteci kampı olacak. Her zaman olduğu gibi bu sorunu da parayla çözmeye çalışıyor. Türkiye'ye üç milyar euro sözü verildi. Ancak bu para henüz toplanabilmiş değil. Halihazırda Türkiye'de iki hatta neredeyse üç milyon mülteci bulunduğu için bu planın işe yaramayacağı ortada. En azından bu tahmin edilenden çok daha pahalıya patlayacak. Sadece maddi değil aynı zamanda politik açıdan."

POTSDAM

"Mülteci sorununun yanıtı birçok kişinin düşündüğü gibi kesinlikle sadece Türkiye'den geçmiyor. Rusya’nın hava saldırılarıyla on binlerce insanın yollara düşmesi ile bu durum çok daha net bir hal aldı. Merkel'in pek heyecanla beklemediği buluşmalar listesine Moskova'yı da eklemesi gerekiyor. Hem de mümkün olduğunca çabuk bir şekilde."

DER TAGESSPİEGEL

 "Avusturyalılar bu işin nasıl olabileceğine işaret ediyor. Merkel'in şu anda Ankara'da muazzam bir kuvvet ve sinir gücüyle üzerinde çalıştığı Türkiye ile Yunanistan arasındaki sınır çözümünün yanı sıra bir de Güneydoğu Avrupa güvenlik birliği oluşturulması gerekli. Bu şu anlama geliyor. Avusturya (ve neden buna Almanya da dahil olmasın) Slovenya, Hırvatistan, Sırbistan ve Makedonya ile işbirliğine girerek birlikte Yunanistan sınırını güvence altına alacak. Zira Yunanistan'dan gelen pek çok mülteci Balkan rotası üzerinden (Batı) Avrupa'ya ulaşıyor. ..."

TÜRKİYE KİLİT ÜLKE

İzlediği mülteci politikası nedeniyle Almanya’da eleştirilere hedef olan Başbakan Merkel’in sorunun çözümünde Türkiye’yi kilit ülke olarak görmesi ise koalisyon partileri tarafından destekleniyor. Gazeteci Michael Thumann, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkan Hıristiyan Sosyal Birlik (CSU) partisinin lideri Horst Seehofer’in bile Ankara ile işbirliğine ses çıkartmamasına “hayret ettiğini” söyledi. Thumann sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye ile müzakerelerde yeni başlıkların açılması Eylem Planı’nın bir parçası, hatta sonunda Türkiye ile Almanya ve dolayısıyla Avrupa arasında vize serbestliği konusunda işbirliği öngörülüyor. Buna rağmen CSU bile hiçbir şey söylemiyor.” Thumann, bu nedenle de Türkiye’ye yönelik politikanın Alman hükümetinde tartışma yaratmadığını düşündüğünü belirtti.

MUHALEFETİN ELEŞTİRİSİ

Buna karşılık Merkel’in mülteci sorununun çözümünde Türkiye’ye yakınlaşması, Almanya’daki muhalefet partileri tarafından eleştiriliyor. Muhalefetteki Sol Parti milletvekili Sevim Dağdelen, DW Türkçe’ye yaptığı açıklamada, Başbakan Merkel’in Türkiye ziyaretini “tehlikeli” olarak nitelendirdi. Alman Meclisi Türk-Alman Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkan Vekili Dağdelen, Merkel’in mültecileri uzak tutmak için “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önünde diz çöktüğünü savundu. Türk hükümetinin Kürtlere yönelik politikasını eleştiren Dağdelen, Merkel’i de bu politikayı kınamadığı için eleştirdi. Dağdelen, Türkiye’yi kınamak yerine Alman silahlarının satılmaya devam edildiğini, istihbarat, askerî ve güvenlik alanlarında işbirliğinin sürdürüldüğünü belirten Dağdelen, “böylelikle Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin desteklendiğini” öne sürdü.