03.04.2007, 07:23

Bizden neden nefret ediyorlar?

Şimdi 6 yıl sonra, ne politik ne de merkez medya tarafından bu soruya hâlâ ciddi bir biçimde değinilmedi. Bush'un açıklamasını hatırlıyor musunuz? "Bizim özgürlüğümüzden nefret ediyorlar." Bunu, ocak ayındaki ulusa sesleniş konuşmasında bile tekrarladı. "Refahımızı kıskanıyorlar" ya da "Gücümüzü ya da başarımızı kıskanıyorlar" tarzı kendimizin haklı olduğunu savunan iddialarda bulunduk. İma edilen şey, biz çok çalıştık ve iyi bir yaşamı hak ettik yönünde. Gelişmemiş dünyadaki tembel halklar, kendi çabaları olmaksızın, zahmet çekmeksizin birilerinin kendilerine bu hakları vermelerini bekliyor! Jerry Falwell ve Rush Limbaugh iddialarının, bazı insanların doğuştan şeytan oldukları iddiasına kadar vardığını işittim. Anlaşılan, kin ve cinayeti ögütleyen bir ideolojinin çekimine kapıldılar. Onlar, genetik olarak bu sorunu taşıyan insanların bizi öldürmeden önce bizim onları öldürmemiz gerektiğini savunuyorlar. Çoğu düşünen insan, gerçeğin karmaşık olduğunu ve hatta aşırı sağcı fanatizmin tümüyle yanlış olmadığını düşünüyor. Hiç şüphesiz, bazı insanlar Amerikan zenginliğine ve refahına gıpta ile bakıyor. Pek çok samimi Müslüman -pek çok Hıristiyan gibi- şiddete hazır hale getirilir ve kendilerini aşırı dinci grupların çekim alanında bulur. Bizim kendi Timothy McVeigh'lerimiz onların da kendi Bin Ladin'leri var. Ancak bu tür faktörlerin, dünyadaki Amerikan karşıtlığının başat sorumlusu olduğunu söylemek paranoyak bir kuruntudan başka bir şey değildir. Sosyal bilimcilerin büyük bir bölümü, insanların eylemlerinin çoğunun deneyimleri ile şekillendiği konusunda hemfikir. Ve, bu deneyim dinci fanatiklerce verilen eğitim(sizlik) unsurunu içeriyorsa bugün şunu sormak zorundayız: Neden dünya tarihinde bu fanatizm böylesine güçlü bir şekilde ortaya çıktı? Dahası, Japonya, İsviçre, Brezilya, Kanada gibi Müslüman olmayan ülkeler değil de biz hedef seçildik? Bir antropolog olarak benim görevim, deneyimi benimkinden başka olan birini incelemektir. Sizi, bunu denemeye davet ediyorum. Bunu yaparsanız, diğerlerinin neden böylesine öfkeli, böylesine umutsuz, kendi yaşamları pahasına olsa da silahsız sivillere karşı şiddet uygulamaya böylesine meyilli olduğunu da anlarsınız. Şu anki durumumuz, üzerlerine binlerce napalm bombası, patlayıcı yağdırdığımız, köy ve çiftliklerini yakıp yıktığımız milyonlarca Vietnamlıyı anlamamıza yardımcı olacaktır. Iraklılar, en az 5 bin sivilin yaşamına mal olan on yıldan fazladır uyguladığımız ambargo, üzerlerine yağdırdığımız bombalar nedeniyle kendilerini nasıl hissetmeli? Ya da, 30 bin sivilin yaşamını yok eden ABD destekli terör kampanyası karşısında Nikaragualılar neler hissetmeli? ABD destekli bir darbe ile Suharto'nun 1967 yılında göreve getirilmesi ve 1 milyon kişinin hayatını ellerinden alması karşısında Endonezyalılar neler hissetmeli? Bir başka örneğe geçelim: Pinochet'yi iktidara getiren CIA destekli bir darbeyle on binlerce kişinin öldürülmesi karşısında Şilililer neler düşünmeli? Ya da, her iki tarafta da çok sayıda kişinin ölümüne neden olan Filistin'deki rolümüz konusunda Araplar neler hissetmeli? Hükümetimiz, Filipinlerde Marcos, Çin'de Chiang Kai-Shek, Kore'de Syngman Rhee, Vietnam'da Thieu, Nikaragua'da Somoza, Küba'da Batista, Şili'de Pinochet, Güney Afrika'da Apartheid, Zimbabwe'de Mugabe, Zaire'de Kasavubu ve Mobutu, İran'da Şah gibi kişileri desteklerken... ve evet onlarca yıl Irak'ta Saddam Hüseyin gibi insanları destekler dünyanın bizim hakkımızda nasıl düşünmesini bekleyebilirdik ki? Nefret beslemeleri dışında...
Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?