Erdoğan Viyana Sözleşmesini tartışmaya açtı
Başkan Erdoğan dün gerçekleştirdiği grup toplantısında Kaşıkçı olayıyla ilgili yaptığı konuşmada, “Artık Viyana Sözleşmesi de büyük ihtimalle masaya yatırılacak.” diyerek sözleşmeye ilişkin tartışmaları başlattı.

Başkan Recep Tayyip Erdoğan 23 Ekim AK Parti grup konuşmasında Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Washigton Post yazarı Cemal Kaşıkçı olayında tüm sorumluların soruşturmaya dahil edilmesine yönelik kapsamın genişletimesi gerektiğini açıkladı. Bununla birlikte Kaşıkçı olayının Suudi Arabistan Başkonsolosluğu'nda gerçekleşmesi nedeniyle Viyana Sözleşmesi’nde geçen konuyla ilgili hükmün Suudi Başkonsolosun diplomatik dokunulmazlığına devamına gerekçe olmayacağını ifade etti.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de 20 Ekim’de yaptığı yazılı açıklamada "Kaşıkçı'nın ölümüyle ilgili detaylar ve 1963 Viyana Konsolosluk Sözleşmesi'nin şoke edici şekilde ihlali çok endişe vericidir." demişti. Mogherini, olayın özellikle 1963 Viyana Konsolosluk Sözleşmesi'nin "konsolosluğun bulunduğu ülkenin kanun ve düzenlemelerine saygı göstermesini" öngören 55'inci maddesini ihlal ettiğini vurgulamıştı.
Gazeteci Kaşıkçı Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürüldüğünden bu olayda 1963 tarihli “Konsolosluk İlişkileri Hakkında Viyana Sözleşmesi” esas alınıyor. Bu sözleşmenin “Konsolosluk binalarının dokunulmazlığı” başlıklı 31. Maddesine göre “konsolosluk binalarının münhasıran konsolosluk işleri için kullanılan kısmına girilemiyor”. Ancak “âcil koruma tedbirleri alınmasını gerektiren yangın veya sair felâket halinde konsolosluk şefinin zımnî rızası alınmış” sayılıyor.
Konsolos tutuklanabilir
Sözleşmenin 41. maddesi ise “Konsolosluk memurlarının kişisel dokunulmazlığı”nı düzenliyor. Sözleşme bu konuda açık hükümler içeriyor. Buna göre ağır suç halinde ve yetkili adlî makanın kararı ile konsolosluk memurları tutuklanabiliyor. “Konsolosluk memurlarının tutuklanmaları veya gözaltına alınmaları, ancak, ağır bir suç halinde ve yetkili adlî makamın kararı ile olur.” Aynı maddede “Konsolosluk memurunun gözaltına alınması kaçınılmaz olduğu takdirde, aleyhine ikame edilecek dava en kısa zamanda açılmalıdır.” diyor.
Konsolosluk memurları ve konsolosluk hizmetlileri sadece resmî görevlerinin yerine getirilmesi sırasında işledikleri fiillerden dolayı yargılanamıyor. Bir konsolosluk personeli mensubunun tutuklanması, gözaltına alınması veya cezaî bir kovuşturmaya tabi tutulması halinde konsolosluk şefi yazılı olarak bilgilendiriliyor. Eğer Konsolosluk şefinin kendisi bu tedbirlerden birine muhatap tutulmuş ise büyükelçilik vasıtasıyla diplomatik bildirim yapılıyor.
Büyükelçiler tutuklanamaz, konutu dokunulmaz
Büyükelçilikler ve misyon binaları ise 18 Nisan 1961 tarihli Diplomatik İlişkiler Hakkında Viyana Sözleşmesi’ne tabidir. Misyon binaları, “misyon şefinin ikametgâhı dahil olmak üzere ve mülkiyete bakılmaksızın, misyonun maksatları için kullanılan binalar veya bina bölümleri ile bunlarla irtibatlı arazi” olarak tanımlanıyor. Büyükelçilik binasının, büyükelçilik misyonlarının yerine getirildiği binaların ve misyon şefinin ikamet ettiği binanın dokunulmazlığı kesindir. Misyon şefinin rızası olmadan bu binalara girilemez.
Büyükelçiler hiçbir şekilde tutuklanamaz veya gözaltına alınamaz. Sözleşmenin 29. Maddesi bu konuda gayet açık: “Diplomatik ajanın şahsî dokunulmazlığı vardır. Hiçbir şeklide tutuklanamaz veya gözaltına alınamaz.”
VİYANA SÖZLEŞMESİ NEDİR?
Bu sözleşmeye taraf olan Devletler Eski zamanlardan beri bütün ülkelere mensup insanların diplomasi görevlilerinin statüsünü tanıdıklarını hatırlayarak, Birleşmiş Milletler Yasasının Devletlerin egemen eşitliği, uluslararası barış ve güvenliğin korunması ve uluslararasında dostane ilişkilerin geliştirilmesi hakkındaki amaç ve ilkelerini göz önünde bulundurarak, Diplomatik ilişkiler, ayrıcalıklar ve bağışıklıklar hakkında uluslararası bir Sözleşmenin, ulusların farklı anayasal ve sosyal sistemlerine bakılmaksızın aralarında dostane ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunacağına inanarak, Bu gibi ayrıcalıkların ve bağışıklıkların amacının fertleri yararlandırmak olmayıp, Devletleri temsil eden diplomatik misyonların görevlerinin etkin şekilde yapılmasını sağlamak olduğunu müdrik bulunarak, Bu Sözleşme hükümlerince açıkça düzenlenmeyen meselelerde teamülî hukuk kurallarına uygulanmasına devam olunacağını teyid ederek, Aşağıdaki hususlarda anlaşmışlardır.
MADDE 1.
Bu sözleşme bakımından, aşağıdaki deyimler, karşılarında yer alan anlamları haiz olacaklardır :
a) «Misyon şefi» gönderen Devlet tarafından bu sıfatla hareket etmek üzere görevlendirilen şahıstır;
b) «Misyon üyeleri», misyon şefi ve misyon kadrosuna mensup üyelerdir;
c) «Misyon kadrosunun üyeleri», misyonun diplomatik kadrosunun, idarî ve teknik kadrosunun ve hizmet kadrosunun üyeleridir;
d) «Diplomatik kadronun üyeleri», misyon kadrosunun diplomatik rütbe taşıyan üyeleridir;
e) «Diplomatik ajan», misyon şefi veya misyonun diplomatik kadrosunun bir üyesidir;
f) «İdarî ve teknik kadronun üyeleri», misyon kadrosunun misyonun idarî ve teknik hizmetinde çalışan üyeleridir;
g) «Hizmet kadrosu üyeleri», misyon kadrosunun misyonun iç hizmetinde bulunan üyeleridir;
h) «Özel hizmetçi», misyonun bir üyesinin ev hız ir etinde bulunan ve gönderen Devlet hizmetinde çalışmayan bir şahıstır;
i) «Misyon binaları», misyon şefinin ikametgâhı dahil olmak üzere ve mülkiyete bakılmaksızın, misyonun maksatları için kullanılan binalar veya bina bölümleri ile bunlarla irtibatlı arazidir.
MADDE 2.
Devletler arasında diplomatik ilişkiler ve daimî diplomatik misyonlar kurulması karşılıklı rıza ile olur.
MADDE 3.
1. Bir diplomatik misyonun görevleri, diğerleri meyanında, şunları da kapsar :
a) Gönderen Devleti kabul eden Devlette temsil etmek;
b) Kabul eden Devlette, uluslararası hukukun müsaade ettiği sınırlar içinde gönderen Devletin ve vatandaşlarının çıkarlarım korumak;
c) Kabul eden Devlet Hükümeti ile müzakereler yapmak;
d) Bütün yasal imkânlarla kabul eden Devletin durumunu ve gelişmelerini tespit etmek ve bunlar hakkında gönderen Devlet Hükümetine bilgi vermek;
e) Gönderen Devlet ile kabul eden Devlet arasında dostane ilişkileri ilerletmek ve ekonomik, kültürel ve bilimsel ilişkilerini geliştirmek.
2. Bu sözleşmedeki hiçbir hüküm konsolosluk görevlerinin bir diplomatik misyon tarafından yürütülmesini önleyecek şekilde yorumlanamaz.
MADDE 4.
1. Gönderen Devlet kabul eden Devletten bu Devlete misyon şefi olarak göndermek istediği şahıs için agrement almak zorunluğundadır.
2. Kabul eden Devlet, agrement'in reddi halinde gönderen Devlete sebep göstermek zorunluğunda değildir.
MADDE 5.
i. Gönderen Devlet, ilgili kabul eden Devletlere gerekli ihbarda bulunduktan sonra yerine göre bir misyon şefini veya diplomatik kadronun herhangi bir üyesini, kabul eden Devletlerden herhangi biri tarafından açıkça itirazda bulunulmadıkça birden fazla Devlet nezdinde akredite edebilir.
2. Gönderen Devlet bir misyon şefini, bir veya dahi fazla sayıda başka Devlete akredite ettiği takdirde, misyon şefinin sürekli oturmadığı Devletlerin her birinde bir geçici Maslahatgüzarın (Charge d'Affaires ad interim) yönettiği bir- diplomatik misyon kurabilir.
3. Bir misyon şefi veya misyonun diplomatik kadrosunun herhangi bir üyesi, herhangi bir uluslararası kuruluş, nezdinde gönderen Devletin temsilciliğini yapabilir.
Kaynak: Ajanslar