banner39

Katar ve koronavirüsün Türkiye ekonomisi için avantaj ve dezavantajı

Katar'la yapılan anlaşmanın önemine dikkat çeken Acet, "Kimlerin dostlukları gerçek, kimlerinki sahte bu vesile ile tekrar görülmüş oldu" ifadelerini kullandı. Acet ayrıca koronavirüsün Türkiye ekonomisi için bir avantaj, üç de dezavantajını yazdı.

Ekonomi Finans 21.05.2020, 10:39
Katar ve koronavirüsün Türkiye ekonomisi için avantaj ve dezavantajı

Kanal7 Ankara Temsilcisi ve Haber7 yazarı Mehmet Acet, "Ne varsa yine Katar'da varmış" başlıklı yazısında swap anlaşmasını değerlendirdi.

Acet'in yazısı şöyle: 

Hafta başında piyasalarda genel beklentilerin ve eğilimin aksine, doların gerilediği, Türk lirasının değer kazandığı sürpriz bir hareketlilik oldu.

Bunun nedeni, korona salgını nedeniyle ortaya çıkan belirsizlik ortamında bir süredir büyük bir soru işareti olarak duran “Türkiye borçlarını çevirebilmek için para (döviz) bulabilecek mi” sorusuna gelen bir cevaptı.

Resmi duyurusu yapılmasa da, Merkez Bankası’nın swap anlaşmasını başarıyla sonuçlandırdığı haberinin piyasaya düşmesi üzerine dolar geriledi, ekonomi üzerinde toplanan kara bulutlar kısmen dağılmış oldu.

Ve dün sabah resmi açıklama da geldi.

Merkez Bankası adına yapılan açıklamada Katar ile yapılan görüşmelerden elde edilen sonuç şu şekilde duyuruldu:

“Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve Katar Merkez Bankası arasında 17 Ağustos 2018 tarihinde imzalanan ikili para takası (swap) anlaşması tadil edilmiştir. Yapılan değişiklikle swap anlaşmasının tutarı 5 milyar ABD doları karşılığı Türk lirası ve Katar riyalinden 15 milyar ABD doları karşılığı Türk lirası ve Katar riyaline yükseltilmiştir. Para takası anlaşmasının temel hedefi yerel para birimleri üzerinden gerçekleştirilen ticareti kolaylaştırmak ve iki ülkenin finansal istikrarına destek sağlamaktır.”

Katar’la yapılan bu anlaşma, sadece ekonomik yönüyle değil, böyle zamanlarda çakallarla gerçek dostların kimler olduğunu göstermesi bakımından da son derece değerli.

Kimlerin dostlukları gerçek, kimlerinki sahte bu vesile ile tekrar görülmüş oldu.

Malum bir de, Katar’la gelişen güzel ilişkileri istikrarlı bir şeklide sabote etmeye çalışan çevreler var.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu sene Meclis’ın açık olduğu neredeyse bütün sezon boyunca, haftalık grup toplantılarında Katar’la ilişkileri gündeme getirmiş, düzenli bir şekilde bu ilişkileri kötüleyen laflar sarf etmişti.

Bu tutumun arkasında tabi ki ideolojik, daha da arkasında emperyalist emeller mevcut.

İşin o kısmını daha sonra da yazarız.

Şimdi biraz bu anlaşmanın ekonomi için ne anlam ifade ettiğini anlatalım.

Finans piyasalarının nabzını iyi tutan, bilgisine güvendiğim, bu nedenle de ekonomiyle ilgili gelişmeler olduğunda görüşlerine başvurduğum Ahmet Yarız’ı arayıp bu swap anlaşmasının ne anlama geldiğini sordum.

Yukarıda aktardığımız Merkez Bankası açıklamasına da yansıdığı gibi, Türk lirası ve Katar riyali üzerinden daha önce değeri 5 milyar olarak belirlenen swap anlaşmasının tutarı 15 milyar dolar değerine yükseltilmiş oluyor.

Bu anlaşma, döviz ihtiyacının olduğu dönemlerde zihinlere üşüşen ‘adres tekellerine’ karşı da önemli bir anlam ifade ediyor.

Yani sadece IMF, FED gibi belli mecralar yerine alternatif yönelimlerle de gerekli ihtiyaçların karşılanabileceğini.

Ahmet Yarız, korona nedeniyle ekonomide Eylül ayına kadar bir sıkışma olabileceğini düşünüyor.

Bu tür anlaşmalarla (Çin ve Japonya ile de benzeri bir anlaşma için görüşmeler sürdürülüyor) ülkenin döviz ihtiyacının karşılanması ve piyasalarda güven ortamının oluşmasının mümkün hale geldiğini dile getiriyor.

Yarız, korona sürecinin Türkiye ekonomisi için bir başlıkta avantaj, üç başlıkta dezavantaj oluşturduğu görüşünde.

Avantaj, enerji fiyatlarının düşmesi.

Enerjide dışa bağımlı bir ülke olduğu için içinden geçtiğimiz süreç içerisinde, örneğin petrol fiyatlarının düşük bir seyirde ilerlemesinin 10/15 milyar dolarlık bir avantaj sağlayabileceğini söylüyor.

Kendisi dezavantajlı alanlarla ilgili sıralamayı ise şöyle yapıyor:

1-Salgın nedeniyle ihracat pazarlarındaki ticaret hacminin azalması.

2-Petrol fiyatlarının düşmesi nedeniyle petrol üreticisi ülkeler (Rusya, Körfez ülkeleri) ile olan ekonomik ilişkilerin bundan olumsuz etkilenmesi.

3-Salgının turizm sektörüne vuracağı darbe nedeniyle dövize dayalı turizm gelirlerinin düşmesi.

Swap anlaşmaları, bu alanlarda yaşanacak handikaplar nedeniyle ödemeler dengesinde oluşabilecek ‘zemin kayganlığını’ giderme anlamına geliyor.

Yani bir güven ikliminin tesis edilmesiyle piyasalarda “Demek ki para bulunabiliyormuş” duygusunun oluşması.

Herkesin daha fazla değer kaybedecek dediği bir ortamda Türk lirasının haftaya dolar karşısında değer kazanarak başlamasının nedeni de, piyasalarda böyle bir duygunun oluşmaya başlamış olmasıyla ilişkili.

KAYNAK: HABER7

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?