Gelir dağılımı dünya genelinde sorun
Dünya genelinde zengin ve fakir arasındaki gelir dağılımında derin uçurumlar bulunuyor...

Gelir dağılımındaki adaletsizlik, her ülkenin orta ve yoksul kesimini daha fazla tehdit etmeye başladı. Zenginler daha da zenginleşirken, fakir insanları düşünen pek fazla kişi yok. Dünyanın birçok ülkesinde zengin ve fakir arasındaki gelir dağılımı arasında büyük uçurumlar var...
RUSYA'DA GELİR ADALETSİZLİĞİ HAD SAFHADA
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından kapitalist düzene geçilen Rusya'da gelir adaletsizliği büyük problem... Sen Petersburg ve Moskova gelir adaletsizliğinin sembolü iki şehir olarak yerini korurken, diğer şehirlerde insanların durumu çok vahim... 1990'lı yılları büyük iktisadi krizlerle geçiren Rus vatandaşları arasındaki gelir farkı, 2000'li senelerde giderek büyüdü. Devlet şimdi bir yandan zenginlerin ülke dışına para çıkarmasını engellemeye çalışıyor, diğer yandan fakir kesim için ağır da olsa sosyal düzenlemelere gidiyor. 1990'lı yıllarda yaşanan özelleştirme sayesinde servetlerini katlayan büyük zenginler, yoksul nüfusun insanların ihtiyaçlarını umursamıyorlar.
Sovyetler'in dağılmasıyla bocalayan Rusya'da sürekli çok yüksek boyutlarda seyreden gelir adaletsizliğinin en mühim iki sembolü Sen Petersburg ve Moskova... Bu ikisinin dışında kalan bütün şehirler teknik, sosyal ve ekonomik alanda düşük profil sahibiyken, diğer şehirlerde maaşlar Moskova ve Sen Petersburg'dakinden çok daha düşük... Özellikle başşehir Moskova, gerek alışveriş merkezleri, gerekse konut fiyatlarındaki denge açısından mühim farklara sahip: Ülkedeki gelir adaletsizliğinin ana mekanizması, mal ilişkileri, iktidardaki ilişkiler ve emeğin sosyal sınıflandırılması üzerine kurulu...
Rus uzmanlara göre 90'lı yıllarda başlayan kontrolsüz ve plansız sosyal farklılıklar derinleşince, vatandaşların piyasa ekonomisine uyumu imkânsız hale geldi. Birleşik Rusya iktidarı, mevcut olumsuz tabloya rağmen bu eşitsizliklerle savaşmak için yeni yöntemler geliştiriyor. Yükselen fiyatları, değişik fonlardaki kaynakları devreye sokarak kontrol altına almaya çalışan hükümet, fakir ailelere yardım sağlanmasını çok çocuk şartına bağladı. Oysa Rus uzmanlar işsizlik durumunda borç yardımı, sosyal sigorta poliçelerinin temini ve çalışanlar için asgari ücret konusunda atılan adımların yetersiz olduğu görüşünde birleşiyorlar.
Her yıl "en zenginler" listesine bir çok vatandaşını eklemeyi başaran Rusya'nın yaşadığı çelişki, BM'nin yoksulluk raporlarına da yansıyor. Devletin belirlediği 200 dolarlık yoksulluk sınırını gerçekçi bulmayan yabancı gözlemciler, enerji gelirlerinin adaletli değerlendirilmediğini düşünüyorlar. ABD'de 1000 dolara yaklaşan fakirlik sınırının, Rusya'da düşük tutulması ve yoksul sayısının resmî rakamlarda 400 bin sınırında gösterilmesi de, yabancı istatistik kuruluşları tarafından sağlıksız rakamlar olarak kabul ediliyor.
KIRGIZİSTAN'DA GELİR DURUMU
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından piyasa ekonomisine geçen Kırgızistan'da bağımsızlığın ilk yıllarında çalışan kesimin ücretlerinde hızlı bir erime meydana geldi. Artan enflasyon, özelleştirmeler ve devletin bazı sektörlerden çekilmesiyle ortaya çıkan işsizlik ve düşük ücret tablosu, halen ülkenin en önemli meselelerinden biri... Buna karşılık yaşanan rejim değişikliğinin ardından ülkedeki sermaye sahiplerinin kazançları hızla büyüdü.
Kayıt dışı ekonominin de geliştiği ülkede dağılımındaki adaletsizlik dikkat çekici boyutlarda...
Bir yanda lüks araçlarla dolaşanlar, diğer yanda, küçük tezgâhlarda işportacılık yaparak ilave gelir sağlamaya çalışanlar... Son verilere göre, Kırgızistan'da nüfusun yüzde 21,4'ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Fakirlerin nispeti ise yüzde 28,6... Kırgızistan'da neredeyse ücret alarak çalışanların tamamı, yoksulluk sınırında yaşıyor. Bu tabloya emekliler de dâhil...
Ulusal istatistik komitesinin verilerine göre, Kırgızistan, çalışanlara Orta Asya'daki en düşük maaşı ödeyen ülke... Türkmenistan'da 184, Kazakistan'da 127, Özbekistan'da 65 ve Tacikistan'da 43 dolar olan asgari ücret; Kırgızistan'da sadece 24 dolar... Kırgızistan'da ücretler yapılan işe veya yaşanan şehre göre de değişiyor: Isık Göl ve başşehir Bişkek, ülkede maaşların en yüksek olduğu şehirler...
YUNANİSTAN VE MAKEDONYA'DA GELİR DAĞILIMI
Yıllarca yüksek hayat standartlarına sahip Yunanistan'da koşullar değişiyor. Orta sınıf yoksullaşırken gelir adaletsizliği de artıyor. Adaları, doğal zenginlikleri, eğlenceleri ile Avrupa Birliği'ne üye olan zengin Yunanistan, halkına yıllarca yüksek hayat standartları sağladı. Ancak bu refah kalıcı olamadı. Denizcilik alanında dünyada ilk sıralarda bulunan, armatörler ülkesi Yunanistan da sonunda iktisadi krizle tanıştı. Dar gelirli halkın yükü gitgide arttı. İşsizliğin yüzde 26'yı aştığı ülke, artık hiç de alışık olmadığı manzaralara sahne oluyor. Bir kaç kilo meyve ve sebze için verilen mücadele, dar gelirlinin çektiği sıkıntıların da birer göstergesi...
Çarşamba günü Tarım Bakanlığının önünde üreticilerin hükümetin tarım politikalarını protesto etmek amacıyla ürünlerini halka ücretsiz dağıtacağı öğrenilince, bina önünde büyük kalabalıklar oluştu. Dar gelirli halk, sabahın erken saatlerinden itibaren dağıtılacak bedava ürünleri beklemeye başladı. Dağıtımın sonuna doğru, ürünlerin biteceği endişesi ile halk ürünlerin bulunduğu kamyona hücum etti. 7'den 70'e binlerce Yunan, birkaç kilo portakal, tencerede kaynatacak bir kilogram sebze için mücadele verdi. Birkaç saat içerisinde 50 ton ücretsiz sebze ve meyve, dar gelirli vatandaşın çantalarını, pazar arabalarını doldurdu. Üreticilerin böyle bir eylemi yapmasının sebebi ise petrol, elektrik, gübre fiyatlarının ve tarımdaki vergi oranının yüksekliğine gösterilen tepkiydi. Bu sebeple çiftçiler günlerdir traktörleriyle otoyollar üzerinde eylem yapıyorlar. İşçi, memur, çiftçi, öğrenci ve emekli, kemer sıkma politikalarından muzdaripken, belli bir zengin grup ise, yüksek hayat standartlarının tadını çıkarmaya devam ediyor.
İşsizlik oranının yüzde 32'ye ulaştığı Makedonya'da da, gelir dağılımındaki adaletsizliğe en çok başşehir Üsküp'te rastlanıyor. Zengin ve yoksul arasındaki uçurumun her geçen gün artmasıyla ülkedeki orta sınıf da küçülüyor. Ortalama maaşın 350 Euro olduğu Makedonya'da, 2 sene önce belirlenen asgari ücret tutarı 150 Euro... Buna rağmen, çok sayıda insan asgari ücretin de altında, kayıt dışı olarak çalışıyor.
İRAN'DAKİ GELİR ADALETSİZLİĞİNİN BOYUTU
Durum İran'da da benzer... Başşehir Tahran'ın kuzeyi ve güneyi birbirinden keskin bir çizgiyle ayrılmış durumda: Gelir adaletsizliğinin izlerini Tahran sokaklarında görmek pek de zor değil... Bir yanda modern ve lüks bir hayat, diğer yanda Ortadoğu'daki milyonlarca insanın yaşadığı fakirlik... Başşehrin kuzeyi ve güneyi, sanki görünmeyen çizgilerle ikiye ayrılmış gibi...
Ticaretle uğraşanların gelir seviyesi yüksek olanların ikamet alanı Tahran'ın kuzeyi... Kuzeyde yaşayanların önemli bir bölümünün tüccar olması, dolayısıyla sık yapılan yurtdışı seyahatleri, bölgedeki hayat şeklini de belirlemiş. Fakat lüks bir hayatın yaşandığı bölgede hayat da pahalı. Lüks kafeteryaların ve lokantaların sayısı da fazla. Kadın ve erkeklerin bir arada olduğu bu kafelerde pizza ya da hamburger gibi farklı kültürlerin ürünlerini de görmek mümkün... Şehrin kuzeyindeki mekânların ismi de Tahran'ın genelinden farklı: Farsça isimlerin yerini yabancı isimler alıyor.
Tahran'ın güneyinde ise düşük gelirliler yaşıyor. Ülkedeki muhafazakârlar daha çok devlet kurumlarında çalışıyor ve hayat alanı olarak da güneyi tercih ediyorlar. Bu nedenle Tahran'ın güneyi memurların ve işçilerin dolayısı ile sabit veya düşük gelir gruplarının yaşadığı bir yer... Hayat kalitesi de buna bağlı olarak değişiyor.
Gelir adaletsizliği karşısında daha dengeli bir toplum için, sosyal politikalara önem veriliyor. Temel hayat maddelerinde sübvansiyonlar uygulanıyor: Elektrik, doğalgaz, benzin gibi enerji maddeleriyle ekmek ve ilaç gibi temel ürünlere halkın ulaşması zor değil...
IRAK'IN KUZEYİ ZENGİNLEŞTİ
Irak'ın kuzeyinde hızlı bir ekonomik kalkınma yaşanıyor. Bölge, her gün yeni yatırımcılar çekerken, inşaat, enerji ve servis sektörlerinde patlama yaşanıyor. Bölgede bir kesim hızla zenginleşiyor. Erbil'in çevresinde yükselen lüks siteler de, yaşanan zenginleşmenin en önemli göstergesi olarak kendini belli ediyor.
Ancak bu lüks sitelerden sadece birkaç kilometre uzaklaşınca, manzara bir anda değişiyor. Seydava mahallesinde ev kiraları 200 dolar civarında ve evlerin çoğunda da altyapıdan kaynaklanan büyük problemler var. Yağan her yağmurda mahallenin tamamı su altında kalıyor ve mahalleli zor şartlarda hayat mücadelesi veriyor. Artan enflasyon ve fiyatlar da dar gelir insanların hayatını zorlaştırıyor. Özellikle kalabalık aileler için geçinmek gitgide zorlaşıyor.
GELİR ADALETSİZLİĞİ EN FAZLA İSRAİL'DE
Adaletsizliğin en fazla olduğu ülkelerden başında İsrail geliyor. Doğu Kudüs'te yaşayan Müslüman Araplar belediye hizmetlerinden bile yararlanamazken, Yahudiler içinse hiç bir hizmetten kaçılmıyor.
1967 yılında Kudüs Şehri'nin doğusunu da işgal ederek şehrin tümü üzerinde egemenlik iddia eden İsrail'de doğu Kudüs ile batı Kudüs arasında sosyo-ekonomik anlamda çok geniş bir uçurum bulunuyor. Kudüs belediyesi malî ve altyapı olarak en büyük desteği, Yahudilerin çoğunlukta olduğu batı Kudüs'e aktarıyor.
Arapların yaşadığı doğu Kudüs'e verilen destek her anlamda sınırlı... Kudüs belediyesini tanımayan Arap halkı, sokaklarına Yahudi isimlerinin konmasını ve İsrail bayraklarının asılmasına karşı çıkıyor. Bu gerekçe ile Kudüs belediyesi de yol bakımından, temizlik ve altyapıya kadar pekçok hizmeti doğuya götürmüyor.
Doğu Kudüs'te İsrail'in yaptığı en büyük yatırımlar (İsrail'in uluslararası kanunlara karşı gelerek kurduğu) Yahudi mahallelerine yapılıyor. Yahudilerin hayat standartlarını yükseltmek için sosyal hizmetlerde her şey tamam olarak yapılıyor.
Kaynak: Kuzey Haber Ajansı