Amerika'dan gelen hastalık arıların yüzde 70'ini öldürdü
Güney Amerika'dan göçmen arılar ile gelen Nosema Cerana hastalığı sebebiyle arı ölümlerinde yüzde yetmişlere varan oranda artış yaşanıyor

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
Güney Amerika'dan göçmen arılar ile gelen Nosema Cerana hastalığı sebebiyle arı ölümlerinde yüzde yetmişlere varan oranda artış yaşanıyor. Hastalığın arılarda sindirim sistemini bozarak ölmelerine yol açtığı bildirildi.
Bursa Uludağ Üniversitesi (UÜ) Veteriner Fakültesi ile Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) tarafından düzenlenen basın toplantısında Türkiye'de yaşanan arı ölümlerine dikkat çekildi.Yapılan açıklamada, Türkiye'de geçen yıl görülen Noseme Ceranae hastalığının ciddi boyutta ergin bal arısı kayıplarına yol açtığı belirtilerek, önlem alınmadığı takdirde arıcılık sektörünün büyük darbe yiyeceğine dikkat çekildi.
23 İLDEN ARI ÖRNEĞİ ALINDI
Arılarda sindirim sistemi bozukluğuna yol açan hastalığın Güney Amerika'dan göçmen arı kuşu aracılığı ile Avrupa'ya taşındığını belirten Veterinerlik Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Levent Aydın, 2014 yılı kış başlangıcında Türkiye'nin farklı yerlerinden ergin arı kayıplarına ilişkin şikayetler geldiğini ifade ederek, "Sorun 2015 yılı ilkbahar başlangıcına kadar artarak devam etti. Bunun üzerine 23 ildeki arı birlikleri ile temasa geçerek arı örnekleri topladık. Özelikle Muğla'dan topladığımız bu örnekleri inceledik. Yapılan laboratuvar incelemesi sonrasında arı ölümlerinin Noseme Ceranae hastalığından kaynaklandığını tespit ettik." dedi.
Yaptıkları araştırma sonuçlarının Uluslarası Apidoloji (Arıbilim) dergisinde de yayınlandığını anlatan Aydın, şunları söyledi: "Kolonileri yok eden ve hızla sönmesine yol açan hastalığın Nosematosis grubunun Nosema Ceranae mikrosporları olduğunu belirledik. Hastalığın Güney Amerikadı'daki Bombus ve Vespula arılarında görüldüğünü, Nosema sporlarının göçmen arı kuşu tarafından bir bölgeden bir bölgeye nakledildiğinin saptandı. Bunun yanı sıra paket arıcılık ve ana arı ticareti uygulamalarının da hastalığın kıtalar arası nakline yol açtığını gördük."
Hastalığın arılarda sindirim sistemini tahrip ederek ölümlere yol açtığını bildiren Aydın, "Hastalık nedeniyle kovanlar üçerli beşerli gruplar halinde ansızın sönmeye başlıyor. Nosema sporları kovanda ve balda uzun süre canlı kalabiliyor. Hastalık çok hızlı ve öldürücü seyrediyor. Arıcılık sektöründe bu hastalığın artık en yaygın görülen hastalık olduğu bilinmelidir." şeklinde konuştu.
HASTALIĞIN TEDAVİSİ VE KORUNMA YÖNTEMLERİ
Prof. Dr. Levent Aydın, hastalıkla ilgili tedavi yöntemlerine de değinirken, "Parazöitoloji bölümü olarak hastalıkla mücadelede timol içerikli kekik suyundan oluşan yeni bir karışım üzerine çalışıyoruz. Hastalıkla ilgili sürdürdükleri laboratuvar araştırmasının, Nosema Cerana sporlarının yolaçtığı sorunun devam ettiğini tespit ettik." şeklinde konuştu.
Önlem alınmaması halinde arıcılığın büyük tehlike altında olduğuna vurgu yapan Aydın, hastalığa karşı korunma yöntemlerini de şöyle sıraladı: "Şüpheli aralıklarda kovanlar arası bal nakli yapılmamalıdır. Kovanlar ıslak ve nemli olmamalı. Kovanlar yerden en az 20 santim yüksekte olmalı, aynı aralıkta zayıf ve güçlü kovanlar bir arada olmamalıdır. Kolonilerde ruhsatsız ve zamansız arı ilaçları kullanılmamalıdır. Dışarıdan alınan ana arılar, hastalıklardan arı sertifikalı olmalıdır. Yaban arısı yağmalarına izin verilmemelidir. Toplanma ve konaklama alanlarında farklı arıcılar, arılarını en az 400-500 metre uzağa yerleştirmelidir. Kovan kaydı profesyonel arıcılar için olmazsa olmazdır. Her koloninin geçmişi iyi bilinmelidir."
YÜZDE 70'LERE VARAN KAYIPLAR MEVCUT
Mantar kökenli enfeksiyon olan hastalıktan dolayı bazı yerlerde büyük kayıplar olduğunu belirten Levent Aydın, sözlerini şu şöyle sürdürdü:
"Bazı yerlerde arıcılık sektöründe yüzde 70'lere varan kayıplar oldu. Yani 100 koloniden 70'i yok olurken bu sene de hastalığını devam ettiğini gördük. Türkiye genelinde daha öldürücü olan Nosema Cerana etkenine rastladık. Klinik belirtiler ishalle seyretmesine rağmen hastalığın çok hızlı geliştiğini ishal bile olmadan 5-10 çerçeveye inip öldüğünü gördük. Yapılan müdahalelerle mevsim sonu ve mevsim başında arıların beslenmesi için şuruplarına timol içerikli kekik suyundan yaptıkları çalışmalarda iyi bir sonuç alacaklarını gördük. Ayrıca bizde kendimizde organik temelli bitkisel orijinli ilaçlarla çalışmaya başladık ve çok yakında da bir ilacında müjdesini verebiliriz. Biz çalışmalara devam ediyoruz, Türkiye'de üretilecek."