'Erdoğan'ın yıkılması Türkiye'nin de Kürtlerin de yararına olmaz'

2010’dan beri Abdullah Öcalan’a ulaşmak için kendi başına inisiyatif almış ve konu üzerinde birçok araştırması bulunan akademisyen Ali Kemal Özcan 10 gün önce Bülent Arınç'ın kendisini Erdoğan'a götürdüğünü söyledi

Güncel 22.06.2019, 10:15
'Erdoğan'ın yıkılması Türkiye'nin de Kürtlerin de yararına olmaz'

20 Haziran Perşembe akşamı açıklanan terörist başı Abdullah Öcalan'ın HDP'ye olan 'Tarafsızlık' mektubunun ardından Türkiye kamuoyunun büyük çoğunluğunun adını ilk kez duyduğu Doç. Dr. Ali Kemal Özcan konu ile ilgili bazı açıklamalarda bulundu.

Habertürk'ten Nagehan Alçı bugünkü köşesinde 14 Temmuz 2010’dan beri Abdullah Öcalan’a ulaşmak için kendi başına inisiyatif almış ve çok uğraşmış bir akademisyen olan Ali Kemal Özcan ile terörist başı Abdullah Öcalan ve HDP mektubu hakkındaki görüşmesinden anekdotlar aktardı.

Özcan'ın açıklamalarındanbazıları şu şekilde:

Arınç beni Erdoğan'a götürdü

“Yıllardır derdimi anlatmaya çalışıyorum Nagehan Hanım. Ben bu örgütü ve Öcalan’ı çalışıyorum ve bu yapıyı çok iyi biliyorum. Başkan Erdoğan’a bir ulaşsam kendisini 15 dakikada ikna edeceğimi düşünüyordum hep. 10 gün kadar önce Bülent Arınç’a ulaştım, kendisine anlattım. Sayın Arınç beni aldı ve Başkan Erdoğan’ın yanına götürdü. O görüşmede Sayın Hakan Fidan da vardı.”

Özcan yaklaşık 1 hafta önce Öcalan ile görüşmek için ilk kez İmralı’ya gitmiş. “Nasıl geçti? Neler konuştunuz? Öcalan’ın ruh hali ve havası nasıldı?” diye sordum, şunları söyledi:

“Abdullah Öcalan şu an Türkiye’ye komplolar kurulduğuna inanıyor. 7 Şubat 2012 krizinden başlıyor. O hadiseye ‘Narkoz komplosu’ diyor. İkinci olarak 17-25 Aralık 2013 darbe teşebbüsünü sayıyor. Sonra 15 Temmuz’u uzun uzun anlatıyor. Dördüncü olarak da son dönemi alıyor.”

Son dönemden kastının ne olduğunu açmasını istedim. “FETÖ ve uluslararası güçlerin Erdoğan’ı mağlup etme girişimlerinin son yansımaları” olarak tanımlıyormuş Öcalan özellikle son 9 ay içinde olanları.

Erdoğan’ın yenilmemesi ve yıkılmaması gerekiyor

“Erdoğan’ın yenilmemesi ve yıkılmaması gerekiyor. Hem Türkiye’nin hem de Kürtlerin yararına olmaz bu durum.”

Bu görüşmeden sonra Özcan’ı önceki gün yeniden İmralı’ya davet etmişler. Öcalan’la ikinci görüşmesini yapmış. O görüşmede İstanbul seçimleri ile ilgili, avukatlarına verdiği mektuptan bahsetmiş. O mektubun kamuoyuna açıklandığını sanıyormuş.

Elbette avukatların bu mektubu vermemesi ile Özcan’ın oraya tam da dün gidişi arasında bir bağlantı var. Sonuçta mektup savcılık aracılığıyla teslim ediliyor ve devlet her şeyi biliyor. Mektubun kamuoyu ile paylaşılmaması ihtimaline karşı devlet Özcan’ı yeniden İmralı’ya göndermiş.

HDP camiasında soğuk duş

Asrın Hukuk Bürosu ise önce mektubunun bir kopyasını HDP yetkililerine iletiyor. Elbette bu mektup HDP camiasında soğuk duş etkisi yaratıyor. Çünkü Öcalan’ın tarafsızlık tavrı HDP’nin mevcut politikasına ters. Öyle olunca bu mektup kamuoyuna sızmıyor.

Asrın Hukuk Bürosu ise 21 Haziran günü bu mektubu deklare etmeyi planlıyor. Fakat dediğim gibi bu açıklamayı geciktirdikleri için de Ali Kemal Özcan’ın şahitliğine göre Öcalan kendilerine kızıyor.

Aynı şekilde Ali Kemal Özcan da PKK ve Öcalan uzmanı bir akademisyen olarak son derece iyi niyetle bu sürece dahil olmak istemiş bir insan. Bence kendisini her demokrat aydın desteklemeli. Özcan da tıpkı Öcalan gibi Kürt meselesini çözebilecek tek siyasi aktörün Recep Tayyip Erdoğan olduğuna inanıyor.

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?