Şişli asansör davasında ilk duruşma görüldü
Şişli'de düşen asansörle ilgili 25 sanığın yargılandığı dava İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde başladı

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi
İstanbul Şişli'de 10 işçinin ölümüyle sonuçlanan asansör kazasına ilişkin 4'ü tutuklu 25 sanığın, ''taksirle ölüme sebebiyet vermek''ten 22,5'ar yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanmasına başlandı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce büyük salonda yapılan duruşmada, tutuklu sanıklar Adem Akyıldız, Murat Artimur, Önder Türksoy ve Turgay Dalkılıç ile tutuksuz 21 sanık ve mağdur-müşteki avukatları hazır bulundu.
Duruşmada, sanıkların kimlik tespitinin yapılmasının ardından savunmaların alınmasına geçildi.
ÇHD’NİN MÜDAFİLİĞİ
Davada sanık avukatlarından Hasan Girit, "Çağdaş Hukukçular Derneği'nin müdafiliği kabul edilemez" dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce büyük salonda yapılan duruşmada ifade veren Hüseyin Gündoğdu, asansör kazasının yaşandığı şantiyede çalışan ve hayatını kaybeden on kişinin de arkadaşı olduğunu belirterek, onların yerinde kendisinin de olabileceğini ve arkadaşlarını savunmak için davaya şikayetçi olarak katılmak istediğini söyledi.
Söz alan sanık avukatlarından Hasan Girit, sanıkların, mahkeme haklarında hüküm verinceye kadar suçsuz olduklarını kaydederek, şikayetçi avukatların davayı bulandırdıklarını iddia etti.
İzleyici bölümünde bulunan ve avukat olduğunu söyleyen Alp Tekin Ocak da "Ne demek davayı bulandırıyorlar" diye bağırdı. Bunun üzerine mahkeme başkanı Metin Tamirci, söze karışan kişinin salondan çıkarılmasını istedi. Ocak'ın salondan çıkmayı reddetmesi ve avukat cübbesi giyerek mahkeme heyetinin bulunduğu kürsüye kadar gelmesi üzerine mahkeme başkanı duruşmaya ara verdi.
Aranın ardından kürsüye gelen avukat Ocak, davanın akışını bozduğu için heyetten özür diledi. Mahkeme başkanı Tamirci, bu davranışı nedeniyle Ocak'a teşekkür ederken, salondan ayrılması gerektiğini söyledi. Ocak, mahkeme salonundan ayrıldı.
Konuşmasına devam eden Hasan Girit, müdafi olarak kişiliğinin zedelendiğini hissettiğini ifade ederek, "Davada müştekilerin şahıs olması gerekir. Tüzel kişiler bu davada şikayetçi olarak bulunamaz. Bu nedenle Çağdaş Hukukçular Derneği'nin müdafiliği kabul edilemez" diye konuştu.
Müştekiler arasında yer alan CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal'ın vekil sıfatının müdahil olmayı gerektirmeyeceğini kaydeden Girit'in, "Size seçim öncesi puan kazandırmam. Vekillik ön planda tutulmamalı" demesi üzerine Tanal, kendisinin milletin vekili olduğunu söyleyerek davaya şikayetçi olarak katılmak istediğini aktardı.
Hasan Girit'in ardından söz alan diğer sanık avukatları, ortak beyanlarında, "gerçek faillerin sanık sandalyesinde olmaları gerektiğini, müvekkillerin şantiyede bulunma zorunluluğu olmadığı için olası kastın doğru olmadığını" savundu.
Mahkeme heyeti, talepleri karara bağlamak üzere duruşmaya ara verdi.
ADLİYE ÖNÜNDE BASIN AÇIKLAMASI
Duruşma öncesi avukatlar, bazı sendikalar ve işçiler davaya ilişkin basın açıklaması yaptı. Avukat Güray Dağ, 2014'ün işçiler için kara bir yıl olduğunu ifade ederek, Şişli'deki asansör kazası ile Soma ve Ermenek'teki maden kazalarını anımsattı.
Dağ, davada 4'ü tutuklu 25 sanığın yargılandığını hatırlatarak, ''Maalesef gerçek sorumlular bu davada da yargı önüne çıkarılmıyor. Şimdi göstermelik bir yargılama yapılıyor. 25 işçi yargılanıyor aslında. Sorumlu olarak, günah keçisi olarak 25 işçi seçildi. Onların günahı diğer arkadaşları gibi hayatlarını kaybetmeyip, hayatta kalacak kadar şanslı olmaları. Şanslı oldukları için bugün sanık sandalyesindeler” ifadelerini kullandı.
İnşaat İş Sendikası adına açıklama yapan Mustafa Adnan Akyol da bu tür olaylara sebep olanlardan bir şey beklemediklerini belirterek, ''Defalarca söyledik, işçilerin içinde olmadığı yasa yapmanın hiçbir anlamı yok diye. Patronların ve hükümetin de zihniyetini biliyoruz. İş cinayetlerine karşı aldıkları önlem, iş cinayeti olmayan şantiyelere ödül vermek. Ben 30 yıldır ölmüyorum. O zaman bana da ödül vermek zorunda kalacaklar" diye konuştu.
Kazada hayatını kaybeden işçilerden İsmail Sarıtaş’ın ailesinin avukatı Gülsüm Karacan ise facia öncesi ölümle sonuçlanmayan iş kazalarının ardından yeteri önlemlerin alınmadığını söyledi.
Karacan, yoksul işçiler üzerinden büyüyen plaza inşaatlarındaki sorumluluk ve cezalandırma sistemi böyle devam ettikçe daha çok canın yanacağını savunarak, şöyle devam etti:
''Sorumlular yine dışarıda olacak, sermaye vahşi hırsıyla büyürken olayların sorumluluğu yoksul işçilere yüklenecektir. Katliam öncesinde yaşanan, işçiler arasında ciddi endişe ve paniğe yol açan diğer arıza ve kazalar dikkate alınmamış, esas olanın inşaatın sürmesi şiarı üzerinden hareket edilerek önlemler alınmamış, asansörü ve inşaatı durduracak esaslı bir onarımdan kaçınılmış ve beklenen acı son gelmiştir."
OLAYIN GEÇMİŞİ
Şişli'de 6 Eylül'de, eski Ali Sami Yen Stadı arazisindeki inşaatta malzeme ve işçi taşıyan asansörün 32. kattan zemine düşmesi sonucu 10 işçi hayatını kaybetmişti. Kazaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Savcısı Erdal Bağcı tarafından hazırlanan iddianamede, 4'ü tutuklu 25 sanık hakkında "taksirle ölüme sebebiyet vermek'' suçundan 2,5 yıldan 22,5'ar yıla kadar hapis cezası talep edilmişti.
Soruşturma kapsamında, Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Torun, Yunus Emre Torun, Mehmet Torun, Lütfü Vardı, Abdülvahit Kaplan, Tuncer Akarçay, Haluk Okur, Bektaş Ateş ve Özmen Özmenoğlu hakkında ''taksirle 10 kişinin ölümüne sebebiyet vermek'' ve ''yargı görevini yapanı etkileme'' suçundan kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmişti.