banner39

STK'lar: Dur ihtarı yapılmadan öldürüldüler

İHH'da ortak bir basın toplantısı yapan STK temsilcileri, Uludere'de öldürülen insanlara dur ihtarı bile yapılmadığını ifade etti

Güncel 30.12.2011, 13:44 30.12.2011, 14:16
STK'lar: Dur ihtarı yapılmadan öldürüldüler

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

İHH Genel merkezinde bir araya gelen bir grup STK Şırnak Uludere'de 38 kişinin ölümüyle sonuçlanan olay hakkında bir basın toplantısı yaptı.

MAZLUMDER, İHH, Özgür-Der, AKDAV, İnsan ve Medeniyet Hareketi, Anadolu Gençlik Derneği, Mavi Marmara Derneği, Anadolu Platformu ve Medeniyet Derneği tarafından İHH'da gerçekleştirilen basın toplantısında ilk olarak İHH Başkanı Bülent Yıldırım konuştu.

Yıldırım "Aslında bugün Mavi Marmara'dan dolayı Türkiye'de açılan davalar ile ilgili bir basın toplantısı yapacaktık ama Uludere'de gerçekleşen olay hepimizi çok üzdü ve bu konuda açıklama yapmaya karar verdik. Ancak belirtmemiz gerekiyor ki biz İsrail'e dava açılmasını beklerken ne yazık ki sebebini anlamadığımız 3 davayla karşılaştık. Bunlar Kayseri, Ankara ve Diyarbakır'da açıldı. Dikkat çekici olan ise şudur: Kayseri ve Diyarbakır Mavi Marmara'da şehit verdi, Ankara'da ise bir arkadaşımız 2 yıldır yoğun bakımda. Acaba diğer şehitlerin olduğu yerlerde de dava mı açılacak? Yargının içerisinde bir takım çevreler bu davaları açmaya çok mu hevesliler? Biz bir takım bilgilere ulaştık. Bunları bugün açıklayacaktık ama ertelemeye karar verdik. Davalar devam ettiği takdirde elimizdeki bilgileri basınla paylaşacağız" dedi.

Daha sonra MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar Mavi Marmara olayından sonra Türkiye'deki hukuki sürecin uluslararası süreci de tıkadığını söyleyerek bu konunun biran önce doğru bir yargı sürecine intikal etmesi gerektiğini söyledi. Sarıyaşar, Mavi Marmara olayı hukuki sürecini değerlendirmesinden sonra MAZLUMDER'in Şırnak Uludere'de gerçekleşen olayın ardından MAZLUMDER heyetinin bölgedeki gözlemleri üzerine hazırlanan ön izleme raporu sonuçlarını paylaştı.

Cüneyt Sarıyaşar "Öncelikle iki sınır arasında 'kaçakçılık' diye tabir edilen, resmi kurumların bilgisi dahilinde gerçekleşen ve müdahale etmedikleri sınır ticaretinin o bölgenin bir gerçeği olduğunu vurgulamalıyız" diyerek heyetlerinin olaydan sağ kurtulanlarla hastanede yaptığı görüşmelerden edindikleri bilgilere göre çoğunluğunun yaşlarının 12 ile 18 arasında değiştiği bir grubun sınırdan geçecekken önce bir top atışı ve aydınlatma fişeği atıldığından, hemen akabinde ise uçakların bombardımanından bahsedildiğini söyledi.

Cüneyt Sarıyaşar "Bu olayda tamamı sivil insanların öldürüldüğü, bombardımandan önce dur ihtarı ile uyarılmadıkları, bu kişilerin olay yerinde bulunan güvenlik güçlerince tanınan, bilinen kişiler oldukları, resmi açıklamaları aksine olay yerinin Sinat- Haftanin olarak adlandırılan bölgeye uzak olduğu, olaydan sonra hiçbir resmi kurumun cenazeleri almak için girişimde bulunmadıkları ve cenazelerin köylüler tarafından alındığı, hastane koşullarının otopsi işlemine elverişli olmadığı, cenazelerin gelişigüzel odalara bırakıldığı, cenazelerden otopsi sonucunda elde edilecek delillerin mevcut koşullar nedeniyle usulüne uygun şekilde alınamayacağı, bu nedenle delillerin karartılma ihtimalinin yüksek olduğu, hastanede heyetimiz tarafından görülen cesetlerin yanmış, iç organlarının dışarıda olduğu, çoğunun kafatasının parçalandığı, olayda tahrip gücü çok yüksek, yakıcı nitelikte mühimmatın kullanıldığını tespitlerimiz arasındadır" dedi.

Yakın geçmişte Bülent Arınç'ın mecliste Kürt sorununa ilişkin duyarlı bir konuşma yaptığını, sorunun çözümüne yönelik bir irade beyanında bulunduğunu, ardından Beşir Atalay tarafından da olumlu bir sürece girileceği mesajlarını aldıklarını söyleyen Cüneyt Sarıyaşar, İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in insanların düşüncelerini, her türlü muhalefetlerini terör propagandasının ardına sığdıran açıklamalarını ise kaygı verici olarak ifade etti. Yakın geçmişte Afganistan'da Alman birliklerinin 'yanlışlıkla' olduğu ifade edilen ve sivillerin ölümüne sebep olan bir saldırı gerçekleştirdiklerini, bu olayın ardından Alman Savunma Bakanı ve Genel Kurmay Başkanı'nın istifa ettiğini söyleyen Sarıyaşar; "38 vatandaşın katledildiği bu olayın sorumlularının, kamuoyu önünde şeffaf bir süreç işletilerek ortaya çıkarılması hükümetin sorumluğundadır ve Savunma Bakanı ile Genel Kurmay Başkanı istifa etmeleri insanlığın paylaştığı ortak ahlaki bir tecrübenin gereğidir" dedi.

Ardından Özgür-Der Genel Başkan Yardımcısı Kenan Alpay söz aldı. Alpay konuşmasında öldürülenler için kaçakçı ifadesinin kullanılmasının çirkin bir ifade olduğunu, cinayetin meşrulaştırılmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Alpay, Kürt sorunun çözümünde yüksek teknolojili silahlara değil adalete, hukuka, merhamete, kardeşliğe, anlayışa ihtiyaç olduğunu söyleyerek "Sorunlar bu değerler bir kenara bırakılarak silahla çözülmeye çalışıldığında nasıl cinayetlere sebebiyet verdiğini Uludere'de görüyoruz. Bu olaya hepimiz çok üzüldük ancak olay bir kan davasına dönüşmemelidir. Dükkanlara, işyerlerine, otobüslere saldırmanın, cam dökmenin de haklı bir yanı olduğunu düşünmüyoruz. Ayrıca hükümetin konuyla ilgili hala açıklama yapmamış olması bir zaaftır" dedi.

Ardından AGD İstanbul Şube Başkanı Serhat Akçay olayı değerlendirdi. Yapılan olayın hata olarak ifade edilmesinin iyi niyetli bir açıklama olmadığını söyleyen eden Akçay, sorumluları istifaya davet etti.

İnsan ve Medeniyet Hareketi sözcüsü Raif Nas ise bu olayı Kürt sorununun çözümüne yönelik provakatif bir müdahale olarak gördüklerini söyledi.

Daha sonra Anadolu Platformu ve AKDAV adına söz alan Davut Güler "İnancımıza göre bir insanı öldürmek bütün insanlığı öldürmek gibidir. Bu açıdan sorumluların en kısa sürede ortaya çıkarılması gerekiyor" dedi.

Son olarak Mavi Marmara Özgürlük ve Dayanışma Derneği Başkanı İsmail Yılmaz "Biz ancak 'herkes için adalet, herkes için hak ve hukuk' ilkesiyle hareket edebilirsek büyük bir ülke olabiliriz. Gerçekleşen bu üzücü olayların sorumlularının cezalandırılmasını istiyoruz" dedi.

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?