banner39

Vânî Seyyid Muhammed Efendi Vakfı Camii'ni hangi cani yaktı? - Osman Şahin

Boğaziçine nazır  Vaniköy’deki  Seyyid Muhammed Vânî  Camii  maalesef 15 Kasım 2020 tarihinde yandı. Tamamen yanmış olan  Vaniköy’deki Muhammed Efendi Camii Vakfı, vâkıfı (vakfedeni),  banileri, hamileri ile ilgili derlediğimiz bilgiler aşağıda sunulmuştur.

Güncel 17.11.2020, 21:49 18.11.2020, 07:14
Vânî  Seyyid  Muhammed Efendi Vakfı Camii'ni hangi cani yaktı? - Osman Şahin

 

VANİKÖY’DE YANAN TARİH

(Vânî Seyyid  Muhammed Efendi Vakfı Camii'ni hangi cani yaktı)

                                                                                                  Osman Şahin

Boğaziçine nazır  Vaniköy’deki  Seyyid Muhammed Vânî  Camii  maalesef 15 Kasım 2020 tarihinde yandı. Yanan caminin aslına uygun olarak yeniden yapılacağına dair   cumhurbaşkanımızın beyanı  üzüntümüzü bir nebze  hafifletti. Ancak, caminin eskiyi andırır şekilde yapıldığını kabul etsek dahi Sultan İkinci Mustafa Hanın el yazısıyla yazıp camiye hediye ettiği nadide  büyük levhanın benzeri yerine konamayacak.  Bilgisayardan çıkmış folyo bir levha  Sultan Mustafa Han’ın tablosunun yerine konursa şaşırmayın. Çünkü hattatlarımız da işin kolayını tercih eder oldular. Bezir yağı isini onbin kere kelime-i tevhid  çekerek havanda ezip meydana gelen mürekkeple eser hazırlayan hattatlar  maalesef artık kalmadı. Keza, ecdadın Afrika’dan getirdiği maun ve ebony ağaçlarının yerine Sibirya çamı veya kavak ağacı kullanılırsa keza şaşırmayın. Zira kazanma duygusu inşaat işlerini yürüten işadamlarımızda estetik duygusunu yok etti. Samiha Ayverdi Hanımefendinin dediği gibi “biz bir tarih,  bir anane,  bir görüş, bir nizam, bir üslup ve  medeniyeti kaybettik”.  Günümüze kadar korunmuş olan eserleri bizden sonraki nesillere devretmek için  maalesef koruyamadık.

Açık yazalım, yapılacak yeni camiye manevi ve  ruhani bir   atmosfer  verilecek mi?  Restorasyon işi Malatya’daki Yusuf Ziya Paşa Camii gibi vakıfların restorasyon  ihalelerini alan Diyarbakırlı müteahhitlerin taşeronlarına mı verilecek, yoksa İstanbul’da bulunan  mimar, hattat, ahşap ve kalem işi ustası  sanat erbabından oluşan bir komisyonun  tecrübelerinden mi yararlanılacak?  Bu endişelerimizi özellikle başlangıçta hatırlatmamızın asıl sebebi,  bu külliyenin Peygamber Efendimizin torunlarından  bize emanet edilmiş bir cami olmasındandır. Cami restore edilirken azami itina gösterilmeli ve öyle güzel bir cami yapılmalıdır ki bir daha gözü dönmüş  arazi mafyasının aklına Vaniköy’e bir otel yapma düşüncesi gelmemelidir.

Tamamen yanmış olan  Vaniköy’deki Muhammed Efendi Camii Vakfı, vâkıfı (vakfedeni),  banileri, hamileri ile ilgili derlediğimiz bilgiler aşağıda sunulmuştur:

Vaniköy camii ve  çevresindeki vakıf malı  arazi, medrese, dükkan, hamam, 18 ev  ve imaretin kime ait olduğunu aynı zamanda  tapu senedi olan vakfiyesinden  nakledelim. Umulur ki o mıntıka hakkında ince hesaplar içinde olanlar tarihi eserleri yakmaktan vazgeçerler: (Kaynak: H.1088 tarihli vakfiyeden) 

 Önce bu camii tesis eden zatın  Peygamber Efendimize dayanan şeceresini kaydedelim:

El Şeyh El Seyyid Muhammed bin El Seyyid  Molla Bistam ibn-i El Seyyid ibn-i Molla Rüstem  ibn-i El Seyyid  El Şeyh Halil ibn-i El Seyyid  Yusuf ibn-i El Seyyid El Şeyh Ali  min evladi Emîr el Müminin el Hasan  ibn-i Emîr  el Müminîn Ali bin Ebi Talib.

Yani bu cami ve yanındaki  müştemilat (medrese, hamam, imaret, arazi, dükkanlar ve  evler) Peygamber Efendimizin Hz. Hasan’dan (AS)  gelen torunu  Vanî Muhammed Efendi ve onun kız erkek evladı  ve evlad-ı evladına  aittir.

Kayıtlarımızda “Seyyid Muhammed Vani  Efendi”  vakfı olarak geçen ve  Vaniköy’e de adını veren Muhammed Vanî Efendiyi, Sadrazam Köprülüzade  Fazıl Ahmet Paşa 1661 senesinde Erzurum’da  vali iken tanımış ve Sadrazam olunca  Van’dan İstanbul’a davet etmişti. Vanî Efendi, eskilerin “nâfizul kelîm” dedikleri sözü  tesirli,dinlenen ve karşılığı olan bir bilge zat  idi.

“Muhammed Efendi,  küçük yaşlarda Hoşap kasabasından ayrılıp Van’a gelerek ilim tahsiline burada başlamış, ardından Tebriz, Gence ve Karabağ’a gitmişti. Karabağ’da hocası Molla Nûreddin Efendi’nin yanında on yıla yakın bir zaman kaldıktan sonra Erzurum’a geçmiş ve İstanbul’a gidinceye kadar orada yaşadı” (İ.A). Padişah tarafından Eminönü’ndeki Valide Sultan Camiine (Yeni Cami) vaiz tayin edilmiş idi.  “Vaniköy’üne aslında “Papaz Bahçesi”  derlerdi.  Buralar, Dördüncü Mehmet Han devrinde  Şeyh-i Sultanî Muhammed Vânî Efendi’ye temlikname ile mülk olarak verildi. Temlikname’de padişah: “Mahmiye-i İstanbul’da ……validem Sultan  Camii şerifinde  (Yeni Cami) vaiz  ve nasih olup şeyh-ı  şuyuhı asr ve vecîh-i dehr olan …… Mevlana Muhammed Vani…” diyordu  ki bu iltifat nadir ulemaya yapılmıştır. Vanî Hazretleri oraya bir  medrese, imaret ve hamam yaptırarak külliye haline getirdi. Ayrıca, kendisi için  sahilde bir yalı (sahilsaray) ve bazı evler ve bahse konu camii şerifi bina etti. Sultan İkinci Mustafa Han  tahta çıkınca mezkur mescide  el yazısıyla büyük  bir levha hediye etti.  Birinci Sultan Mahmud da bu camiye  bir mahfil-i hümayun yaptırdı.  Sultan Mahmud vezirlerinden Devatdar Mehmet Paşa “Küçüksu Kasrı”nı  yeniledikten sonra 1753 senesinde  bu camiyi de yeniledi.  Sultan Mahmud  yaz günlerinde  bu camiye gelir (ve vaaz dinlerdi), o günlerde de cami yeniden tamir olundu.  Dün (15.11.2020) yanan 359 senelik  Vaniköy Camii meydana gelen  yangından sonra dördüncü kere restore edilmiş olacak.

Vanî Efendi,  Şeyhülislam  Minkarîzade Mehmet Efendi’ye de  intisap edip şöhret buldu.  Hazerde ve seferde padişahla  ders  müteâla etmeye memur oldu. Bahçekapısındaki Yeni Camide  Cuma vazifesi (vaizliği) Vanî Muhammed Efendiye verildi. Şehzadeliğinde Sultan İkinci  Mustafa’ya  hoca olarak tayin edildi.  Adıgeçenin vefatından sonra  hocalığa Şeyhulislam olan damadı  Seyyid  Feyzullah Efendi tayin olundu. Feyzullah Efendi meşhur Edirne Vakasına yol açanlardan idi. Vanî’nin iki oğlu  da Edirne vakasından şehid düştü.(İ.A.)

İstanbul Boğaziçinde Vaniköy’de.Vanî Muhammed Efendi vakfına ait eamiin  eski görüntüsü

Ayrıntılı bilgiler Hadikatü’l Cevami  (Cild, 2 Sayfa 168) kayıtlı olan  Seyyid Muhammed Vanî vakfiyesinde özetle,  “Kandilli ile Üsküdar arasında üzüm bağları ve ağaçlarıyla, balık avlama tesisi, caminin doğusunda  18 ev, caminin batısında ise başka araziler ve içinde  ayrıca 7 ev, bir hamam ve  dükkanları da aşağıdaki şartlarla vakfetti…” denilmektedir. Bugün cami dışındaki eserlerin nerede olduğunu sorgulamak gerekirken maalesef caminin kundaklanıp kundaklanmadığını konuşuyoruz.

قد وقف الحديقة المملوكة له الواقعة بين حدية قنديل و بين حديقة قلة من مضافات اسكدار بكرومها و اشجارها و جملة مرافقها و مصيدة السمك الأواقعة فيها. و قف ايضا البيوت المبنية فى شرقى الجامع المبنى فى القرية الجديدة المبنية فى الحديقة المزبورة وهى ثمانية عشر بيتا الثمانية منها محلة والعشرة محلة اخرى . فوقف الواقف هذه البيوت و وقف اراضى المحلة الاخرى الثالثة المبنية فى الغربى الجامع وهى سبعة بيوت والبيوت اى جدرانها و سقوفها وقف زوجة الواقف امة الجبار بنت الشيخ مصطفى و وقف الواقف المذكور الحمام والحوانيت الثلثة المبنية فى الحديقة المذكورة على مرتزقة الجامع و سكان المدرسة و حوائج العمارة التى بناه الواقف المذكور فى الحديقة المذبورة 

Dördüncü Sultan Muradın  imamı ve şehzadelerin hocası meşhur  Vanî  Muhammed Efendi  Boğaziçindeki Vaniköy’ünün müessisidir. Tarikat ehli aleyhine  taassubundan  kaynaklanan  nüfuz gücünü sarf ederek padişahtan aldığı irade ile  tekkeleri ve bu arada mevlevihaneleri  kapattırmıştı.  Fıkıh ve tasavvuf  çekişmesinde fıkıhtan yana olmuştu. Niyazi Mısri’yi Limni’ye sürdürmüştü. Sebetay Sevi’yi sorgulamış ve ona Müslümanlığı kabul ettirmişti. (!?)   H.1076 senesinde  Mevlevilerin semalarını  ve Halvetilerin rakslarını  men ve Edirne’ye tabi “Babaeski” ve Bektaşi tekkesini yıktırmıştı. 1081’de şarap satılmaması için  emirler verdirmişti. Bu zat son zamanlarda Viyana hezimeti üzerine gözden düştü ve  padişah tarafından  sevilmesine rağmen Bursa “Kestel”e  sürgün edildi. 1096’da orada vefat eyledi..

Seyyid Muhammed Vanî’nin te’lif ettiği kitaplar ve diğer vakıf eserleri:

Bursa’nın Kestel bölgesinde bir cami, medrese ve dershanesi vardır. Medrese yedi odalıdır ve imareti de vardır.  Arapça olan vakfiyesinde genel vakıf şartları arasında şu ibareler dikkat çekmektedir:

 Bursa Kestel’de Vanî Muhammed Efendi Vakfı Camii ve türbesi

 “İmamlardan her biri camide sünnet üzere hitap ederler, teğanni (elhan) ve bid’attan yüz çevirirler”. Müezzinler  için de şöyle demiştir: “ Müezzinler sünnet üzere beş vakti  bilirler kötü ses çıkarmaktan yüz çevirirler”.

Adıgeçenin “Arâisü’l Kurân”  ve “Hülasatü’l Tefâsir”  (Nefaisü’l Furkan) namlarında iki (üç)  eseri ve  sair telifleri vardır”.

Şeyh Muhammed Vanî’nin 1076 tarihinde Mevlevi ayinlerini men ettirdiğini yukarıda yazdık. Mevleviler bundan çok  müteessir olmuşlardı. Padişahın yanından “Kestel”e  sürüldüğü vakit  hakkında şu kıtayı söylediler:

Vânî-i canî gelince devlete                Eyledi âyin-i Mevlanayı red

Hazret-i Molla onu bir attı kim     “Ez çüdayîha şikayet mîkuned” (*)

(*) Ez çüdayîha şikayet mîkuned  ibaresi Mevlana Mesnevisinin ilk mısraı olup “ayrılıklardan şikayet ediyor” demektir.

Yorumlar (6)
Fatih 2 yıl önce
Anlaşıldı Türkiye Karabağ'a vefa borcunu ödüyor. 20 sene Ermenilerin esaretinde kalmış olan Karabağ alimleri meğer ne adamlar yetiştirmiş.
Sunay 2 yıl önce
Çok bilgilendirici bir yazı.Okudukça daha çok üzüldüm böyle bir değerin yok olmasina
Kübra kahtaman 2 yıl önce
Sayın Osman Şahin elinize sağlık..
Bu yazınız ceddin mirasından bî haber olduğumuzu ve koryamadığımızı anlatıyor...
Bizi bu güzel yazılarınızla aydınlattığı kız için Cook teşekkürler
Osman Şahin 2 yıl önce
Vanî Şeyh Muhammed Efendinin Vaniköy'de bir de çeşmesi vardır.
Mustafa Şenol 2 yıl önce
Kalemine sağlık değerli kardeşim!
Ülkemizin en önemli meselesinin "adam" yetiştirmek olduğu bir kere daha tebarüz etmiştir!
Fatma Nur 2 yıl önce
Değerli Osman Bey. Günümüzü anlatırken geçmişe de bir pencere açtınız. Bu güzel açıklayıcı yazınızdan dolayı teşekkürlerimi ve saygılarımı sunarım.
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?