Yetim Vakfı sığınmacı çocuklar konusuna dikkat çekti
Yetim Vakfı, Pazarkule Sınır Kapısı’nda mültecilerin durumuna dikkat çekmek için bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada Almanya’nın refakatsiz çocukları alacağını ifade etmesinin çocuk istismarı ile ilgili ciddi endişe yarattığı ve buna karşı acil önlem alınması gerektiği vurgulandı

NESLİHAN ÖNDER / İSTANBUL
Türkiye’nin Avrupa’ya açılan sınır kapılarını mültecilerin geçişine serbest bırakmasının ardından on binlerce insan sınırlara akın etti. Burada Yunanistan’ın sert müdahalesiyle karşılaşan mülteciler, umut dolu bekleyişlerini sürdürüyor. Tüm uluslararası anlaşmaları ve insan haklarını hiçe sayan Avrupa, yeni bir göç dalgasını kabul etmemeye direnirken, Almanya geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada 14 yaşın altındaki refakatsiz çocukları ülkeye alacağını söyledi. Yaşanan gelişmeler üzerine Yetim Vakfı, Edirne Pazarkule Sınır Kapısı’nda bir basın açıklaması düzenledi. Basın açıklamasını Yetim Vakfı adına Abdullah Yılmaz yaptı.
“ÇOCUKLARI AİLELERİNDEN KOPARMAK DOĞRU DEĞİL”
Pazarkule Sınır Kapısı’ndan Avrupa’ya geçmeye çalışırken Yunanistan’ın sert müdahalesiyle karşılaşan mültecilerin durumuna dikkat çekmek için düzenlenen basın açıklamasında refakatsiz çocukların durumları ile ilgili gözlemler paylaşıldı. Almanya’nın refakatsiz çocukları alacağını ifade etmesinin ardından çocukların istismarı ile ilgili ciddi endişe yaşandığı ve buna karşı acil önlem alınması gerektiği vurgulandı. Çocukların yüksek yararı adına basın açıklaması yaptıklarını ifade eden Abdullah Yılmaz, “Bizler biliyoruz ki, çocukların gelişiminde aile en önemli müessesesidir. Onları ailelerinden uzaklaştırmak/koparmak asla doğru değildir. Suriye’deki iç savaş süresince Almanya’ya göç eden mülteciler içerisinde bulunan çocuklardan sayıları tam olarak bilinemeyen on binlercesi şu anda ne yazık ki kayıptır” dedi.
“ÇOCUKLARIN BİRİNCİ GÜNDEMİ HAYATTA KALABİLMEK”
“Çocuklar, özel ilgiye ihtiyaç duymaları nedeniyle, maruz kalabilecekleri zorluklar karşısında daha savunmasız olmaktadırlar. Bu zorluklara ebeveyn kaybını da eklediğimizde söz konusu hassasiyet daha da artmaktadır” diyen Yılmaz, “Şu anda bulunduğumuz alanda, dünyanın birçok bölgesinde ve özellikle Suriye’de dokuz yıldır süregelen iç savaştan kaynaklı olarak büyük dramlar yaşanmaktadır. Kuşkusuz bu olumsuz koşullardan da yine en çok çocuklar etkilenmektedir. Çıkarlarını insan haklarının önüne koyan kimi Batılı devletlerin ve Suriye rejiminin zalimce yürüttüğü politikalar sonucu, yaşları itibariyle çok daha farklı gündemlere sahip olması gereken bu çocukların birinci gündemi ne yazık ki hayatta kalabilmektir” ifadelerini kullandı.
“VİCDAN SAHİBİ HER İNSAN DÜŞÜNMELİDİR”
Yılmaz, “Çocukların bu olumsuz durumu hayatlarının ilerleyen safhalarında fiziksel ve ruhsal sorunlara zemin hazırlayacağı ihtimalini güçlendirmektedir. Almanya’nın almış olduğu bu son karar biraz evvel bahsetmiş olduğumuz durum dikkate alındığında fevkalade endişe verici olup, yeni çocuk kayıplarının ortaya çıkma olasılığını düşündürmektedir. Çocukların ebeveynlerine en çok ihtiyaç duydukları dönemde onlardan koparılarak adeta bir asimilasyon sürecine sokulmaya çalışılmasının o çocuklar açısından getireceği yıkıcı sonuçlar vicdan sahibi her insanı düşündürmelidir” diye konuştu.
“İNSAN HAKLARINA UYGUN MUAMELE EDİLMELİDİR”
Almanya başta olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “9 yıldır yaşanan ölümlerin ve mağduriyetlerin son bulması için çaba gösterilmelidir. Avrupa’ya göç etmek isteyen mültecilere “amasız ve fakatsız” insan hakları göz önünde bulundurularak muamele edilmesi, çocukların ailelerinden koparılarak değil, aileleriyle birlikte ülkelere kabul edilmesi büyük önem arz etmektedir” şeklinde konuştu.
“HALEP’TEKİ İLE PARİS’TEKİ ÇOCUĞUN FARKI YOK”
Son günlerde Yunanistan zulmü üzerine yaşanan mülteci dramına da değinen Yılmaz, “Bizim için dünyaya katacağı güzellik açısından Halep’teki bir çocukla Paris’teki bir çocuk arasında fark yoktur. Zira sağlıklı yetiştirilemeyen bir çocuğun dünyaya verebileceği zarar bölgeyle sınırlandırılamaz. Unutulmamalı ki ortaya konan bu müessif irade bumerang gibi bir gün Avrupa’yı da hedef alabilir. Zira kararan her hayat dünya refahının önünde bir engeldir. Birilerinin çocuklar üzerinde yapmış oldukları hesaplar, DEAŞ vb. yapılarda kullanılmak üzere ücretli terörist, çocuk işçiliği, gayri meşru insan ticareti ve daha çeşitli olumsuzlukları da düşündürmekte olup akl-ı selim sahibi herkesi uyarıyoruz” dedi.
“DEVLETLERİ SAVAŞI DURDURMAYA VE SİVİLLERİ KORUMAYA DAVET EDİYORUZ”
Yılmaz, Avrupalıları gelecek nesilleri nezdinde mahcup olmayacakları insancıl ve hukuka bağlı bir mülteci politikası izlemeye davet ettiklerini söyleyerek, “Bu meyanda tüm ülkeleri Suriye’deki katliamlara karşı durmaya, milyonlarca sivili korumaya ve oluşan mülteci meselesini çözmek için ellerindeki tüm diplomatik araçları kullanmaya çağırıyoruz. Bilinmelidir ki bu konuda zamanında harekete geçmeyenler hem vicdani hem de hukuki sorumluluktan kendilerini asla kurtaramayacaklardır. Zira tarih ve insanlık her şeyi not etmektedir” ifadelerini kullandı.
Dinci yapıya sahip kişiler; kendilerinin bağlı olduğu TARİKATLERİN KİTAPLARI haricinde hiç DÜNYA
ve TÜRKİYE'ye mal olmuş yazar, şair, karikatüristleri izlemişlermidir acaba. Kafa dar olunca; oraya buraya SAVRULMALARI o kadar kolay ki.