Azerbaycan'da isyan tehlikesi
Azerbaycan'da yaşanan ekonomik gerilim bazı bölgelerde halk ayaklanmalarına dönüşmeye başladı

İbrahim Ali | Bakü
Son bir ay içerisinde yaşanan gelişmeler Azerbaycan’da gerilimin büyük bir hızla tırmanmasına neden oldu. Ulusal para birimi manatın dolar karşısında son bir yıl içerisinde ikinci kez değer kaybetmesi, hem de bu değer kaybının, bir gece içerisinde yüzde 50’den fazla olması sadece ülke bütçesini etkilemekle kalmadı, birkaç gün gibi kısa süre zarfında açlık sınırının da altında hayatını sürdürmek zorunda kalan halka yansıdı.
1993 yılından bugüne kadar iktidarda bulunan Aliyev ailesi ve hükümetinin, ülkenin “örnek gelişme kaydeden” devletler içerisinde gösterme çabası da yetersiz kaldı.
Gözlemciler devlet başkanı seçilmesinden sonra ilk defa İlham Aliyev’in bu kadar endişeli olduğunu “yılbaşı kutlaması” sırasında ortaya çıktığını söylüyorlar. Gerçekten de eurovision şarkı yarışması, birinci Avrupa Oyunları, çeşitli spor dallarında düzenlenen dünya ve avrupa şampiyonları ile dünya gündemine gelen Azerbaycan’ın gerçek yüzü, manatın büyük değer kaybı sonrasında gözler önüne serilmiş oluyordu.
İLK HALK AYAKLANMALARI BÖLGELERDE BAŞLADI
Siyezen, Ağsu, Lenkeran, Füzuli, Masallı gibi bölgelerde, vatandaşların, hiçbir kurumun, grubun desteğini almadan sokaklara döküldüğü gözlemlendi. Devlet yetkilileri anında açıklama yaparak, gerçekte hiçbir varlık gösteremeyen, üstelik halk desteğinden de yoksun siyasi muhalefeti suçladı. Onların yanı sıra aşırı dini grupların da olayları organize ettiği öne sürüldü.
Eski komünist yöneticilerinin en bariz hastalığı, bir kere daha ortaya çıkmış oluyordu. Halkın derdini dinlemeden, sorumlu hemen bulunuyordu; aşırı gruplar...
Hakikat ise çok basitti. 150 milyar doların üzerinde petrol gelirinin geldiği ülkenin vatandaşları, hiçbir zaman bunun sefasını sürememesine, açlık sınırında yaşamasına rağmen hükümete baş kaldırmamayı tercih etmişti. Bunun çok çeşitli nedenleri bulunmasına rağmen şu anki yazımızın konusu bu değil.
Petrol gelirleri ülke genelinde çeşitli ticari canlanmanın yaşanması ile sonuçlanmış ve ekonomik canlanma sonucunda insanların önemli bir kısmı iş bulma fırsatı elde etmişti. Ancak bu fırsat o kadar kısıtlı idi ki halk ilk kriz sırasında evine ekmek dahi götüremez duruma geldi
Aliyev iktidarı, halk ayaklanmasının genişleyeceğinden endişe duyarak “önlemler” alınacağını duyurdu. Zamların durdurulması için alınan önlemler kısmen işe de yaradı. Örneğin buğday ve un mamüllerine uygulanan KDV kaldırıldı, gümrük birimlerine, oligarklar tarafından uygulanan tekelin kaldırılması yönünde talimatlar verilmeğe başladı. Bu önlemlerin yeterli olduğu, düşünülemez. Ancak en azından krizin birkaç ay daha ertelenmesi ile sonuçlanabilir.
KRİZDE RUSYA ETKİSİ
Rusya başbakanı Dimitri Medvedev, yapmış olduğu son açıklamalardan birinde, ülkesinin ekonomik durumunun vahim olduğunu itiraf etmek zorunda kaldı. Rusya’nın Ukrayna topraklarını işgale girişmesi, sadece kendisinin sonunun gelmesi ile sonuçlanmayabilir. Bunun yanı sıra Rusya ekonomisi ile yakın ilişki içerisinde olan ülkeler de bundan olumsuz yönde etkilenmeye başladı. Azerbaycan vatandaşlarının 2-3 milyonunun geçici olarak Rusya’da ikamet ettiği bilinen bir gerçek. Rusya’da ikamet eden Azerbaycan vatandaşlarının geri dönüş sürecinin 2 yıl öncesinden başlanması, 2015 yılı Azerbaycan devlet bütçesinin 90 dolar üzerinden hesaplanması, kriz öncesinde binlerce özel şirketin iflasını ilan etmesi krizin boyutlarını görme açısından önemli ipuçları verebilir.