Pasdarlar, Pasdar'a karşı
İran'da hesaplar, 2012 Mart ayında yapılacak seçimlere göre yapılıyor. Ucu açık ve çok bilinmeyenli denklem var ortada ve şimdilik kimse çözümün nasıl olacağını bilmiyor.

Recai Tebrizi/ Dünya Bülteni/Tahran
İran devriminin ilk ayları... Henüz yeni kurulan ve çoğunluğu üniversite öğrencilerinden oluşan Pasdarlar, Tahran'daki ABD elçiliğini "fitne ve istihbarat yuvası" olduğu için basar. içerdeki Amerikalılar rehin alınır. kadınlar ve zencilerin dışındaki Amerikan görevlileri 400 günden fazla İran'da tutsak olarak tutulur. İddialar, o Pasdarların içerisinde şimdiki cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad'ın da olduğu yönündedir.
Sene 2009...
Ahmedinecad, 2009 yılında ikinci kez cumhurbaşkanı seçilir. Diğer cumhurbaşkanlığı adayları Musavi ve Kerrubi, seçimleri şaibeli olduğu gerekçesiyle protesto eder. İran halkı, protestolara büyük destek verir. Yönetimin tepkisi ilk basta şaşkınlık, ardından sert tepkidir. Dini lider Hamaney'in destek verdiği Ahmedinecad'ın cumhurbaşkanlığı, Pasdarlar ve onların alt kurulusu olan Besij milislerinin müdahalesiyle bastırılır. Binlerce kişi tutuklanır. Ahmedinecad, dini liderden sonraki en büyük desteği, devrimin bekçileri olan Pasdarlardan almıştır.
Sene 2011...
17 Nisan'da Ahmedinecad'ın istihbarat Bakanı etrafında başlattığı direniş giderek gelişir. İran'ın gelenekçi siyasi yapısı adeta çatırdar. İran cumhurbaşkanı, dini lidere ters mi düştü, sorusu yankılanır Tahran'da.
İran siyaseti, o zamana kadar eşine az rastlanır bir mücadelenin içerisinde bulur kendisini. Reformist ve radikal olarak ikiye bölünen siyaset sahnesi, liberal radikal adı verilen Ahmedinecad ekibine de yer açar istemeden. Dini lider Hamaney ve Ahmedinecad arasında var olan baba oğul ilişkisi, bozulmasa bile sarsılmıştır.
Ahmedinecad, rejimin temel unsurlarının hepsiyle çatışmaya girer. Önce meclisle çatışır, muhatabı meclis başkanı Ali Laricani olur. Ayetullah oğlu Laricani, sert kayadır. Meclis radikallerden oluşmaktadır. Ahmedinecad, meclisle girdiği çatışmada ağır darbeler alır. Gençlik ve spor bakanı reddedilir, hakkında meclis soruşturma önerisi verilir. Cumhurbaşkanı hakkında gensoru önergesi bile verilmesi gündeme gelir.
Mahmud Ahmedinecad, yargıyla da çatışmaya girer. Yargının basında, meclis başkanının kardeşi sadik Laricani vardır. Ahmedinecad'a yakın adamların birer birer tutuklanması etrafındaki çemberi daraltır. Tutuklamaları, polis değil de devrim muhafızlarının yapması ise, işin dikkat çeken bir başka boyutudur. Haklarında çok sayıda iddia bulunan dünürü Meshai ve yakın adamı Baghei'ye kadar yaklaşan tutuklamalar, İran cumhurbaşkanını tepki vermeye iter. Eğer bu ikisi de tutuklanırsa, sıranın kimde olacağı sorusunun cevabi ise çok nettir. Ahmedinecad, savaşında yargıya karşı kırmızı çizgiyi çizer: Kabinem ve ekibim kırmızı çizgilerimdir. Dokunmaya kalkışırsanız, karşı atağa geçerim.
Devrimin silahlı gücü de kendisini bu mücadelenin içerisinde bulur. Devrim muhafızları, Mahmud Ahmedinecad'ın bir zamanlar üyesi olduğu iddia edilen Pasdarları da çeker siyaset savaşına. İran'ın sınır ve gümrük güvenliğinden de sorumlu olan Pasdarları sigara kaçakçılığıyla ve ülkeye gümrüksüz mal sokarak, devlet hazinesine zarar vermekle suçlar. İsim vermeden 'kaçakçı kardeşlerimiz' dediğinde iddianın adresi aslında bellidir.
Ülke ekonomisinin %30 unu fonlar ve şirketler vasıtasıyla kontrol eden Pasdarlar, savunmaya geçer. Kanunsuz is yapmadıklarını açıklar, General Caferi, Pasdarların komutanı. Basına konuşma alışkanlığı olmayan Pasdarlar, (çok bilindik tabirle) yandaş basına röportaj verir. İki gün boyunca yayınlanan röportajda Pasdarlarin karşı atağa geçeceğinin de mesajı vardır. General Caferi; tutuklamaları da savunur; Yargının bize verdiği görevi gerçekleştirdik, der.
İran siyasetindeki çalkantılı günler devam ediyor. Hesaplar, 2012 Mart ayında yapılacak seçimlere göre yapılıyor. Ucu açık ve çok bilinmeyenli denklem var ortada ve şimdilik kimse çözümün nasıl olacağını bilmiyor. İran'da 30 yıldır denge ve itaat üzerine kurulmuş siyasi yapı, kolay pes etmeyecek, burası kesin. Ama kesin olan bir şey daha var. Hiç bir şey eskisi gibi de olmayacak.
Ahmedinecad'la ilgili en çarpıcı yorum da su şekilde: Bu kadar arı kovanına çomak soktuğuna göre ya çok cesur, ya da çok cahil...