Suriye'de değişen denklemler
Suriye'de Esed güçlerinin Türkiye'nin güvenliği için PKK/PYD'den temizleme operasyonu olan Zeytin Dalı Harekatı'nı başlattığı Afrin bölgesine silahlı güçlerini göndereceğinin ilanı üzerine bölgede yeni denklemlerin ve pazarlıkların olduğu öngörüleri ortaya çıktı.

SETA/ Veysel Kurt - M.Ü Siyasal Bilgiler / Prof.Dr.Cengiz Tomar
Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin bölgesinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK), bir yandan terör örgütü PKK/PYD güçleri ile mücadele ederken bu sabah Suriye kaynaklı ajanslardan açıklanan Beşşar Esed'in silahlı güçlerini Afrin'e göndereceği haberi akıllarda ABD-Türkiye-Rusya denkleminde yeni formüller üzerinde çalışıldığını düşündürdü.
Konu ile ilgili Siyaset, Ekonomik ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA)'dan Ortadoğu Uzmanı Veysel Kurt, Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Cengiz Tomar'a değişen yeni dengelerin uluslararası arenada ve bölgedeki yansımaları üzerine fikirlerini sorduk.
ÖNEMLİ KIRILMA NOKTASI OLACAKTIR
Prof. Dr. Cengiz Tomar, "Esed’e bağlı güçlerin Afrin’e girmesi gündemde, sahadaki denklem nasıl şekillenir?" sorusuna;
"Çok önemli bir kırılma noktası olur. Bundan sonra Türkiye nasıl bir tutum alır bunu görmek lazım. Dışişleri Bakanı, şayet PYD bölgeden çıkarılırsa Türkiye’nin bunu olumlu karşılayacağını ifade etti. Ancak PYD’nin buna razı olacağını sanmıyorum. Taktik bir hamle olarak görünüyor. Bu durumda da Türkiye’nin operasyonu devam edebilir. ABD’nin PYD ile Afrin’de nasıl bir tutum alacağı önemli. Burada Rusya’nın tutumu ehemmiyet taşıyor. Ama şimdilik bir şey söylemek için erken. Rejim'i yöneten Rusya ve biraz da İran. Rejim ile PYD arasındaki anlaşmayı görmek lazım. Ayrıca İran faktörü sahada önemli." dedi
Veysel Kurt'un konu ile ilgili yorumu ise, "Rejime yakın kaynakların verdikleri bilgilere göre, rejim Afrin’e girerse, eğer yayınladıkları maddeler de doğruysa, bu resmen Afrin’in teslim alınması anlamına gelecektir. Ortada YPG’nin bölgeyi boşaltması, cephaneleri ve silahları teslim etmesi, askere aldıkları kişilerin rejim saflarına geçmesi vs maddeler dolaşıyor, bunların doğru olup olmadığını bilmiyoruz. Bunlar rejime yakın kaynaklardan geliyor. Mesela YPG birkaç saat önce bir anlaşmaya varılmadı diye bir açıklama yaptı. Fakat en nihayetinde bu hamlenin Türkiye açısından kritik olan tarafı şu; Rejim Afrin’e ne amaçla girecek? PYD ile işbirliği yapmak için mi yoksa Afrin’i YPG’den temizlemek için mi girecekler? Eğer PYD’yi koruyacak ya da işbirliği yapacak şekilde girerse Türkiye’nin tavrı değişmez. Hangi şemsiye altında olursa olsun YPG Türkiye için bir tehdittir. Kaldı ki Rusya’nın İran’a rağmen buna razı olacağını düşünmüyorum. Rusya’nın Türkiye ile aldığı mesafeyi YPG’nin Afrin’de tutunabilmesi uğruna heba edeceğini düşünmüyorum." oldu.
ABD VE İRAN KARŞI KARŞIYA GELEBİLİR
Yakın gelecekte bölgeyi bekleyen tehlikeler konusunda da kısa bir analiz yapan Prof. Dr. Cengiz Tomar, "Bölgesel ve uluslararası konvansiyonel savaş da dâhil şu anda Suriye her şeye açık maalesef. ABD’nin Türkiye ile görüştükten sonraki tutumu ile Rusya’nın PYD ve rejim arasındaki tutumu belirleyici olacak. ABD ve müttefikleri ile İran Suriye'de karşı karşıya gelebilir." dedi.
TERÖR ÖRGÜTLERİ DESTEK BULUYOR
Veysel Kurt bölgede aktif olan terör örgütlerine dikkat çekerek, "En önemli tehlike terör örgütlerinin destek bulmasıdır. Suriye’de iç savaşın bu kadar uzamasının sebebi budur. ABD’nin YPG’ye yatırımı ya da DEAŞ ve PKK gibi örgütlerin her an sahaya sürülecek bir koz olarak durması önemli bir tehlike unsurudur." diyor.
Suriye Ordusunun Afrin’de sahada olmasının Türkiye’yi nasıl etkileyeceği konuusnda "Sahada olmak önemli" diyen Prof. Dr. Cengiz Tomar, "Türkiye’nin sahada olması önemli. Masada olmak için sahada olmak gerekiyor. Kuzey Suriye Türkiye için tehdit oluşturuyor. Tabi sahada olunca da her türlü tehdit mevcut. Ancak şu an bir şeyler söylemek için erken." yorumunu yaptı.
TÜRKİYE İÇİN TEHDİT DEĞİŞMEZ
"Rejimin bölgeye nasıl girdiği önemli" diyen Veysel Kurt, "Eğer YGP’yi korumak için gireceklerse PYD hangi şemsiye altına olursa olsun, bulunduğu her yerde Türkiye’nin hedefidir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Fırat’ın doğusunda; Münbiç’te de Afrin’de de bunu vurgulamasının temel sebebi budur. İster ABD şemsiyesi altında olsun, ister Esed’in şemsiyesi altında Türkiye için tehdit anlamında değişen bir şey olmaz. Bu yüzden bölgeden PYD’yi çıkarmak için operasyonun kaldığı yerden devam edeceğini öngörüyorum. Fakat rejim eğer Afrin’i, PYD’den temizlemek üzere girerlerse düzlem değişecektir. Türkiye Suriye nezdinde ortaya koyduğu siyasi hedeflerin peşinde koşmaktadır. Birincisi terörün bertaraf edilmesi, ikincisinde Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasıdır. Bu iki siyasal hedef, Türkiye’nin sahadaki hareket tarzını şekillendirmektedir." dedi.
Özel Haber/Ezgi Aşık