banner39

Irak'ta İŞİD, ordudan daha güçlü

Irak'ta yönetimdeki zayıflık orduya da sirayet etmiş durumda. Batılı gözlemcilere göre, direnişçilerin elinde ordununkilerden daha iyi silahlar bulunuyor.

Irak 29.04.2014, 16:46 29.04.2014, 17:00
Irak'ta İŞİD, ordudan daha güçlü

Dünya Bülteni/ Haber Merkezi

Irak Ordusu, ülkedeki yönetim zaafından kaynaklanan sebeplerle silahlı gruplarla mücadelede etkin bir rol üstlenemiyor. Ülkede birçok bölge silahlı direniş grupları tarafından kontrol ediliyor. Ordunun üst düzey yöneticileri, ellerinde direnişçilerinki kadar bile ekipman olmadığını ifade ediyor. The WSJ, seçimlere doğru Irak'taki güvenlik krizinin geniş bir fotoğrafını çekti. 

Irak işgal sonrası Çarşamba günü yapılacak ilk parlamento seçimlerine hazırlanırken, Irak ve Amerikalı generallere, siyasetçi ve analistlere göre morali bozuk ve yetersiz olan Irak Ordusu daha iyi silahları olan, daha iyi eğitimli ve daha fazla motive olmuş direnişçilere karşı savaşı kaybediyor.

The Wall Street Journal'e konuşan Kerkük'te bulunan Irak Ordusu 12.Bölük Komutanı General Muhammed Halef Said Ed-Delimi, "Şiddetin bedenimizi nasıl kemirdiğini görebilirsiniz. Bizler iyi eğitimli bir düşmanla karşı karşıyayız. Bu bölgede birçok büyük saldırı gerçekleşti." ifadelerini kullandı.

Direnişçiler sürpriz operasyonlar yapıp şehirlerde birçok bölgeyi ele geçirebiliyor, ele geçirdikleri bölgeyi haftalarca hatta aylarca koruyabiliyorlar. Kaleleri durumunda olan batıda ise çok daha güçlüler.

Irak-Şam İslam Ordusu (IŞID) örgütü özellikle Bağdat'ta bulunan oy verilecek yerleri ve oy verenleri hedef olarak ilan etti. Gittikçe büyüyen IŞID, şimdiden başkentin dış mahallelerindeki bazı noktaları ele geçirmiş durumda.

Maliki, ülkenin üç temel siyasi bloğu olan Sünni Araplar, Kürtler ve Şiiler arasındaki düğümü çözemediğini gösterdi. Yabancı diplomatlar, politikacılar ve analistler Maliki'nin yavaş yavaş çöken bir hükümeti yönettiğini düşünüyor.

Kürdistan Bölgesel Başkanı Mesut Barzani'nin özel temsilcisi Fuat Hüseyin "Bağdat'la ortaklığımız başarısız sonuçlandı. Eğer seçimlerden sonra Kürtler, Sünniler ve Şiiler birlikte çalışamaz durumda olursa, Irak yönetimi çöküşe doğru gider" ifadelerini kullandı.

Bütçe konusunda Maliki taraftarları ve Kürtler arasındaki anlaşmazlıktan kaynaklı iş bırakmalar nedeniyle neredeyse bir aydır Parlamento toplanmıyor. Iraklı Sünni gruplar ise Maliki'yi terörizmle savaş bahanesiyle Sünnilere etnik temizlik uygulamakla suçluyor. Gerilim artarken Maliki üçüncü dönem başkanlığı için mahkeme kararı çıkaracak gibi görünüyor. Geçen ay kilitlenen parlamentoyu esnek hukuku kullanarak anayasal olarak ilga edebileceği tehdidinde bulundu. Bu da ona ülkenin neredeyse 150 milyar dolarlık bütçesini tek başına kullanma yetkisi veriyor.

Son şiddet olayları Maliki'nin güvenlik güçlerine birkaç ay önce Ramadi kampındaki protestocuları dağıtma emri verdikten sonra başladı. Maliki Ramadi'nin El-Kaide'nin bir üssü olduğunu iddia ediyordu.

Binlerce tam teçhizatlı direnişçi Ocak ayında Anbar şehrinde, Ramadi yakınlarında ve Bağdat'a bir saatten az uzaklıkta olan Felluce'de ortaya çıktı. General Ed-Delemi, IŞID'ın büyük ve sofistike füzeleri, cephaneleri ve silahları Suriye'den getirdiğini iddia ediyor. Delemi, "Güvenlik kuvvetleri, milislerin kendilerinden daha iyi ekipmanla gördüklerinde şaşkına uğradılar. Bizim askerlerimizde AK-47'den başka silah bulunmuyor." dedi.

General Delemi neredeyse on yıldır Amerikan birliklerinde eğitilmelerine rağmen Irak Ordusu'nun ekipmanının yetersiz olduğunu ve motivasyonlarının da oldukça düşük olduğunu söylüyor.

Irak Ordusu çok basit manevralara bile kanabiliyor. Temel askeri lojistik bilgilerinden bile mahrum olan bölgesel komutanlar, askerler için yiyecek tedarikinde bile yetersiz kalabiliyor. Birçok asker yemek çalmak zorunda kalıyor. Bazıları ise yiyecek bulamadığından birliklerini terk ediyor.

Delemi, askeri ekipman yetersizliğini şöyle ifade ediyor: "1980'deki İran savaşı sırasında gece uçuşu yapabilen uçakları kontrol ediyorduk. Şimdi yıl 2014 ve elimizde bunlardan hiç yok."

General Delemi, Ramadi çatışmasının, hezimete uğradıkları çatışmalardan sadece biri olduğunu söylüyor ve bu çatışmayla IŞID'ın Anbar şehrinin kuzey ve doğusuna açıldığını ekliyor.

Silahlı nakil araçlarının eksikliğinden dolayı ağır silahlar taşıyan konvoylar sürekli saldırıya maruz kalıyor ve Anbar şehrine henüz ulaşmadan ele geçiriliyor. General Delemi, Irak'ın kaybının sorumlusu olarak ABD'yi suçlu buluyor. Apaçi helikopterlerinin yıllardır istendiğini ve eğer helikopterler olsaydı çatışmaların çoğunun çabucak biteceğini de söylüyor. Irak Ordusu'nun az sayıdaki helikopterlerinin kendi füzelerini atacak durumda bile olmadığını, bunun modern savaş gücünde bir anakronizm olduğunu belirtiyor.

ABD'li yetkililer silah transferini hızlandırma noktasında çalışmaları olduğunu ve şimdiye kadar bazı silah, cephanelik, füze ve helikopterlerin sağlandığını söylüyor. Ayrıca yetkililer F-16 satışı ve Apaçi helikopter satışı yapabileceklerini ancak Irak hükümetinin ödeme yapmasını ve ordu harcamalarını artırmalarını beklediklerini ifade ediyor.

ABD Ordusu'nun Irak Güvenlik İşbirliği Ofisi şefi Teğmen Robert Caslen "Tam manada profesyonel bir güvenlik gücü oluşturma konsepti ABD'nin Irak'tan çekilmesiyle son buldu." diyor. Caslen ve daha önceki komutanlar Irak Ordusu'na yetiştirilmek üzere bir askeri akademi kurulması ve işletilmesi için yardımda bulunmuş, ABD ordusunun ayrılmasından bir yıl sonra ziyarete gelen Caslen akademiyi tamamen boş bulmuş.

General Caslen, Iraklıların ordunun üst düzey kademelerinde etnik ve mezhepsel farklılıkları sürdürdüklerini söylüyor. Caslen ve General Delemi bir noktada aynı fikirdeler: Ordunun başarısızlığı Bağdat'taki siyasi karışıklıktan kaynaklanıyor. İki komutan da Çarşamba günü yapılacak seçimlerle birlikte orduda bir reform yapılacağına dair az da olsa ümitliler.

 

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?