banner39

Mukteda es-Sadr'dan sünni halka teşekkür

Mukteda es-Sadr destekçilerini Bağdat’ta toplayarak İran yanlısı güçleri eleştirdi, Sünni halka teşekkür etti.

Irak 16.07.2022, 18:07 16.07.2022, 18:10
Mukteda es-Sadr'dan sünni halka teşekkür

Irak’ta Sadr Hareketinin lideri Mukteda es-Sadr, ‘toplu cuma namazının’ ardından, (Şii) Koordinasyon Çerçevesi’ndeki rakiplerine, yeni hükümetin kurulması için 11 şart öne sürerek yeşil ışık yaktı.  

Farklı kentlerden gelen Sadr Hareketi’nin on binlerce destekçisi, Mukteda es-Sadr'ın davetine icabet ederek Bağdat’ta Sadr kentinde toplu Cuma namazı kıldı. Meclis’ten çekilmesine rağmen, siyasi süreçte ve yeni bir hükümet kurma sürecinde hala oldukça etkili olan Sadr'ın destekçileri, ülkenin dört bir yanından gelerek Sadr şehrindeki El-Fellah Caddesi'ni doldurdu. Yeşil Bölge girişi çıkışlara kapatıldı ve başkentte sıkı güvenlik önlemleri alındı. 2021 genel seçim sonuçlarının açıklanmasından bu yana Sadr Hareketi ve Şii koordinasyon Çerçevesi, hükümet kuracak bir formül üzerinde uzlaşamadı. Sadr, 73 milletvekili kazanarak Sünni ve Kürt bloklarıyla ittifak halinde bir ‘çoğunluk hükümeti kurmak’, muhalifleri ise koordinasyon çerçevesi liderliğinde bir konsensüs hükümeti kurmak istemekteydi. Sadr Bloğu milletvekillerinin haziran ayında meclisten çekilmesiyle birlikte, Koordinasyon Çerçevesi Meclisteki çoğunluğu elde etmiş oldu. Ancak şu ana kadar başbakan adayının belirlenmesi amacıyla bir meclis oturumu düzenlenemedi.  

Cuma vaizi Şeyh Mahmud el-Ceyyaşi, Mukteda es-Sadr'ın, ‘hükümetin kurulabilmesi’ için 11 şartını içeren mesajını aktardı. Siyasi gözlemciler, bu koşulların hükümetin oluşumu üzerinde kısıtlama uygulama girişimi olarak değerlendirdi. Bu şartların bir kısmının yerine getirilmesinin mümkün olmadığı, bir kısmının ise Koordinasyon Çerçevesi içindeki görüş ayrılıklarını derinleştirebileceği değerlendirildi. Ceyyaşi, Mukteda es-Sadr’ın mesajını okudu. Sadr mesajında, “Şimdi zorlu ve engebeli bir yol ayrımındayız, hüsnü zan beslemediğimiz ve daha önce denediğimiz bazıları hükümet kurmaya yelteniyor” diyerek, Nuri el-Maliki'ye atıfla, bunun kabul edilemez olduğunu belirtti. 

Sadr, hükümet kurmak isteyen güçlere, ‘işgalin geri kalanını’ diplomatik ve parlamenter yollarla ülkeden çıkarma çağrısında bulundu. Her ne kadar ABD’lilerin bulunduğu bölgelere yönelik füze ve insansız hava araçlarıyla yapılan saldırılar son aylarda durmuş olsa da Sadr’ın bu tutumu, ‘işgali’ silah zoruyla çıkarma tehdidinde bulunan ‘milis güçlerinin’ tutumuna kıyasla esnek bir pozisyon olarak yorumlandı.  

Sadr ayrıca Şii siyasileri “Allah'a tövbe etmeye ve yozlaşmış üyelerini yargıya teslim etmeye” davet etti. Necef'teki en yüksek dini otoritenin istisnasız tüm politikacılara kapılarını kapattığını hatırlatan Sadr, bunun bile tek başına, Şii siyasilere ağır bir mesaj olduğunu, dolayısıyla önce Allah’u Teâla'dan mağfiret talep etmeleri, sonra da (Şii) otoriteden af dilemeleri gerektiğini söyledi.  

İran yandaşı güçlere eleştiri  

Sadr, “Hükümetin kurulması girişiminde bulunanların çoğu ‘vatan sevgisinin imandan’ olduğuna ikna olmuş değil, bunların yönelimleri harici güçleredir. Onlardan, vatan sevgisini diğer her şeyin önüne koymalarını istiyoruz, diğer ülkelerle ise, ekonomik, diplomatik ve toplumsal olarak karşılıklık ilkeleri çerçevesinde ilişki kurmaları gerekir” ifadelerini kullandı.  

İran'a yakın milisleri ve silahlı grupları güçlü bir şekilde eleştiren Sadr, “Kontrolsüz silahların ve kontrolsüz milis güçlerinin varlığıyla güçlü bir hükümet kurmak mümkün değildir, bu yüzden tüm milis gruplarını dağıtmak zorundalar, eğer işgalciler dönerse biz de hep birlikte döneriz” dedi.  

Terör örgütü DEAŞ’tan kurtarılan Sünni nüfusun ağırlıklı olduğu batı bölgeleriyle ilgili de mesaj veren Sadr, Sünnilere teşekkür ederek, “Sağ olsunlar bizi kurtarıcı olarak kabul ettiler, eğer işbirliği yapmayıp destek vermeselerdi gasp edilen toprakları kurtaramazdık, Haşdi Şabi kendisine minnet duyulmasını isteyemez. Zaten Haşdi Şabi’nin yeniden düzenlenmesi, dış ve siyasi müdahalelerden soyutlanması ve disiplinsiz unsurlardan arındırılması gerekir” diye konuştu.  

Sadr, Koordinasyon Çerçevesi liderlerinden Nuri el-Maliki'ye açık bir atıfla; “Hepimiz ‘denenen bir kez daha denenmez’ sözünü işitmişizdir, yani deneneni yeniden öne sürmeyin, yoksa zulmünü sürdürür, eski trajedilerin tekrarını ve vatanın kaybolmasını istemiyoruz, Spyker, Saklaviye ve diğer şüpheli olayların yeniden yaşanmasını ve halkın acılarının devam etmesini istemiyoruz” ifadelerini kullandı.  

Iraklı bağımsız politikacı İbrahim Samidi, Sadr'ın mesajının siyaset sahnesindeki yansımalarına ilişkin olarak Şarku’l Avsat’a şu değerlendirmede bulundu: "Şüphesiz Sadr'ın gözlemcilerin tahmin etmekten aciz kaldığı gizli hesapları var. Ancak Sadr’ın Meclis'ten çekilme kararının, ilerideki hükümet sistemleri üzerinde kalıcı etkiler bırakacağı açıktır. Yani ileriki seçimlerde mezhep temelli, mezhep kotalı değil daha çok, olması gerektiği gibi, karma bir hükümet ve muhalefet tablosuna şahit olabiliriz. Mezhepsel ve etnik kotalar, zayıf ve yozlaşmış hükümetlerin oluşmasının ve vatandaşlık bilincini zayıflatan birincil nedenlerindendir. Bununla birlikte, Sadr Hareketi, yolsuzluğun ve yozlaşmanın önüne geçmek için parlamentoda güçlü bir muhalefet sergileyebilirdi, dolayısıyla çekilmiş olmaları, muhtemel caydırıcı bir gözetim projesi adına kayıp olarak görülebilir.”   

Ehl-i Beyt Üniversitesi öğretim görevlilerinden Dr. Galib ed-Dami, “Sadr bu hutbede sadece Maliki'yi veto etmedi, geçmiş yıllarda denenmiş olan tüm siyasetçilere mesaj verdi, bunların arasında Haydar el-İbadi de var, yani Sadr bir sonraki aşamanın nasıl olması gerektiğine dair ilkesel bir mesaj verdi” dedi.  

Şarku’l Avsat’a açıklama yapan Dr. Dami, "Sadr'ın şimdi odaklandığı şeyler arasında, geçmişte de dillendirdiği gibi; Haşd-i Şabi’nin yeniden düzenlenmesi, milis güçlerin dağıtılması ve yolsuzlukla mücadele var. Hutbede verilen doğrudan mesajların dışında, Cuma namazına katılanların sayısı da önemli, Sadr bu şekilde, siyasi güçlere, doğru olmayan bir seçim yapmaları durumunda, halk gösterileriyle hükümeti devirebileceği mesajını da vermiş oluyor. Yani Koordinasyon Çerçevesi’ne, lafı gevelemeyip bir ‘hizmet hükümeti’ kurmaları yönünde net bir mesaj veriyor” diye konuştu. 

Kaynak: Şarku’l Avsat

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?