Türkiye Çin'e rakip haline geldi
İGED Başkanı Hüseyin Ataol, "Türkiye yıl sonuna kadar yüzde 6'lık büyüme rakamını rahat yakalar" dedi.

Fahri Sarrafoğlu / Dünya Bülteni
İstanbul Genç İşadamları Derneği Başkanı(İGED) Hüseyin Ataol’dan Dünya Bülteni’ne yaptığı açıklamada Türkiye’nin 2010 yılını büyüyerek tamamlayacağına dikkat çekti. Dernek Başkanı Ataol, ihracattaki “kur” sorununun da tek bir sorun olmadığını yeni pazarlarla bunun da üstesinden gelebileceğini kaydetti. Atool’da yaptığımız söyleşinin ayrıntıları şöyle:
EKONOMİ RAYINA OTURDU
Türkiye ekonomisi ile ilgili genel bir görünüm çizebilir misiniz? Sizce Türkiye ekonomisi giderek düzlüğe çıkıyor diyebilir miyiz?
Türkiye ekonomisi 2000’li yıllardan bugüne büyük mesafe kat etti. Krizin ardından açıklanan büyüme rakamları da gösteriyor ki Türkiye ekonomisi daha sağlam temeller üzerinde yükseliyor. 2010 yılı ikinci çeyrek büyüme rakamlarına göre, GSYH'nın bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10.3'lük bir artış gösterdi. Türkiye bugün AB ülkelerini bile geride bırakarak Çin ile rakip bir ülke haline gelmiştir. İstanbul Genç İş Adamları Derneği (İGED) olarak yılsonunda da rahatlıkla yüzde 6'lık büyüme rakamını yakamayı bekliyoruz. Türkiye için geçmişte hayati önem taşıyan İMF’nin artık adı bile anılmıyor. Piyasalar ve iş dünyası İMF’den gelecek parayı çok fazla umursamıyor. Türkiye’nin makro ekonomik olarak konumu birçok ülkeden daha iyi hale geldi. Küresel Krizle gelen daralmanın ardından, Türkiye yaralarını sararak hızlı bir normalleşme sürecine girdi.
O zaman kısaca Türkiye’de ekonomi rayına oturdu diyebilir miyiz?
Kriz döneminde ertelenen yatırımlar hızla devreye sokulmaya başlandı. İhracat rakamları, yatırımlar, yabancı sermaye ve işsizlik rakamları bakımından değerlendirdiğimizde ekonomide çarkların hızla dönmeye başladığını görüyoruz. TÜİK'İN en son açıkladığı işsizlik rakamlarına göre haziran ayı itibariyle İşsiz sayısında 47 bin kişilik azalış var; yüzde 13'lük işsizlik oranı yüzde 10.5'e geriledi. Bu da gösteriyor ki ekonomi rayına oturdu.
Merkez Bankasının duruşunu nasıl değerlendiriyorsunuz gereğinden fazla sıkıyor diyebilir miyiz?
Merkez Bankası piyasalardan gelen talepleri daha fazla dikkate alması gerekiyor. Piyasalardaki hareketliliğin kalıcı olabilmesi için Merkez Bankası'nın faizleri düşürmesi gerekiyor. Piyasanın canlanmasının yolu faizlerin düşmesinden geçiyor. Rekabet ortamının çok yüksek olduğu Türkiye’de enflasyon korkusu anlamsız. Bu yüksek faiz ortamında sanayicinin, ihracatçının üretim yapması zorlaşıyor.
GENÇ GİRİŞİMCİLERİN ÇNÜ AÇILMALI
Türkiye'de en önemli eksikliğimiz girişimci eksikliğimiz... Girişimci eksikliğimizi nasıl artırabiliriz...
Türkiye bütün dünyanın hayran olduğu genç ve dinamik bir nüfusa sahip. Bu potansiyel sadece iş gücü alanında değil girişimcilik alanında da kendini göstermeli. Genç iş adamlarının sayısının artması ekonomimizin geleceği açısından da büyük önem taşıyor. Türk gencinde muazzam bir girişimcilik özlemi var. Gençler artık dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip ediyor. Üyelerimiz içinde genç yaşta iş hayatına atılıp dünyanın dört bir yanında yatırım ve ticaret yapanlar var.
Dernek olarak amacımız genç girişimcileri yerel ve global pazarlarda var olan fırsatlar hakkında bilgilendirmek. Onlara vizyon katarak gerekli eğitimleri vermek. Genç iş adamlarımız elde ettikleri başarıya rağmen henüz yolun başında sayılır. Daha gidilecek çok yol var. Bu anlamda da devletin genç girişimcilere ön yak olarak çeşitli teşvikler sunması gerek. Genç girişimciler mutlaka iş dünyası sivil toplum kuruluşlarıyla ortak projelerde yer almalı. Yurt dışına açılarak yeni fırsatları takip etmeli. Girişimcilik yolunda güç birliği yaparak başarıya ulaşmalılar. Bu anlamda İGED olarak gerek eğitim çalışmaları gerekse iş adamlarımıza yeni pazarlar bulmada çalışmalar yürütüyoruz.
GENÇLERE BİLGİODAKLI EĞİTİM VERİLMELİ
Gençlerin önünün açılması için hükümet tarafından bir takım çalışmalar var ama..Sayısı ile övündüğümüz gençliğimizin girişimcilik konusunda notu maalesef dünya ortalamasının altında... Bu konuda neler tavsiye edersiniz?
Türkiye’de devletin genç girişimciliği destekleyen uygulamaları var. Fakat yetersiz. Özellikle eğitim sistemi bilgi odaklı öğretim sunuyor. Pratik uygulama ve girişimciliği tetiklemede yetersiz kalıyor. Bu alanda atılması gereken adımlar var. Ayrıca bilgi desteği, ucuz yatırım kredisi, verginin azaltılması, devlet desteği, ucuz enerji gibi alanlarda iyileştirme yapılabilir. KOBİ ölçeğinde işletmeye sahip genç girişimcilere birleşmeler konusunda destek verilmeli. Devlet KOBİ’ler arası birleşmeleri destekleyerek, büyüme ve atılım yapmada ön ayak olmalı.
Genç girişimciler her etapta kendilerini geliştirmeli. Çeşitli eğitim programlarına katılarak kendilerine vizyon katmalı. Mutlaka yurt dışı tecrübesi edinerek en az bir yabancı dili çok iyi derecede konuşmalı. Globalleşen dünyada rekabette bir adım öne geçmek için donanımlı olmalı.
AFRİKA PAZARI İYİ DEĞERLENDİRİLMELİ
İhracatçımız sık sık kurlardan bahsediyor... Haklı olabilir fakat yeni pazarlar konusunda ya da alışagelmiş pazarların dışına çıkılması noktasında hala eksiklikler var değil mi? Bu konuda önerileriniz nelerdir?
İhracatçı için kur politikası hala bir sorun. Fakat tek sorun değil. Türkiye doymuş geleneksel pazarlarla yetinemeyecek kadar büyük potansiyellere sahip bir ülke. Stratejik konumu ve üretimden gelen avantajlarıyla sürekli yeni pazarlar aramak zorunda. Türk ihracatçısının ve iş adamlarının bu anlamda alması gereken çok yol var. Genç girişimciler daralan iç pazarla sınırlı kalmayarak dünyanın dört bir yanındaki potansiyeli yüksek bölgelere yönelmeleridir. Yeterince önem verilmemiş bu pazarların başında Afrika geliyor. İGED olarak üyelerimizle her ay iş ziyaretlerine gidiyoruz.
Ortadoğu’dan Afrika’ya Uzakdoğu’dan Orta Asya’ya kadar dünyanın dört bir yanında fırsatları araştırıyoruz. Krizde ayakta kalmanın ve büyümenin yolu; ihracatı, pazar ve ürün çeşitlemesini artırmaktan geçiyor. Girişimciler belirli pazarlarla kısıtlı kalmayarak tüm dünyayı kendine Pazar seçmeli. Yeni ekonomik düzende durmak dinlenmek gibi lüksler yok. Rekabette kim daha çok koşarsa ve donanımlı olursa o başarılı olacak.
YATIRIMIN BATI'NDAN DOĞU'YA KAYMASI TEŞVİK EDİLMELİ
Anadolu'ya yatırımın artırılması gerekiyor... Özellikle doğu illerimize ama yatırım hala batıya doğru bu konuda sizce gerek İŞ DÜNYASI TARAFINDAN gerekse hükümet tarafından nasıl bir adımlar atılmalı?
Doğu Anadolu başta olmak üzere Anadolu’da yatırımlarda kapsamlı bir planlamaya ihtiyaç var. Doğu Anadolu’da kalkınmanın motoru olabilecek sektörler tarım ve hayvancılık. Onu turizm izliyor. Hayvancılığa dayalı tarım, bölgenin lokomotifi olmaya aday. Bugün hala çözüm bulunamayan et ve süt krizinde bölgedeki dinamikler harekete geçirilerek çözüm bulunabilir. İş dünyasına daha kalıcı ve karlı yatırım teşvikleri sunularak bölge geçmişteki parlak günlerine dönebilir. Türkiye’nin hayvansal ve tarımsal gıda ihtiyacına cevap verebilir.
Reel sektör açısından bakıldığında kurumsal yapı eksikliği, Ar-Ge’nin bilinmemesi, pazarlama yeteneğinin sınırlı olması, mali yetersizlikler, ve bölgeye öteden beri hâkim olan karamsarlık ve yılgınlık başlıca sorunlar arasında yer alıyor. Bölgeye yapılan her yatırımın ülkenin huzur ve istikrarına büyük katkı sağladığı dikkate alınarak daha cesur teşvikler sağlanabilir. İGED üyesi genç iş adamlarımız Doğu illerindeki girişimcilerle her platformda bir araya geliyor. Gerek TUSKON bünyesinde gerekse kendi organizasyonlarımızla ortak projelerde yer almak için çalışmalar yapıyoruz. Doğuya yatırım konusunda İş dünyası, STK’lar ve Devlet el ele vermeli.