banner39

Suriye'de savaşan Kafkasyalılar bölgede endişeye yol açıyor

Suriye'de muhaliflerin safında savaşan Kafkasyalı gençlerin döndükten sonra ülkelerinde iç soruna sebep oalbilecekleri ifade ediliyor

Kafkaslar 09.01.2014, 15:38 09.01.2014, 15:38
Suriye'de savaşan Kafkasyalılar bölgede endişeye yol açıyor

İbrahim Ali/ Dünya Bülteni - Bakü

Suriye iç savaşının devam etmesi ve Esad rejiminin direnmesi ile beraber savaşın etkileri etraf Ortadoğu ve Kafkaslar’daki ülkelere de yayıldı. Azerbaycan ve Kuzey Kafkasya vatandaşları da savaşı katıldı.

Eski SSCB ülkeleri içerisinde sayıları giderek artan ve kendilerini selefiler olarak tanımlayan gruplar Irak ve Afganistan’daki operasyonlara da katılmıştı. Ancak sayısal olarak Suriye iç savaşına katılımın diğerlerini geride bıraktığı öne sürülüyor.

Bölge uzmanları Kuzey Kafkasya vatandaşlarının fazla tercih haklarının bulunmadığını, emniyet birimleri tarafından yapılan işkence ve baskıların gençleri olumsuz yönde etkilediğini savunuyor. Rus ulusal basının da baskısı göz önünde tutulduğu zaman Kuzey Kafkasyalıların fazla tercih haklarının bulunmadığı ortaya çıkmış oluyor. Kremlin sarayının bilinçli politikası sonucunda basın aracılığıyla Kafkasyalılar ve Müslüman vatandaşlar “her türlü şerrin kaynağı” olarak gösteriliyor. Bu tür haber ve analizler İslam ve Müslümanlara karşı nefret duygusunu giderek arttırıyor. Kendi bölgelerinde savaş durumundan kaynaklanan sorunlardan kurtulmaya çalışan gençler Rusya’nın diğer bölgelerinde aşırı dışlanma tepkileri ile karşı karşıya kalıyor. Aşırı baskılar sonucunda Müslüman gençlerin önemli bir kısmı kendisini radikal söylem ve eylemleri ile tanıtan grupların içerisinde buluyor.

Rus yöneticiler, İsrail devletinin “başarılı anti terör girişimlerinden” faydalandıkları üzerinde durarak vatandaşların bir bölgeden diğerine sürülmesine karar veriyor. Sürekli baskı ve işkencelere maruz kalan Müslüman gençler “hakikat ve adalet” arayışı içerisine giriyor, kendi adalet anlayışlarının kendileri tarafından da uygulanabileceğini düşünüyor. Gerek uluslararası istihbarat örgütleri gerekse FSB bu gibi gençleri “başarılı operasyonlarda” kullanabiliyor. Bazı analistler binlerce Kafkasyalı vatandaşın Esad rejimine karşı savaşmak için Suriye’ye gittiğini iddia ediyor. İnternet sitelerinde ve sosyal paylaşım sitelerinde yayılan video görüntüler de iddiaları doğruluyor.

AZERİ SELEFİLERİN ESAD’A KARŞI SAVAŞI

Son aylarda medyada Suriye’de savaşan Azeri gençlerle ilgili haberler yer almaya başladı. Bu gençlerden bir kısmının hayatını kaybederken her geçen gün yenilerinin bölgeye gittiği biliniyor.

Bazı Azeriler topraklarının yüzde 20’sinin Rusya’nın desteği ile Ermeniler tarafından işgal edilen Azerbaycan vatandaşlarının dışarıda “cihad”a gitmesine tepki gösteriyor. 10 yıl öncesinde 23 kişilik bir grup işgal altındaki Dağlık Karabağ topraklarına geçerek “partizan savaş grubu” oluşturmağa çalışmıştı. 2003 yılının Ağustos ayında İçişleri Bakanlığı ve Milli Güvenlik Bakanlığı’na bağlı operasyon grubu Bakü ve Gence’de özel operasyonlar düzenledi. Operasyona katılan polislerden birisi hayatını kaybetti. Grubun lideri Rövşen Bedelov gözaltına alındı. Grup üyelerinin Gürcistan’dan silah getirdiği ve silahların Gence’de ele geçirildiği ifade edildi.2004 yılının Aralık ayında verilen mahkeme kararı ile grup üyelerinden 11 kişi serbest bırakıldı. Diğerleri hakkında verilen hapis kararları ise sonradan kaldırıldı. Yalnız polis memurunu öldürmekle suçlanan Memmed Memmedov müebbet hapis cezası aldı ve hala cezaevinde.

Grup üyelerinin önemli bir kısmı ikinci Çeçen savaşında Ruslara karşı savaşmıştı. Bedelov Çeçenistan’da Azeri birliğinin komutanlığını yapmış ve sonradan Pankisi vadisindeki gruba katılmıştı. Onlar mahkeme ifadelerinde dünya mücahitlerinin dikkatinin Karabağ savaşına çekilmek istendiğini ifade etmişti. Karabağ savaşını yeniden başlatmayı düşünmeyen Azeri iktidarı bu girişimi önlemiş oldu. Ayrıca savaşa katılan vatandaşların sayısının artması sonucunda bunun iktidar mücadelesine dönüşebileceğinden endişe duymağa başladı.

Suriiye’ye giden Azerilerin sayısı giderek artıyor. Savaşa katılan şahısların geri dönmesi durumunda ise bunun iç soruna dönüşebileceğinden endişe duyuluyor.

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?