07.03.2014, 10:52

Kırım'daki kriz ikinci Soğuk Savaş'a yol açabilir

Kremlin Ukrayna’daki karışıklıklarda Batı’nın etkili olduğuna inanıyor -ve o intikamını alacaktır.

Bu, belki de Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana Avrupa tarihindeki en tehlikeli andır. Rus ve Ukrayna kuvvetleri arasında doğrudan bir çatışma, bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri’ni de içine çekecektir. Halen vakit varken, ilgili taraflardan her birinin gayesinin ne olduğunu anlamak son derece önemlidir.

Moskova, son 10 gün içinde birkaç kere hiç hoşlanmadığı sürprizlerle karşılaştı. Bunlardan ilki, Ukrayna’nın o zamanki devlet başkanı Viktor Yanukoviç, muhalifleri Kiev’in merkezinde işgal ettikleri pozisyonlardan temizleyebilecekken operasyonu durdurduğu zaman meydana geldi. İsyan olaylarına karşı görev yapan polis gücü Berkut, aldığı net emir üzerine, ismini Kiev Bağımsızlık Meydanı’ndan alan protesto hareketi Maidan’ı kapatıyordu. Bunların liderleri çaresizce ateşkes çağrısı yapıyorlardı ama aniden Berkut’un ilerleyişi durduruldu. Yanukoviç bunun yerine muhalefeti görüşmelere çağırdı. İkinci sürpriz de görüşmeler, üç Avrupa Birliği dışişleri bakanının katılımıyla Yanukoviç’in tavizleri hakkında olmaya dönüştüğü zaman geldi.

21 Şubat’ta imzalanan anlaşma, Yanukoviç tarafından verilen geç kalmış bir kapitülasyondu. O, bir iki gün öncesine kadar muzaffer biri olarak görülüyordu. Daha büyük sürpriz de bu kapitülasyon şartlarının radikaller ve Yanukoviç’in derhal istifa etmesini isteyen muhalefet tarafından reddedilmesi oldu. Sonunda, Kiev anlaşmasına şahitlik eden Almanya, Polonya ve Fransa hükümetleri, daha yeni imzalanmış anlaşmanın birkaç saat içinde çöpe atılmasına hiçbir itirazda bulunmadı.

Temsilcisi 21 Şubat belgesinin imzalanmasına şahitlik etmek üzere davet edilen ama akıllıca davranarak anlaşmayı müştereken imzalamayı reddeden Rusya, buna kızdı. Moskova’nın 21-22 Şubat’ta gördüğü, Kiev’de bir hükümet darbesiydi. Bu gelişme Rusya’nın Ukrayna ve Batı karşısındaki politikalarını kökten bir şekilde yeniden değerlendirmesine yol açtı.

Kiev’de şubat devrimini ülkenin batısındaki radikal milliyetçiler tarafından -Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri’nin yardımıyla- yapılan bir darbe olarak gören Kremlin, Rusya’nın mühim çıkarlarının doğrudan etkilendiğine kanaat getirdi. Birincisi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Sovyetler sonrasındaki alanda ekonomik entegrasyon planları Ukraynasız olmak zorunda kalacaktı. İkincisi, radikal milliyetçi unsurlar Kiev devriminden fayda görenler arasındaydı ki bu da Ukrayna’nın gelecekteki dış politikasıyla güvenlik ve iç politikalarının ne olacağı hakkında hiçbir şüpheye mahal bırakmıyordu.  

Yanukoviç tarafından imzalanması Kasım 2013’te ertelenen AB’yle Ortaklık anlaşması şimdi imzalanacak. Bu da Ukrayna’yı prensip olarak uzun vadede AB’yle entegrasyon yoluna sokacak. Daha kötüsü, yeni Ukrayna hükümeti ülkenin 2010’daki bağlantısızlık statüsüyle ilgili kanunu iptal edecek ve NATO Üyeliği Eylem Planı ya da MAP için çalışacak. (2008’de Rusya ve Gürcistan arasında savaşa önemli ölçüde yol açan da MAP konusuydu). İç şartlar bakımından ise batıdaki Ukraynalı milliyetçiler, büyük ölçüde Rusça konuşulan doğu ve güney bölgeleri de dahil Rusçaya karşı ayrımcılık ve Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin Moskova Patrikliği’nden ayrılması tehdidinde bulundular. Ukrayna’nın Moskova’da korkulan yeni resmi söylemi, Sovyet sonrasındaki "Ukrayna Rusya değildir" ifadesinden “Ukrayna Rusya’ya karşıdır” benzeri bir ifadeye dönüşecek.

Moskova, bağımsız bir Ukrayna’ya yönelik stratejisinde hep pervasız, gevşek ve tutarsız oldu. O, bunun yerine şu özel çıkarlar üzerine odaklanmayı tercih etti: Nükleer silahlardan arındırma; Karadeniz donanması; gaz geçişi ve ücreti ve benzerleri. Rusya, mevcut krizin ilk günlerinde büyük ölçüde pasif kaldı. Şimdi, olaylar aşırı derecede süratli bir şekilde değişiyor. SSCB’nin dağılmasından bu yana Ukrayna devlet ve toplumunda olan hassas dengenin kaybolmasıyla Rusya kararlı hatta acele davranmaya başladı. Yine, usta bir strateji gelecek gibi görünmüyor ama bazı önemli unsurlar giderek daha vazıh hale geliyor.

Rusya şimdi Kırım yarımadasını Ukrayna’nın geri kalan kısmından tecrit etmeye çalışıyor. O, bir tarafta Kiev'in ordu ya da polis kuvvetleri ve Ukrayna’nın milliyetçi paramiliter grupları diğer tarafta da yerlilerin arasındaki çatışmaları önleme ve daimi olarak Kırım’a yerleştirilen Ukrayna polis ve ordu kuvvetlerini etkisiz hale getirmeye gayret ediyor. Moskova, 1954’te Rusya’dan Kiev yönetimine bırakılan Kırım’da Ukrayna’nın hakimiyetini hiç kabul etmemiş yerliler ve Rus yanlısı unsurlara siyasi, iktisadi ve askeri destek verdi. Moskova’nın şimdi iki seçeneği var: Kırım ve Ukrayna arasında bir konfederasyon ya da Kırım’ın tamamen Rusya Federasyonu’na katılması (ilgili bir kanun buna imkan tanımak üzere düzenleniyor).

Rusya doğu ve güney Ukrayna’da, Kiev’de batı Ukrayna idaresinden hazzetmeyen unsurları desteklemeye çalışacaktır. Moskova, bunların ayrılmasından ziyade, muhtemelen Ukrayna’nın merkeziyetçi yapıdan uzaklaşarak federalizme doğru yönelmesini destekleyecektir. Bu da NATO içinde birleşik bir Rusya karşıtı Ukrayna tehdidini ortadan kaldıracaktır. Rusya’nın doğu ve güneyde muhalefeti Kiev’e karşı harekete geçirme çabalarının etkinliği, Kiev’de yeni idareciler tarafından sergilenecek basiret ve hoşgörü seviyelerine bağlı olacaktır. En kötü durumda, birleşik bir Ukrayna baki kalmayabilir.

Kiev’e gelince, Moskova Rusya’da çoğu devlete ait medya ve yetkilinin İkinci Dünya Savaşı sırasında batı Ukrayna’daki milliyetçilerle Adolf Hitler arasındaki iş birliğine referansla “faşist” ve "neo-Nazi" olarak adlandırdıkları “darbeyi” tanımadı. Rusya, geçici hükümeti de tanımadı ve sadece Ukraynalı yetkililerle “işleyebilir teması” sürdürmekle iktifa ediyor. Rusya, Kiev’in gözüne sokarcasına devrik devlet başkanı Yanukoviç’e topraklarında şahsi koruma verdi ve onun cuma günü güneydeki Rostov-on-Don şehrinde basın toplantısını organize etti. Meşru yönetim eksikliği -Ruslar Ukrayna parlamentosu Rada’nın, Maidan’ın baskıları altında faaliyet gösterdiğini söylüyorlar- Moskova’ya “kanunsuz” ve “istikametsiz” Ukrayna’da hareket serbestisi veriyor.

Moskova, 2008’de Güney Osetya ve Abhazya’da olanın aksine, müdahale için ilk ateşin açılmasını beklememeye karar verdi. O, açık bir şekilde, önlemenin karşı saldırıdan daha iyi olduğuna inanıyor. Ama 2008’deki gibi, ayrılmış bir bölgenin Moskova tarafından tanınması, -bu kez Kırım- Karadeniz donanmasının statüsüyle ilgili olarak 1997 tarihli Rusya-Ukrayna antlaşmasının şartlarının ötesinde, o bölgede Rus askeri mevcudiyeti için hukuki zemin teşkil edebilir.

Moskova’da Batı, AB ve Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı giderek artan bir bıkkınlık var. Bunların Ukrayna’da özellikle tiksindirici olduğuna inanılan rolleri şöyledir: Ukrayna’ya Rusya ve Batı arasında güç yetiremeyeceği bir seçim yapma mecburiyeti getirmek; seçilmiş hükümete karşı muhalefeti desteklemek; savaş zamanındaki Nazi iş birlikçilerinin torunları olan sağcı radikallere gözlerini kapatmak; teslim olması için hükümete baskı yapmak üzere muhalefetin yanında yer almak ve nihayet, anayasal olmayan bir rejim değişikliğine göz yummak. Kremlin, yeniden 3. Alexander’ın ünlü “Rusya’nın dünyada sadece iki dostu vardır: Ordusu ve donanması” vecizesindeki gerçeğe kani oluyor. Şimdi ordusu da donanması da Rusya’nın Kırım’daki çıkarlarını savunuyor.

Kırım’daki kriz yakın bir zamanda sona ermeyecek. Kiev, açık bir şekilde halk iradesiyle desteklense bile muhtemelen Kırım’ın ayrılmasını kabul etmeyecektir. Böyle bir durum, yarımadadaki “yabancı işgal” sebebiyle hesaba katılmayacaktır. Bu kriz özellikle Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere diğer oyuncuları da içine alacak şekilde yayılıyor. Şimdiye kadar Rus ve Ukrayna kuvvetleri arasında askeri çatışma olmadı ama eğer bunlar çatışırlarsa bu, 2008’de Güney Kafkasya’da olduğu gibi beş günlük savaşın tekrarı olmaz. İhtilaf, daha kanlı olur ve daha uzun sürer, Avrupa’da güvenliği de çeyrek asrın en yüksek seviyesinde riske sokar.

Savaş olmasa da Kırım’daki kriz muhtemelen Rusya ve Batı arasındaki ilişkileri kökten değiştirecek ve Rusya’nın şimdi yeni doğu Avrupa’da Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği’yle açık bir şekilde rekabete girmesiyle küresel güç dengesinde değişikliklere yol açacaktır. Eğer bu olursa, -Ukrayna'nın iç bütünlüğü, Kırım’ın özel pozisyonu ya da yeni bağımsız ülkelerde etnik Rusların durumu gibi- ilgili çoğu meseleyi çözümsüz bırakarak bir ceza gibi ikinci tur bir Soğuk Savaş meydana gelebilir. Bu, hepsinden önce de Rusya’nın Avrupa-Atlantik topluluğuna katılımını çözümsüz bırakır. Şüphesiz Rusya “kendisini savunma” ve “bir şeyleri düzeltme” kararından dolayı yüksek bir bedel ödeyecek ama diğerleri de kendi paylarına düşen bedeli ödemek zorunda kalacaklar.

Kaynak: The Guardian
Dünya Bülteni için çeviren: Mehmet Şeyhoğlu

Yorumlar (0)
Günün Anketi Tümü
Türkiye İsveç'in NATO üyeliğine onay vermeli mi?