Seksenler Susmuş neden konuşmuyor?
Seksenler dizisindeki Susmuş karakterinin neden sustuğu ve nasıl konuştuğu diziyi izleyenler tarafından merakla soruluyor. Susmuş'un sonunda konuştuğu biliniyor. Peki, nasıl?

Seksenler Susmuş neden konuşmuyor, daha doğrusu "Susmuş neden susmuş?" sorusunun cevabı bulundu mu?
TRT1'in efsane dizilerinden "Seksenler" dizisinin en dikkat çeken karakterlerinden biri de "Susmuş" oldu.
Susmuş'un özelliği adında da anlaşılacağı üzere gerçekten de "susmuş" olmasıdır.
Diziyi izleyenler onlarca bölüm geçmesine karşın Susmuş karakterinin hiçbir şekilde konuşmadığını sadece suskunluğuyla dizide rol aldığını gördü. Peki, Seksenler Susmuş neden konuşmuyor?
SEKSENLER SUSMUŞ NEDEN KONUŞMUYOR?
Seksenler Susmuş'un neden konuşmadığı ve nasıl dile geldiğini okuyalım:
Seksenler dizisini izleyenler Susmuş'u biliyor. Yıllardır ağzını bıçak açmıyordu. ahallede sesini bir tek kişi duymamıştı. Ama Susmuş, Seksenler'in cumartesi günü yayınlanan Öğretmenler Günü özel bölümünde ilk kez dile geldi. Mahalledekiler, emekli öğretmenlerini anmak için ona pastanede sürpriz bir kutlama organize etmişlerdi.
Yaşlı öğretmenin yetiştirdiği tüm gençler, onun elini öpüp üzerlerinde nasıl emeği olduğunu anlatılar. Bu arada pastanenin bir köşesinde dalgın dalgın olan biteni izleyen Susmuş, bir ara kendisine yöneltilen "Senin elini öpeceğin bir tek öğretmenin yok değil mi?" sözü üzerine yıllardır sürdürdüğü suskunluğunu bozup adeta şakımaya başladı. Sivas Lisesi'nde okuduğu dönemde hangi önemli edebiyatçıların elinde yetiştiğini, Sivas Kongresi'ne evsahipliği yapan, tüm öğrencileri savaşa gidip şehit olduğu için bir tek 1915 yılında mezun veremeyen okulunun nasıl değerler yetiştirdiğini bir bir sayıp döken Susmuş, tüm mahalleyi ve ekran başındakileri şoke etti.
Aslında dile gelen Susmuş değil, onu canlandıran Aydın Sarman'dı. Dizinin senaryo grubunda yer alan, aynı zamanda müziklerini de hazırlayan Sarman, Sivas'lıydı. Memleket aşkı depreşmiş, 'suskunluğu' yanardağ olup patlayıvermişti.
Ee, ne de olsa Aşık Veysel'in içtiği sudan o da içmişti.
Bu arada, övünmek gibi olmasın, benim de nüfus kağıdımda doğum yerim Hafik yazar. Aslen Sivaslı değilim. Babamın memuriyeti sırasında orada dünyaya gelmiş ve sadece iki ay havasından, suyundan, toprağından faydalanabilmişim. Ama her yerde göğsümü gere gere "Ben Sivaslıyım" derim. Sözün özü şu ki, 'suskunluk' Veysel'in hemşerilerine yaraşmaz.