Müslümanların araçsallaşması
Umran dergisi son günlerde öne çıkan tartışmaları 'Ahlak, Siyaset, Neo-Vesayet' başlığı altında sayfalarına taşıdı

Dünya Bülteni/ Kültür Servisi
Son yıllarda kendisine “hizmet” hareketi adını veren Fethullah Gülen hareketi ve ona bağlı yayın kuruluşları, AK Parti hükümetinin çözüm süreci ve demokratikleşme gibi iç siyasetine; İran, İsrail ve Ortadoğu politikaları bağlamında dış siyasetine karşı amansız bir muhalefet sergiliyordu. Bu muhalefetin 17 Aralık operasyonu sonrasındaki gelişmelerle devlet kurumlarındaki bağlılarıyla birlikte sabotaj ve darbe teşebbüslerine dönüştürüldüğüne dair kanaatler oldukça yaygın. Umran dergisi siyasi iktidarı itibarsızlaştırmak amacıyla yapılan “rüşvet ve yolsuzluk operasyonu” ile ilgili iddiaların ciddiye alınarak üstünün örtülmemesi gerektiğini ifade eden yazılara yer veriyor. Polis-yargı denkleminde oluşan yapıyı dağıtmanın, meselenin çözüldüğü anlamına gelmeyeceğini vurguluyor. Aksi durumun, daha da tehlikeli bir şekilde, rüşvet ve yolsuzluk iddialarının doğru olduğu kanaatini kuvvetlendireceğine dikkat çekiyor.
Böylesi zor bir süreç insanların yazılarını, konuşmalarını ve sosyal medyadaki mesajlarını da olumsuz bir biçimde etkilemektedir. Olağan dönemlerde olduğu kadar, olağan dışı zamanlarda ve öfkelerin kabardığı anlarda da ağızlardan çıkan sözleri kulakların duyması ve sözün en güzelinin seçilmesi gerekir. Aksi halde kızgınlıkla rastgele söylenen sözler, şeytana prim verdiği gibi, şeytani güç odaklarının müminler arasındaki sorunları daha da derinleştirmelerine, ayrışmalarına ve hatta çatışmalarına imkân sunar. Umran, bu vasatta önce ahlaklı bir dilde ısrar edilmesi gerektiğini vurgulayan yazıları gündemine alıyor. “Kardeşliği Sözden Öze Taşıma Zamanı” (Abdullah Yıldız) “Müslümanlar Arası İhtilaflardaki, Tartışmalardaki Sıkıntılar” (Şemseddin Özdemir) bu yazılardan ikisi.
Diğer taraftan AK Parti ve Fethullah Gülen hareketi arasındaki restleşme artık geri dönülemez bir sürece girmiştir. Bu restleşme gerek AK Parti gerekse Gülen hareketinin Türkiye sınırları içindeki güçlerini aşan özgül ağırlık ve hacimlerde devam etmektedir. Dolayısıyla bu restleşme ve gerginlikte “uluslararası” boyutu gözden çıkararak bir okuma yapmamız sağlıklı da değildir, olası da değildir. Bu konuda ortaya çıkan semptomlar çok net bir biçimde ortadadır. Uluslararası boyut; dışarıdan Türkiye’ye sürekli çekilmeye çalışılan dizaynda, Müslümanların araçsallaşması gibi inkar edilmez bir gerçeği faş etmektedir. Öyle görünüyor ki, küresel politikaların belirleyicileri, Türkiye’de hâlâ sıkıntıları olduğunu düşünmekte ve buna yönelik bir ‘tedbir’ alma ihtiyacı duymaktadırlar. Bu çevrelerin, giderek daha yüksek bir sesle, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “gereğinden fazla büyüdüğünü” ve ‘frenlenmesi’ gerektiğini dillendirmeleri boşuna değildir.Dergide gündemle alakalı yazılar şunlar: “Ortadoğu’dan Kadife Darbe Kıskacında Türkiye” (Burhanettin Can), “Yolsuzluk Destekli Bir Siyasi Operasyon” (Cevat Özkaya), “Gülen Versus Erdoğan-Kim Zararlı Çıkar Bu ‘Kavga’dan?” (M. Kürşad Atalar), “Ahlakî Toplumsallık ve Güncel Politikanın Cazibesi” (Abdurrahman Babacan), “Travmatik Bir Ta(l/r)ihi Aşmak” (Mustafa Tekin), “Darbeler Kitabına Yeni Bir Korsan Baskı mı?” (Sıbğatullah Kaya) “Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonu Ekseninde İkili Mücadelenin Seyri” (Hasan H. Çağıran).