Ne Mahalle, Ne Mektep, Geriye Bir 'Ah' Kaldı
''Elifba’dan Muallime/ Mahalle Mektepleri'' Fatih Güldal'ın hazırladığı eser, Eraslan Güzel'in koleksiyonundan fotoğraflarla da zengin bir hüviyete bürünmüş

Dünya Bülteni/Kültür Servisi
Osmanlı ilim geleneğinin henüz layıkıyla açılıp değerlendirilememiş sayfalarından birisidir mahalle mektepleri. İlk mektebe başlama merasimleri, âmin alayları, bed-i besmele merasimleri hep bu mektep hayatının en önemli sahnelerini teşkil eder. Şükür ki aradan geçen zaman içinde Bir Eğitim Tasavvuru Olarak Mahalle/Sıbyan Mektepleri ismiyle Dergâh Yayınları İsmail Kara ve Ali Birinci imzasıyla bir kitap neşretti (2005), bu alana dikkatimiz biraz daha yoğunlaştı.
Bugünlerde üzerinde emarelerini gördüğümüz kimi eski elifbalardan, kimi dönemin fotoğraflarından ya da çizimlerinden, kimi hatıratlardan izini sürmeye çalıştığımız bu müesseseleri tanımaya dönük yeni bir eser daha neşredildi. İsmi Elifba’dan Muallime/ Mahalle Mektebi (Aktiv Palet’in Kültür Hizmeti, 127 s., 2017). Yazarı tarihçi-yazar Fatih Güldal. Eserin ismi, içeriği ve yazarı kadar, çalışmayı hususi kılan bir şey daha var ki o da Eraslan Güzel Koleksiyonu’ndan nadir fotoğrafların size okuma esnasında eşlik etmesi. Zaten kitabın hamisi de Eraslan Güzel. Büyük kısmı ilk defa bu kitap için ortaya çıkmış görünen fotoğraflar hakikaten hem geç kalınan her çalışma için hayıflanmaya hem de bazı şeylerin gün yüzüne çıkmış olması dolayısıyla sevindirici bir duruma sevk ediyor sizi.
Eraslan Güzel bu işe gönül vermiş bir isim. Bu noktada durumu tespit açısından kitabın girişinde nicelik ve imkân bakımından farklar olsa da eğitimin niteliği konusunda mahalle mekteplerine yaklaşma hususunda bir mesafe katedemediğimizi söylüyor.
Kitabın yazarı Fatih Güldal ise sıbyan mekteplerinin hâlâ ilgi ve çalışılmayı bekleyen alan olarak önümüzde durduğunu ifade ediyor. Güldal, eğitim tarihimizde yenileşme, modernleşme adına tartışmaların o dönemde de yapıldığını ifade ederek, Selim Sabit, Emrullah Efendi, Satı Bey, Muallim Cevdet gibi isimlerin ilk mektepler konusunda yazı yazmış kıymetli kalemler olduğunu belirtiyor
.
Ne mahalle, ne mektep, geriye bir “ah” kaldı…
Bugün modern (!) şehirlerimizle birlikte, mahalle kavramı da maalesef ortadan kalkmış, haliyle mahallesi olmayan şehirlerin eğitim usulleri de değişime uğramıştır. Ancak eğitim tarihimizin en büyük kırılma noktası, toparlanılamaz vaziyette en büyük dağılması ise Tevhid-i Tedrisat kanunu ile gerçekleşiyor. Sıbyan mektepleri ve ibtidai mektepler kapatılıyor. Binalar büyük ölçüde kendi kaderine terk ediliyor yahut yıkılıyor. Bugün mahalle mektepleri yok ama mahalle mekteplerinin mirası hâlâ bakir. Neyse ki Eraslan Güzel Koleksiyonu ile birlikte Fatih Güldal’ın kaleme aldığı eser, meselenin ehemmiyetini bir giriş sadedinde anlatmak üzere bu ihtiyaca şimdilik cevap verecek nitelikte.
Kitap “İslam Tarihinde İlk Mektep” yazısı ile başlıyor. Daha sonra mahalle mekteplerini tanıtan kısa giriş yazısından sonra “Sıbyan Mekteplerinden İbtidai Mekteplerine Geçiş” yazısı yer alıyor. Kitabın devam eden bölümlerinde Yusuf Ziya Ortaç, Halide Edip Adıvar, Muallim Ahmet Halit’ten hatıralar naklediliyor. Kitabın sonunda ise Dersaadet’te ve taşrada yer alan erkek ve kız ibtidai mekteplerinin müfredat programları çeviriyazı olarak yer alıyor.
Mahalle mekteplerinin müfredatı
Mekatib-i İbtidaiye Programı, hicri 1316 tarihini taşıyor. Birinci senenin ilk dersi elbette ki Elifba. Haftada 24 ders yapılmış. Söze şöyle bir tembihle başlanmış: “Elifba risalesi ikmal edilmedikçe veâtide müfredatı gösterilen malumat-ı iptidaiye bellettirilmedikçe eczâ-yı şerifeye başlanmayıp şâkirdân yalnız elifba ile iştigal ettirilecektir.” (s.99) Devam eden süreçte Kur’an-ı Kerim dersi yer alır. Haftada 6 saattir. Burada da bir tenbihle başlanır: “Elifba risalesi itmam olunmadıkça ecza-yı şerifeye başlanmayacaktır. İlk sene şâkirdâna ancak Amme ve Tebareke cüz-i şerifleri yalnız yüzünden okutturulacaktır. Bu sırada namaz surelerinden bazıları hıfz ettirilecek ve lüzumu olan sureler azar azar ezberlettirilecektir.” (s.101) Eğitim ikinci sene ve sonrasında Tecvid, İlm-i Hâl, İmla, Kıraat, Sarf-ı Osmânî, Hesap, Hüsn-i Hat dersleri ile devam ediyor.
Mahalle mektebinden hatıralar
Kitapta mahalle mektebi dönemlerinden ediplerimizin hatıratlarına da yer verilmiş: Halide Edib’in ilk mektep hatıralarında şunlar nakledilir:
“Güneşli bir gün, Beşiktaş’ta Uzuncaova İptidai Mektebi’nin talebesi bizim evin avlusuna dolmuştular.. Aşureler yendi, paralar dağıtıldı… O sırada biz de iki örgü saçımızı önümüze sallandırdık, başımıza işleme taktık, çocukların arasına katıldık. Ve hep beraber, tabur halinde sokağa çıktık.
Bütün çocuklar taburun önünde ‘şol cennetin ırmakları akar Allah deyu deyu!’ diye ilahi söylüyorlar, küçükler de arkada sırası geldikçe ‘Aaaamiiin!’ diye bağırıyorlardı. Ablacım ilahicilerin, ben amincilerin arkasındaydım. Arkadaşlarım amin derken açılan ağızlarına bakarak onlar gibi bağırmaya çalışıyordum.
Böyle aminler diyerek ilahiler söyleyerek Beşiktaş sokaklarının tozunu kaldıra kaldıra mektebe vardık.” (s.91-92)
Yusuf Ziya Ortaç ve Ahmet Halit’in hatıraları da dikkate değer. Ahmet Halit falaka ile ilgili bir sahne anlatıyor hatıralarında: “Bu ilkokulun en kuvvetli andacı bir arkadaşımın falakaya yatışıdır. Bu çok yaramaz bir çocuktu. Bu yüzden bir hoca onu falakaya yıktı. Fakat haylaz çocuk daha önceden çoraplarının tabanına kül doldurmuş, Hoca sopayı vurunca bütün sınıf dumana boğuldu, hocanın da yüzü gözü kül oldu!...” (s.92)
Tarihe keşf-i kâdim nazarıyla bakmak…
Yazar Fatih Güldal, kitabın sonuç bölümünde bu okulların neden görülmeyişi üzerine dikkate değer bir tespitte bulunmuş: “Bugün birçok eğitimci ya da tarihçinin bu mekteplere bakış açısı ya anakronik maraziyeler taşımakta ya da ideolojik bazı saiklerle sağlıklı değerlendirmelerden uzaktır.” Tarihi kendi dönemi-koşulları ile değil de olumsuzluklar üzerinden kurma gayreti hakikaten hastalıklı bir ruh halidir. İyi ki mahalle mektepleri tarihimizden güzel hatıralarla geçmiş, yoksa nereden bilecektik Müntahab-ı Elifba-yı Osmani’yi, Hafız Ferid’in Tecvid’ini, İdadiye Müdürü Mustafa Bey’in Telhisü’l mülahhas İlmi hâl’ini, Fevâidü’l etfâl kitabını, Mehmet Asım (Us)’ın Amel-i kitabet- Usul-i Tahrir ve daha nice eserleri…
Kâmil Büyüker