Vikingler, Endülüs İslam tarihinde acı izler bıraktı
İskandinav bölgesinden gelerek İngiltere ve Fransa gibi kıyı ülkelere musallat olan Vikingler, Endülüs’ün İslam hâkimiyetinde olduğu dönemde bölgeye uzun süre akınlar düzenlemiştir. Tıpkı filmlerde izlediğimiz gibi acımasızca yağma yapmış ve burada yaşayan Müslümanların korkulu rüyası olmuş.

Vikingleri barbar, yağmacı, oldukça kaba davranan ve ellerinde kadeh sürekli içki içen tiplemelerle tanırız. Bu izlenimlerimiz genellikle filmlere veya televizyon dizilerine dayanır. Onların Müslümanlarla olan ilişkilerini çoğumuz bilmeyiz. Hâlbuki İskandinav bölgesinden gelerek İngiltere ve Fransa gibi kıyı ülkelere musallat olan bu kavim, Endülüs’ün İslam hâkimiyetinde olduğu dönemde bölgeye uzun süre akınlar düzenlemiştir. Tıpkı filmlerde izlediğimiz gibi acımasızca yağma yapmış ve burada yaşayan Müslümanların korkulu rüyası olmuştur. Akademik çalışmalarda Endülüs üzerine yapılan araştırmalar az olunca, Müslümanların Vikinglerle ne zaman ve nasıl tanıştığı veya bu barbar topluluğun İslam coğrafyasında nasıl bir tahribata neden olduğu hakkında bilgiler de sınırlı kalmıştır. Bu sebeple biz de bu yazıda faydalı olmasını ümit ederek, Endülüs hakkındaki araştırmalarımız neticesinde edindiğimiz malumatı okuyucuyla paylaşmayı arzu ettik.
Vikingler Mecusi miydi?
Vikingler tarih kitaplarında pek çok farklı isimle anılırlar. Bunların en meşhuru “Normon” kelimesidir. Bu lafız, “kuzey adamı” anlamına gelen İngilizce “North men”, İspanyolca ise “Normandos” sözcüklerinden türemiştir ve Vikinglerin Avrupa’ya kuzeyden saldırmalarına işaret eder. Viking ismi ise haliç anlamına gelen “Vike” kelimesinden türemiş olup, İskandinavya yarımadası sahillerinin bir özelliğinden dolayı ortaya çıkmıştır.
Vikingler esasında German asıllı olup iri yapılı vücutları, mavi gözleri, beyaz tenleri ve sarı uzun saçlarıyla diğer milletlerden ayrılırlar. Germanların bir kısmı Avrupa içlerine göç etmiş, bazıları ise ana vatanları İskandinavya’da kalmışlardır. Avrupa’ya göç edenler, Roma İmparatorluğu himayesinde yaşamını sürdürmüş, zamanla asli özelliklerini kaybedip asimile olmuşlardır. Kuzeyde yani İskandinavya’da kalan Germanlar ise ilkel yaşamlarına devam edip karakteristik ve etnik vasıflarını korumuşlardır. İşte bu bölgelerde kalan insanlar Vikingler olarak bilinirler.
Klasik İslam tarihi kitaplarına bakıldığı zaman Vikinglerin genelde, Mecusi olarak tanımlandıkları görülür. Ancak Batılı kaynaklarda Mecusilikle bir irtibatın bulunmadığı çok açıktır. Büyük ihtimalle Vikinglerin geceleri ısınmak ve düşmanlarını korkutmak amacıyla ateş yakmaları veya ölen liderlerinin bedenlerini yakma alışkanlıkları, Müslümanların onları Mecusilere benzetmelerine sebep olmuştur. Ancak Vikingler esasında çoktanrılı bir din anlayışına sahiptir.
Vikingler ormanlık ve bataklıklarla dolu, şiddetli rüzgârlara sahne olan ve sahilleri derin haliçlerle çevrili İskandinavya bölgesinde, zor yaşam şartları altında yaşamaktaydı. Bu coğrafyada hayatta kalabilmek için güçlü ve kuvvetli bir bedene sahip olmak gerektiği gibi, yeri geldiğinde acımasız olmak da elzemdi. Vikinglerin başka milletlere kıyasla daha barbar ve merhametsiz olmalarında yaşadıkları bölgenin doğal şartları etkili olsa gerektir. Ayrıca bu insanlar yüzmek, tırmanmak, güreş, avcılık gibi kuvvet gerektiren spor dallarında çok kabiliyetliydi.
Dünya tarihinde görülen en azılı ve gözü pek korsanlar
Vikinglerin faaliyet alanlarının başında gemicilik gelmekteydi. İskandinavya’daki zorlu hayat koşulları, onları farklı bölgeleri keşfetmeye mecbur kıldı. Bu yüzden daha uzak yerlere gidebilecek, uzun ve dar bir yapıya sahip, sağlam gemiler inşa etmeye başladılar. Bu sağlam gemilerle buzulları geçip, komşu ülkelere saldırılar düzenlediler. İlk olarak 8. yüzyılda İngiltere adalarına saldıran Vikingler, 9. yüzyılda daha da güneye inip, Fransa sahillerine kadar ulaştılar. 9. yüzyıldan sonra Avrupa devletlerinin çoğu, Viking korsanlarının istilasına maruz kaldı.
Tarih kitapları bu gemicilerin dünya tarihinde görülen en azılı ve gözü pek korsanlar olduğunu bildirirler. Viking korsanları, genel olarak kendilerini savunabilmek amacıyla büyük topluluklar halinde gezer ve siyah yelkenler kullanırlardı. Böylece gemileri uzak mesafelerden dahi tanınırdı. Korsanların bir kısmı sahil şehirlerine ve köylere saldırıp yağma ederken, diğerleri de iç kesimlere giden arkadaşlarını ve gemileri korumak için nöbet tutarlardı.
Vikingler ilk olarak miladi 843 yılında başta Bordeaux olmak üzere Fransa’nın kıyı şehirlerine saldırı düzenleyip buraları talan ettiler. Elde ettikleri başarılar, onları farklı diyarlara yelken açma konusunda cesaretlendirdi. Ardından Fransa’nın güneyine, yani Endülüs coğrafyasına yöneldiler.
Mescide sığınan masumları gözlerini bile kırpmadan katlettiler
Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ