Kakafoni eşliğinde raks
Bakara suresi 171 “İnkâr edenleri imana çağıran ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.”

MURAT SAYIMLAR
İçinde bulunduğumuz halin farkında olmak; hak ve hakikat üzerinde olup, olmadığımızı; yoldan sapıp, sapmadığımızı; dostu, düşmanı; karı, zararı; sorunu, sıkıntıyı, riski; ne yapacağımızı bilmek açısından mecburdur.
Ancak bu gürültü kirliliği, kakafoni arasında; farkında olmak, hakikati işitmek, fark etmek o kadar da kolay değildir.
Bir taraftan iç seslerimiz. Kendimizle konuşmalarımız, tartışmalarımız; şeytanın ivaları; nefsimizin fısıltıları.
Diğer taraftan çevrenin gürültüsü; eleştiriler, yargılamalar, suçlamalar. Dedikodular, iftiralar. Boş sözler, geyik muhabbetleri; propaganda, reklam, dezenformasyonlar, manipülasyonlar; eğitim, kültür ve iletişim gürültüleri; psikolojik travma ve depresyon oluşturacak yayınlar; “uzmanların(!)" manipüle edici, yanıltıcı konuşma ve tartışmaları; aldatıcı, saptırıcı çabalar; aforizmalar; sanat adına yapılan bozucu, ilim adına yapılan saptırıcı icraatlar vb. gürültü faaliyetleri her anımızı o kadar kuşatıyorki; içimize ve çevremize dönüp, işitemiyor, düşünemiyor, fark edemiyoruz.
Bunun ilk sonuçları hakikate ait seslerin duyulamaması olmaktadır.
Sonra bu kakafoni içerisinde; hakikati duymanın, görmenin, anlamanın ve inanmanın ihtiyaç olduğuna inanmayıp, bu imkânların şükrünü eda edemeyenlerden; duyma, görme, anlama ve inanma hassaları geri alınır.
Artık bunlara ihtiyaç duymayanlar için koroya dâhil olmaktan başka yol kalmaz.
Artık Kakafoni Orkestrasında bir "sanatçı" olunmuştur. Gürültü yapmak için var güçle gayret gösterilmektedir.
Henüz görme, duyma ve anlama duyuları ellerinden tam alınmamış fakat hızla bu sona gidenler; iç sesleri, çıkarttıkları gürültüleri bastırmasın diye mümkün olduğu kadar İslami terminoloji, ayet, hadis, rivayet ve aldatıldıkları malumatlar ile elde ettikleri "fikirlerini" kullanmaya gayret etmektedirler.
Orkestra sahipleri ve şefleri bu halden memnundurlar. Zira kakafoni ile dumura uğramayı reddedenler, bu katkılarla izleyici ve hatta aktif katılımcı olmaktadırlar. Aralarından, "bu ne gürültüdür?" diye itiraz edecek olanlara hemen bir solo konser ve albüm teklif edilmektedir. Buna da aldanmayanlara sürekli ölüm marşı dinleme cezası öngörülmektedir.
Kakafoni korosuna dâhil olup, icra-i sanat eyleyenlere daha demokratik haklar sağlamak için sosyal medya mecra ve teknolojileri hazırlanmış ve kullanımlarına sunulmuştur. Sosyal medya mecraları, kirlenmede ve ifsatta fırsat eşitliği sağlamıştır.
Bu stratejinin mimarlarının nihai hedefinin;
Bakara suresi 171 “İnkâr edenleri imana çağıran ile inkâr edenlerin durumu, bağırıp çağırmadan başka bir şey duymayan hayvanlara seslenen (çoban) ile hayvanların durumu gibidir. Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.”
Durumunu oluşturmak olduğu düşünülmektedir.
Kakafoni orkestrası "başarılı" bir projedir. Zira orkestraya katılanlar ve konserleri kaçırmayanlar, kademeli dumura maruz kaldıkları için artan oranlarda fıtratlarından, hakikatlerinden uzaklaşmaktadırlar. Ayrıca görme, duyma, anlama yetileri de körlenmeye başladığı için; farkındalık ve ayırt etme özelliklerini de kaybetmektedirler.
Fıtrat ve hakikate ilişkin ihtiyaçları da gürültü ve kakafoni içerisinden karşılandığı için kendilerini rahatlamış hissetmektedirler ve gerçek hakikate ilişkin talepleri ortadan kalkmaktadır.
Adam yerine konulmak, fark edilmek, değerli olmak, özgüven sahibi olmak gibi hasletleri orkestra tarafından ortadan kaldırılan kitle; "gürültü çıkar, sende varlığınla dikkat çeker ve adam yerine konulursun" mottosu ile motive edilmektedir.
Sesin gürültüde boğuluyor, duyulmuyor musun? Ha gayret, daha yüksek perdeden bağır ve hatta sende bir koro kur. Malzeme eksiğin mi var? Hadi canım senin olanlar daha epey idare eder. Onları tükettin mi, diğerlerini yaymaya başlarsın. Nasıl olsa alıcısı ve potansiyel yayıcısı olan bir mahallen var.
Orkestrayı kuranlar çok memnun. Topluluğu kontrol altında tutmak, manipüle etmek, istedikleri gibi davranmalarını sağlamak için fazla sıkıntı çekmiyorlar. Kakafoni orkestrasına malzeme sağla, teknik destek ver, katılımcılardan yönetici, baş kemancı, davulcu tayin et, gerisi otomatik işliyor.
Allah'ın Kitab’ı, doğruyu eğriden ayıran, hidayet kaynağı, gönüllere şifadır diyen arkadaşın dikkatini çekmek istiyorum.
Bu orkestrada yer almak için katkıda bulunulması gerekmektedir. Bu katkı bir yönden, alıcısı olan malzemelerden oluşmalıdır. Diğer yönden orkestranın, gürültüye katkı sağlayan bir değere haiz olmalıdır. Adamın hem bu orkestraya katılmak iştah ve şehveti var, hem de "katma değer" üretecek zekâ ve yeteneği yok. Bu durumda sence ne yapacaktır?
Doğrusuna tabi olmak için önce sözü dinlemek lazım. Sözü dinleyen kalmıyor neredeyse. Orkestrada olmanın lazım şartı sürekli konuşmaktır.
İstisnası olmaz mı?
Su üstüne yazanlar ve sabredenler. Bilirler ki; Allah'ın işitmesine, görmesine, anlamasına, inanmasına ve gereklerini yerine getirmesine müsaade ettikleri; kakafoni orkestrasına karşı kör ve sağır kesilmişlerdir. Ne zaman onlara katılmak için yola çıksalar, yolda onları bir uyku basar.