Mısır darbesinde Türk pozisyonunun bileşenleri
Ankara'nın Mısır'daki darbeye karşı tutumuna tahrandan gelen tepkilerden sonra, Arap dünyasından, Batıdan ve Siyonist dünyanın da darbeye destek vermesiyle, Recep Tayyip Erdoğan hükümeti insan haklarının ve demokrasinin yanında olan tek hükümet olduklarını açıkladı.
Ramazan ayı boyunca Erdoğan, katıldığı her iftarda Mısır'da meşruiyetin yanında olduklarını ve Mısır'da halkın demokratik ve adil seçimlerle iktidara taşıdıkları cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'den ve onun hükümetinden başka bir hükümet tanımadıklarını vurguladı. Bununla da halkın iradesine atıfta bulunuyordu. Erdoğan'ın Mısır'daki olaylara karşı duruşu, tankların gölgesinde yani meşru olmayan yollarla Cumhurbaşkanı yardımcısı olan Muhammed Baradey ile telefon görüşmesini reddetmesi şeklinde yansıdı. Erdoğan'ın bu "tarihi" konumu, ilkeler karşısında kayıtsız kalmadığının bir göstergesi oldu ve dış politikada yeni bir siyasi anlayışı ortaya koydu. Ancak başbakanın bu yaklaşımına Mısır medyasından ve Hüsnü Mübarek'e bağlı bazı iş adamlarından yanıtlar da gecikmedi. Sina'da Türk silahlarının kontrol edilmesi, Mısırlı meşhur dava avukatlarından birinin Erdoğan'a "Mısır'ın iç işlerine karıştığı ve Mursi'ye destek verdiği" gerekçesiyle dava açması, bu tepkilerin ilginç yansımaları oldu.
İran ise şu an pozisyonunu değiştirmeye çalışıyor ve değişikliğin tamamen Tahran'ın çıkarlarına uygun olması için bazen dalgalı süreçlerden geçebiliyor. Öncelikle Mısır'daki darbecilerin sevgisini kazanmakla işe başladı. Bunun için de Türkiye'ye yüklenmeye başladı. İran Şura Meclisinin ulusal güvenlik ve dış siyaset kurulu sözcülerinden Hüseyin Nagvi Hüseyni'nin Tahran'da yaptığı basın toplantısında, dışişleri bakanı Ali Ekber Salihi'nin Türk meslektaşı Ahmet Davutoğlu ile yaptığı görüşmenin sırlarını ortaya döktü. Cihan Haber Ajansının bildirdiğine göre de şu iddialarda bulundu: Türkiye, Mısırda Müslüman Kardeşleri desteklediği sürece bir takım krizlerle karşı karşıya kalacak. Hüseyni ayrıca, Ali Ekber Salihi'nin, Ankara dönüşünde İran Şura Meclisinin dış politika ve ulusal güvenlik kurulu ile bir toplantı yaptığını, bölgedeki son gelişmeleri değerlendirdiklerini ve Mısır sorununu ele aldıklarını ifade etti. Ancak ilginç bir şekilde İranlı yetkili Ankara savurduğu tehditlerden U dönüşü yaparak İran'ın Türkiye'ye her hangi bir şey dikte etmediğini ve bu açıklamaların bir şey empoze etmek anlamına gelmediğini bildirerek, ülkesinin her zaman diyalog ve müzakerelere açık olduğunun altını çizdi.
Ankara ise Mısırın iç işlerine karıştığı iddialarını kesin bir dille reddediyor. Türk dışişleri bakanı Ahmed Davutoğlu, Azerbaycan'ın başkenti Bakü'ye yaptığı son ziyarette yaptığı basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Mısır'da yapılan darbenin meşruiyete karşı yapıldığını, parlamentoyu dağıtmak ve seçilmiş cumhurbaşkanını devirme amacıyla planlandığını ifade ederken, Türkiye'nin de diğer tüm ülkeler gibi Mısır siyasi arenasında gelişen bu olaylar karşısında derin bir endişe duyduğunu belirtti. Davutoğlu basın toplantısında sözlerine şunları da eklemişti: "Mısır'da olup bitenler hakkında endişe duymamız ve en kısa zamanda Mısır'da halk iradesine dayanan yeni bir hükümet kurulmasını arzu etmemiz, olumsuz bir bakış açısı yaratmamalı ve bu tepkilerimiz Mısır'ın iç işlerine müdahale tarzında görülmemeli.."
Meşruiyete destek vermek ve Mısır'daki gelişmeler noktasında dış politika vizyonunu belirlemek amacıyla Adalet ve Kalkınma Partisi, Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında genel bir kongre düzenledi. Kongrede iç ve dış meselelerle ilgili gündemler ele alınırken, Ak Parti hükümeti, Mısır'daki askeri darbeye karşı tutumlarında bir değişikliğe gitmemeleri şeklinde karar aldı. Parti genel kongresinde konuşan Erdoğan, Muhammed Mursi'den başka hiçbir adayı Mısırın lideri olarak tanımayacaklarını açıklarken, Baradey ile telefon görüşmesi yapmayı reddetmesinin nedenlerini şu sözlerle açıkladı: " Bize kendi meşruiyetlerini empoze etmeye çalışıyorlar... ama biz bunu reddediyoruz" . Mısır'daki güncel gelişmelerin ele alındığı toplantıda parti milletvekillerinden Mevlüt Çavuşoğlu da, Mısır büyükelçisi Ahmed Salahaddin ile yaptığı görüşmenin detaylarına yer vererek, elçinin Türkiye'yi Mısır'da olup bitenler hakkında ikna etmeye çalıştığını ifade etti.
Parti genel kongresinde alınan karara göre, Türkiye hükümeti Mısır'daki yeni hükümeti tanımayacağını ve darbeye karşı duruşundan taviz vermeyeceğini açıkladı. Dolayısıyla Mısır büyükelçisi Ahmed Salahaddin'in siyasi çevrelerle yaptığı görüşmelerle ortaya koyduğu çabalarının Türkiye'nin pozisyonunu değiştirmesinde etkili olmadığı görülüyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de elçiye Mısır'da demokrasiye en kısa zamanda dönülmesi, meşruiyete saygı ve Muhammed Mursi'nin derhal serbest bırakılması yönünde verdiği mesaj da bu çabaların bir işe yaramadığı sonucuna götürürken, başbakanın Mısır elçisi ile görüşmeyi reddetmesi de Türkiye'nin kesin kararını ortaya koyuyor.
Batının "darbe" kelimesini reddetmesi de Türkiye'nin tutumunda bir değişikliğe sebebiyet vermedi. Aksine Ankara, Avrupa Birliğini Mısır'daki darbeci hükümeti tanımama yönünde çağrıda bulundu. Avrupa Birliği danışmanı Egemen Bağış, Ankara'da Fransa ulusal bayramı vesilesiyle Fransız elçiliğinde yaptığı açıklamada Türkiye'nin darbeye karşı net bir tavır takındığını ve sebebi ne olursa olsun meşruiyete karşı yapılan her darbeyi reddedeceklerini açıkladı. Bağış, Mısır'da yapılan darbe, dünyanın özellikle de Avrupa'nın samimiyetini ve güvenilirliğini ortaya koymuştur sözlerinin altını çizerek, Batıyı Adeviye meydanında yükselen çığlıklara kulak vermeye çağırdı.
Türkiye'nin tutumunun arkasında güçlü bir istihbarat ve dış politikada izlediği yöntemin etkisi de var. Tahrir'de Mursi'ye karşı toplananların aslında milyonlar olmadığını, silahlı kuvvetlerin dünyayı Mursi'yi devirmek için fotoşop yöntemiyle ikna etmek için yalan haberler dolaştırdığını iyi biliyor. İşte bu nedenle Ankara, Mısır'da olanlara karşı tutumunu uydurulan senaryolara ve fabrikasyon bilgilere dayandırmadığını çok net bir şekilde ortaya koyuyor.
Kaynak: Muctema dergisi
Dünya Bülteni için çeviren: Tuba Yıldız