Ayasofya için Bizans Enstitüsü devreye girdi
İstanbul'un fethinin sembolü olan Ayasofya, 1 Şubat 1935 tarihinde müzeye çevrildi. Türkler, kılıç hakkı ile kazandıkları Ayasofya'yı, bu kararın ardından bilet alarak ziyaret etmek zorunda kaldı.

Ayasofya, 1930 ile 1935 yılları arasında restorasyon çalışmaları nedeniyle halka kapatıldı ve Mustafa Kemal'in emriyle bir dizi çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar arasında mozaiklerin ortaya çıkarıldı.
Restorasyon sırasında 'Türkiye'deki laiklik' rejimi gerekçesiyle Ayasofya’nın tekrar kiliseye çevrilmesi gündeme geldi. Söz konusu karar kabul görmedi. Bakanlar Kurulu’nun 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrildi. Mermer zemindeki halıların kaldırıldı. İnsan figürlü mozaikleri örten sıvanın kazındı.
Bu tarihi yapı, müzeye çevrilmiş olmasına rağmen 19 Kasım 1936’da tapuya resmen "Ayasofyayı Kebir Camii Şerifi" adıyla kaydedildi.
Bizans Enstitüsü çalışmalara katıldı
Öte yandan, söz konusu dönemde Ayasofya’nın restorasyonu için yurt dışından iki kuruluş devreye girdi. Bunlar biri oldukça dikkat çekiciydi. O kurum, merkezi ABD’de bulunan Bizans Enstitüsü idi. Bizans Enstitüsü, Ayasofya'nın sistemli olarak incelenmesi, restorasyonu ve temizlenmesi için 1931’deki çalışmalar için girişimde bulundu. Bizans Enstitüsü ekibi mozaik arama ve temizleme işleriyle uğraştı.
Tarihi yapının restorasyonu için devreye giren diğer kurum ise Dumbarton Oaks Alan Komitesi idi ve 1940’lı yıllardaki çalışmalar için harete geçmişti.